-Mokıta-

6.9K 424 556
                                    

Bu öyle bir boşluk ki, içimizden attığımız birçok çığlık, birilerinin kulağına isabet ediyor.

Hata yaptım.
Kulağımdaki çığlıkları duymadım. Gördüğüme inandım sadece.

Şimdi işin içinden çıkamıyorum. Ve onun yüzüne her baktığımda resmen boğuluyorum.

Mokıta dediler.
Bilinen, ama söylemeye cesaret edilemeyen gerçek.

Üzgünüm. Ben gereksiz yere cesur bir karaktere büründüm. Haddim olmayarak...

"Kes sesini Jeong In!"

"Ne oldu? Gerçekleri duymak acıtıyor değil mi?!"

"Son kez söylüyorum... Kapa çeneni ve defol git!"

Hiddetle bir iki adım yanına yaklaştığımda fark ettim gözlerinin hafiften kızarmaya başladığını. Yumruklarını da öfkeyle sıkıyordu.

"Şunu kabullen Azul Chan, kimse senden korkmuyor. Asıl korkak olan sensin. Hiç sevgi görmemişsin ki sen! Bilmiyorsun. Neden insanlara hoşgörü ile yaklaşasın değil mi? Anca tehtit, şiddet bilirsin. Öyle değil mi?"

Ateş püsküren gözlerini üzerimde sabitledi.
"Seni mahvederim Jeong In, kime bulaştığına dikkat et."

Alayla güldüm.
"Senden korkmuyorum Azul."

Öfkesini kontrol etmeye çalıştığı belliydi. Çığlık atarak ellerini saçlarına götürdü ve arkasını dönüp birkaç adım attı. Bu haline gülmeden edemiyordum. Gidemiyordu. Kapıdan çıkıp uzaklaşamıyordu. Benimle bu küçük sınıfta beklemeye mahkumdu şuan. Ve ben gerçekleri yüzüne vurmak için bu fırsatı değerlendirmeyi kaçırmayacaktım. Birinin artık bu kıza dur demesi gerekiyordu.

"Diğerleri senin karşında susup tek kelime edemiyor diye ne zannettin? Üstün olduğunu falan mı? Yapma Azul... Herkes senin ne kadar acınası olduğunu biliyor. Biliyor da söylemeye cesaret edemiyor. Ama bitti! Kraliçe gibi takıldığın günler geride kaldı. Gerçekleri görme vakti, hm?"

Olduğu yerde durup bana döndüğünde, yemin ederim ki bir an için gözlerinde başka bir Azul Chan gördüm sanki. Öfke abidesi Azul değil... Ufak, mutsuz bir kız çocuğu. Ama hala bana olan nefretini belirtiyordu o bakışlar. Susmamı istiyordu çünkü benim de.

"Y-yeter... Yapma artık. Dur..."

"Sen durdun mu? Ben neden durayım şimdi? Neden sana karşı pes edeyim ki?"

"Jeong In..."

"Sen aciz bir kızsın Azul. İnsanlar senden korktuğu için değil, sana katlanamadıkları için susuyorlar karşında. Onları eziyorsun, ama zerre kadar güçlü değilsin sen de. Bunu herkes biliyor! Herkes-"

Sonlara doğru yüksek çıkan sesim, cümlem, aniden onun bana hızlı adımlarla yaklaşıp ellerini omuzlarıma koyması ve bir gram mantıklı açıklaması olmayan bir şekilde beni öpmesi ile yarıda kesildi.

Gözleri kapalı, benimkiler ise kocaman açık.

Dudakları benimkilerin üstünde, ama hareket etmiyor.

Gözyaşı yanağına akıyor, ben ise şaşkınlıktan put gibi bekliyorum.

Azul Chan günden güne beni şaşırtmaya devam ediyor. Ve benim her hamlem, kendi kendime pişman olmam ile son buluyor.

Affet.
Ben bu hikayenin cesur karakteriyim.

Kaderde Jeong In kurgusu yazmak da varmış...
Luv u all💜

|İthaf|Hepiniz!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|İthaf|
Hepiniz!

MOKITA | Yang Jeong In Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin