Annemin "hadi kalk artık, okula geç kalıyorsun" sesleriyle gözümü açtığım bir sabah daha... Yorganı güçlükle üstümden attım ve başucumdaki telefona uzandım. Her sabah yaptığım gibi O'nun profiline girdim. Aynıydı. Bir kaç günden beri fotoğraf paylaşmamıştı. Gözlerimi tavana diktim. Platonik olmak ne kadarda kötüydü. Her gün sosyal ağlardaki tüm hesaplarına tek tek bakıyor, çoğu zaman ne yapıyor, nereye gidiyor diye takip ediyordum. Bir gün onu takip ederken yakalanıcam diye korkuyordum.
"Niiil uyanmadın mı hala ?'
Oof annem yine başlamıştı. "Geliyorum annee."
Hızlıca giyinip çantamı aldım ve aşağı indim. Mutfağa kafamı uzatıp masaya baktım. Annem kahvaltı hazırlamamıştı ve hiç şaşırmamıştım. Göz göze geldik "ne" der gibi bakarken kapıyı çarpıp çıktım.
Herkes gibi bende okuldan nefret ediyordum ama benim nefretim daha farklıydı. Hiç arkadaşım yoktu. Bu aptallarla arkadaş olmak istemiyordum zaten. Yarısı kendini beğenmiş insanlardı, yarısıda bebek gibi hala birbirini kovalayan salaklardı. Hala liseye geçtiklerini farkında değillerdi. Ve cinsel yönelimim açısından beni sevmiyorlardı, ne tesadüf ki bende onları...
Sınıfa girdim çantamı sıraya koydum ve defterimi çıkardım. Yine birşeyler çiziyordum. Çizmek, en az yazmak gibi beni rahatlatıyordu. Zaten derslerde ya uyuyor ya da çizim yapıyordum. Bu yüzden öğretmenler beni hep uyarıyordu.
Sonunda okul bitti ve kendimi hemen dışarı attım. Şimdi o'nu bulmalıydım. Okullarımız yakın olduğu için şanslıydım. Durağa koştum. Evet! işte oradaydı. Tanrıım. Saçlarını kısa kestirmişti. Ona çok yakışmıştı. Gülüşü çok güzeldi. Dişleri, ağzı, burnu... Gülerken dudaklarının kıvrımlarını uzaktan görebiliyordum. Tanrı onu boş zamanında özenle yaratmış olmalıydı. Uzaktan uzun uzun baktım ona. Sonradan birşey farkettim yanındaki kızı ilk defa görüyordum. Ve çok yakınlardı. Yüzümü astım ve ona daha da yakın bir yere gidip otobüsü beklemeye başladım. Önümde o kızla gülüşüyorlardı. Nasıl canım yanıyordu. Bir adım uzağımdaydı ama ona sarılamıyordum, gözlerine bakamıyordum. En kötüsüde beni tanımıyordu bile. Aslında ona duygularımı açmayı bir çok kez düşünmüştüm ama beni sevmesi için bir sebep yoktu. Aramızda çok fark vardı. Mesela o çok cesaretli bir kızdı. Eşcinsel olduğunu herkes biliyordu ve kimseden korkusu yoktu. Etrafında bir sürü insan vardı. Onlar varken bana bakması imkansızdı. Aslında bende eşcinsel olduğumu söylemekten korkmuyorum ama ailemin öğrenmesi benim sonum olurdu heralde. Zaten okulda duyulduğu için annemin bir şekilde öğreneceğinden korkuyordum.
O an başımdan kaynar sular döküldü sanki. İnanmıyorum ! Göz göze geldik. Aylardır ilk defa beni farketti. Az önce bana baktı!! Tanrıım. O anın hiç bitmemesini diliyordum. Kalbim çok hızlı atıyordu. Göz gözeydik işte bana bakıyorduu !
Bir an sağ tarafımda sert bir acı hissettim ve sonrası karanlık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hikayem |LGBT|
Teen FictionTanrı gerçekte yok muydu yoksa benim sesimi mi duymuyordu ? Belki de duymazdan geliyordu, herkes gibi...