26

910 83 23
                                    

"Xiaojun'un saçmalaması işte, ne beklersin."

"Haklısın."

Chenle ile birlikte yatağıma yan yana yatmış tavana bakarken son olayları irdeliyorduk. Arada birbirimizde yatıya kalır ve başımızdan geçenlerin analizini yapardık, tıpkı şu an yaptığımız gibi. Bu sefer ev sahibi ben olmuştum, annemden aldığım harçlığım ile marketten aldığım kucak dolusu atıştırmalık ile misafirime ziyafet çektiriyordum.

"Yazık oldu Kun'a da," dedi paketten avuçladığı cipsi ağzına tıkarken. "Bildiğin sizi keklemişler."

"Büyük o senden, saygılı ol. Ne demek Kun," diye karşılık verdim dalgasına. Lucas'a gönderme yaptığımı anlayınca yüzünü buruşturdu. Yerim ben senin ekşimiş suratı, yılancığım benim.

"İkiniz de sevimsizsiniz. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş."

"Aa, ne zaman gördün sevimsizliğimi?" Yanındaki yastığı alıp kafama attı. Boşuna yılan diye sevmiyordum ben bunu, yılandı çünkü. "Her yüzüne baktığımda gördüğüm şey ne o zaman" diye kendince laf soktu. Gözlerimi devirdim. Bazen çekilmez oluyordu, ama sesimi çıkarmayacaktım çünkü arkadaşımdı.

"Keşke Yangyang da burada olsa," dedim konuyu değiştirmek amacıyla. Her ne kadar amacım konuyu değiştirmek olsa bile düşüncelerimi dile getirmiştim. Dışarıdan öyle gözükmese de Yangyang ile aramın soğuk olması beni derinden sarsıyordu. Sonuçta o çocukluğumdan beri benim arkadaşımdı, benim için değerliydi.

"Bir dahaki sefere tekrar üçümüz buluşuruz, dert edinme kendine. Bu durumun ikinizi ne kadar yıprattığının farkındayım, kökünden halledip ortada herhangi bir soru işaretinin kalmamasını istiyorum."

"Anladım."

Sustuk, neyi ima ettiğini anlamıştım. Oldukça duygusal bir konuşma gerçekleştirecektik birazdan. Yatağın gıcırtısını duyunca bakışlarımı tavanımdan Chenle'ya döndürdüm. Sol kolunun üzerinde rahat edeceği bir pozisyon buldu, mırıldanmaya başladı:

"Bebeğim, bana dürüst olacağına dair söz verir misin?"

Derin bir nefes aldım ve Chenle'ya bakacak şekilde dönüp rahat edeceğim bir pozisyon buldum. Gözlerimi Chenle hariç odamın her yanında gezdiriyordum. "Sana ve Yangyang'a karşı daima dürüst olurum, Chenle," dedim ve boğazımı temizledim. Konuşmakta zorlanıyordum. Verdiğim yanıttan memnun olduğunu gösterircesine kocaman gülümsedi, o gülümseyince içim ısındı. Elini yanağıma koymasıyla parmaklarını hareket ettirmeye başladı. Bu hareketi mayışmama sebep oluyordu.

"Lucas hakkındaki düşüncelerini benim paylaşmak ister misin?"

"Onun sevgisi beni mutlu ediyor," dedim dürüstçe. Artık saklayacak bir şeyim yoktu. Yanağımı okşayan elleri, saçlarıma çıkıp aynı işlemi orada yapmaya devam etti. Gözlerimi kapatıp başımı eline yasladım. "Adımın Huang Renjun oluşundan nasıl eminsem Lucas'ın sevgisinden de o kadar eminim. Bana olan bakışlarını yakalıyorum bazen, yanındayken düzensizleşen nefesini dinliyorum. Bunlar beni huzurlu hissettiriyor."

"Ne mutlu sana." Mırıldanmasıyla yüzümde oluşan minik gülümseme dondu, kaldı. "Ama beni korkutuyor. Sakın beni yargılama, anlamaya çalış, Chenle, yalvarırım. Çünkü bunca yıl kimse beni anlamaya çalışmadı.

"Daha çocuktum, sevginin ne demek olduğunu bilmiyordum. Lucas'ın beni büyük bir sevgiyle karşılaması gözümü korkuttu. Evet, böylesine ilgiye maruz kalmak bir süreliğine beni mutlu etti. Sonra herkes Lucas ile benim ne kadar sevimli durduğumuzu söyledi, bizi yakıştırdı. Büyüdükçe sadece biz değil Lucas'ın sevgisi, çevremizin ve ailemizin bizi yakıştırması ve benden beklentileri de büyüdü. Kendimi baskı altında hissettim, korktum.

"Mantıklı bir açıklama değil belki. Ama benden de mantıklı bir şeyler beklemezsin, ben duygusal bir insanım." Kıkırdadım. Hissettiklerimi tam olarak açıklayamasam bile birilerine kendimden bahsetmek iyi hissettirmişti. Chenle elini tekrar yanağıma getirdi, okşadı.

"Miniğim, ne demek istediğini anlıyorum. Hepimiz seni suçlarken, senin nasıl hissettiğini sormazken çok yıpranmış olmalısın," dedi fısıldayarak. Bunları kendisini kötü hissetsin diye söylememiştim, sadece birilerine anlatma ihtiyacı duyduğum için söylemiştim. Gözlerimi açıp karşımdaki gözlere diktim. Beklentiyle gülümsedim. "Chenle, Lucas'a karşılık vermek için, kendimi açıklamak için geç mi kaldım?"

~~~

uzun zaman oldu ama ölmedim, yaşıyorum.

fic 5k okunmuş,,, bunu üzerine diyecek hiçbir sözüm yok hala şaşkınım

fic 5k okunmuş,,, bunu üzerine diyecek hiçbir sözüm yok hala şaşkınım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sinner goes to hell~

fındıkkıran | nct-wayvHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin