Ben bir savaşçıydım.Çünkü canım arkadaşlarım uyanmam için büyü güçlerini kullanıyorlardı ve geç saatlerde kalkıp erken saatlerde uyanmak benim için çok zordu.
"Yeter ya yeteeer. Lütfen rahat bırakın"
Kızmak yerine yalvarır gibi konuşmuştum çünkü kızsaydım beni daha da rahatsız edeceklerdi. Beni rahatsız etmeye devam ettikleri için gözümü açıp öldürücü bakışlar atacaktım ama kurtarıcım gelmişti.
"Su, uyanık mısın girebilir miyim?"
"Kurtarıcım gelmiişş,Ayaz şunları başımdan al götür ya"
"Aşkım benimm,götürürüm götürmesine de yemek vakti geçerse yemek yiyemezsin ve bugün herkesten daha fazla çalışman gerekiyor.Annen müdür olabilir ama ne kadar adil olduğunu çok iyi biliyorsun o yüzden hemeen kalkıyorsun"
Oflayarak yattığım yataktan kalktım çünkü biricik arkadaşım doğruyu söylüyordu. Kalkıp başımda dikilen arkadaşlarımı kovup okul formamı giyindim ve Ayaz'ın burada olmasını diledim. Yatağımı asla düzgün örtemiyordum çünkü neymiş bizi sıcak tutan yünden yapılmış yok efendim o yün güzel olduğu için ağırmış. Ağırdı ve ne kadar eğitilmiş olsam da sabah sabah ona enerjimi harcamayı hiç sevmezdim ve yakınlığı hava olan arkadaşlarıma(çoğunlukla Ayaz'a ) toplatırdım.Sonuçta havayı kontrol edebiliyordu.Bunları düşünürken ve yatağımla cebelleşirken odamın kapısı tıklatıldı.Girmesine izin verdiğimde. Ayaz yakışıklı yüzünü kapıdan uzattı daha sonra da kendisi içeriye girdi.
"Ne yaptın güzellik? Ooo hiç şaşırmadım yatağını örtmemişsin,şimdi sen örtmem için beni de beklemişsindir"
diyerek burnumun ucunu sıktı.
"Hayır ya ama şimdilik örtsen bir şey olmaz bence"
diyerek masum bakışlarımı attım.
"Örtmeyi isterdim ama biliyorsun son zamanlar sıradanlarla aramız daha kötü bu yüzden şu küçük örtüyü sen örteceksin. Kendini koruman lazım küçük hanım.Bu küçük örtüyü bile kaldıramıyorsan işimiz zor seninle"
tuttuğum nefesimi sesli bir şekilde vererek göz devirdim.Ağzımı açmayacaktım çünkü biraz haklılık payı vardı.Ama sabah uyanınca agresif ve halsiz olduğumu biliyordu , bu yüzden yatakla boğuşmamı keyifle izlemek istediğini de biliyordum.Ve bunları düşünmeyi bırakıp yatağımı örtme çabalarına girdim.Başta çok zorlanmasam da Ayaz uyuzu rüzgarı ağırlık olarak kullanarak beni daha da zorladı.Ve otuz iki diş sırıtmayı da unutmadı.Saçlarımın uçuşarak birbirine girmesini aldırmadan yatağı örttüm ve ona bitti mi der gibi baktım.Hâlâ sırıtıyordu ve bana bakıp, rüzgarı kullanarak kapıyı açtı ve gözünü benden ayırmadan
"Cadılar önden"
dedi ve sırıtmasını asla benden mahrum etmedi.
"Bana öyle seslenme kötü büyücülere öyle dendiğini biliyorsun ve bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu da biliyorsun"
diyerek kötü bakışlarımı ona yolladım
"Bana öyle bakarsan tabi cadı derim kızım"
bir şey demeden alt kata yani yemekhaneye doğru yürüdüm.Ayaz da peşimden gelerek kolunu omzuma attı.Erkek ve kızlar ayrı yurtlarda kalsalar da yemekhane olarak istediğimizi seçme hakkına sahiptik.Ayaz,Mustafa ve Burak sayesinde.Annemi bir şekilde ikna etmişlerdi.Çok meşgul olduğu için de çok zorlamalarına gerek kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
FantasíaBen, sıradanların korktuğu, öldürmek istediği büyücüyüm. Sıradanlar bizlerden korktuğu için her an savaş olabileceğini düşünerek dikkatli hareket ederiz.Ve her dolunay bir araya gelerek birliğimizi hatırlar ve hatırlatırız. Bu dolunay da aynısı...