21

3.4K 216 128
                                    

"Yoongi lütfen ağlama artık"

Jimin arkadaşını kendisine çekip sıkıca sarılırken, oda ağlamasını bastıramayıp onunla birlikte göz yaşlarını dökmeye başlamıştı.

"O şerefsiz için değmez lütfen sabahtan beri kendini harap ettin."

gencin bu dediklerine karşı gözlerini kaçırarak ıslak yanaklarını silmeye başlayıp göğsüne sokuldu. içinde tarif edemeyeceği bir acı vardı. ilk defa kendisini bu derece kötü ve güçsüz hissediyordu, kurumuş boğazı yüzünden öksürüp iç çekişleri ile konuşmaya başladı.

"Benimle oynadı. o kadını öptüğünü görmen lazımdı, ilk defa bu kadar aşık oldum jimin. kalbimi ele geçirdi onu o halde görünce..."

tekrar o sahne birerce aklında canlanırken çaresizce yüzünü arkadaşının boynuna gömdü

"Ondan nefret de edemiyorum saçma ama belki hata bende deyip kendimi suçluyorum"

Jimin parmaklarını nazikçe onun saçlarının arasına koyup, okşamaya başladı.

"Sende suç yok o sevmeyi bilmiyor. seni hak eden dolu kişi var"

"Ama kalbim tek onun için atıyor.."

Bu dediğiyle ikiside susmuş, ortalıkda sesizlik oluşmuştu. jimin halen  ellerini saçlardan çekmeyip okşarken onun düzenli nefes alış verişleriyle uyuduğunu anlayıp yanındaki minderi alarak başının altına koydu. yerinden ayaklandığı sıra ortalıkda kapı sesi yankılanmıştı.

yoongiyi son kez süzerek hızla  salondan dışarıya çıkıp, halen çalmakta olan kapıya yönelerek açtı.

"Buyrun-"

Karşısında taehyung kızarık gözlerle ona doğru bakarken vakit kaybetmeden hızla konuşmaya başladı

"Y-yoongi ile konuşmaya geldim"

sesi hem pişmanlık hemde titrek bir şekilde çıkarken genç bu sözlere karşı öfkeyle yoongiyi uyandırmamak adına kapıyı Arkasından kapatıp tae'nin yakalarına asıldı.

"hangi yüzle buradasın lan! senin yüzünden arkadaşım harap içinde"

onun Yüzüne doğru tıslarken sertçe  goğsünden ittirip geriye doğru sendelenmesine sebep olmuştu.

"Defol git buradan"

arkasına dönüp kapıyı açarak, içeriye geçip. tam yüzüne çarpacağı sıra tae hemen ayağını kapı arasına koyup önledi

"olan biteni bilmiyorsun, görmeme izin ver yalvarırım"

kısık sesiyle muhtaç bir şekilde konuşurken, göz yaşları yanaklarından süzülmeye başladı  jiminse bu halina sinirle iç çekip kapıyı aralayıp sessizce konuştu

"İyi ama uyuyor, kısaca gör ve git!"

Tehditkar konuşmasıyla kapıdan çekilip girmesi için yol açtı

bu atağıyla birlikte tae hızla kapıdaki bedenini içeriye sokup girdi. evin önüne geldiği sıra kapıyı çalıp çalmamak adına uzunca durup düşündüğü için vücudu soğuk hava yüzünden buz tutmuştu fakat içeriye girdiği sıra sıcak havayla gevşedi. jimine dönerek heyecanlı gözlerle bakmaya başladı

"Yoongi nerede?"

"Benimle gel"

umursamazca söylenip oturma odasına doğru ilerlerken taede arkasından takip etmeye başladı

"şimdi mutfağa gidip yoongi için yemek bir şeyler hazırlıyacağım döndüğümde gitmiş olucaksın anlaştık mı?"

Onun bu isteğine karşı başını hızla sallarken gencin kapıyı açmasını bekledi

"ve temasta bulunma, zaten seni eve aldığım için pişmanlık yaşıyorum"

tehditlerini sıralarken kapı kolunu tutup aşağıya indirerek sonuna kadar açtı. geriye çekilerek onun girmesini bekledi fakat yerinden kımıldamayıp bir süre koltukta masumca uyuyan yoongiyi izleyen taeyle karşılaşmıştı

"Tae.. yoongiyle yaşadığınız her neyse tamamını senden dinlemek istiyorum telefon numaranı ver yarın buluşup konuşuruz bu durumu"

bu teklifiyle olumlu mırıltılar bırakıp gözlerini yoongiden ayırmayarak cebindeki telefonunu çıkartıp Jimine uzattı

"Tamam numaranı kaydet"

Gençse kısaca baş sallayıp kendi numarasını hızla yazıp kaydettikten sonra taeye uzattı, fakat onun karşıya halen dalmış bir şekilde görünce tebessüm etmişti.

"telefonunu alırmısın artık"

"Cebime koyarmısın lütfen"

bu dediğine kısıkça gülüp cebine telefonunu sıkıştırarak bir şey demeden yanından ayrılıp mutfağa gitti

Tae ise bir süre kapıda yoongiyi izlerken dayanamayıp içeriye girdi. odada menekşe kokusunu derince içine çekip huzurla gözlerini yummuştu

koltuğa doğru adımlayıp diz çökerek  yere oturup bağdaş kurdu. tam dibindeki duran yüzü dikkatle izlemeye başladı.

ince Dudakları, al yanakları ve beyaz yüzü detaylıca incelerken mırıldandı

"Bu güzelliği kimse hak etmiyor ama sen benim gibi bir pisliği seviyorsun.."

İç geçirerek alnına yapışmış olan ipeksi saçlarını geriye ittirdi

"Keşke beni dinleseydin yoongi,
o kadın eski sevgilim. Zaten sevgiliyken bile bir şey hissetmiyordum"

Elini nazikçe yanağına koyup okşamaya başladı

"Seni gördüğümden beri yönelimi mi sorguladım, homofomik olan beni iki dakikada gay yaptın"

Kendince gülüp elini yoonginin yanağından çekip, koltukda duran elini alarak kendi büyük elleri arasına  geçirdi. ortaya çıkan görüntü ve  sıcaklıkla gülümsemişti.

"o kadını benimle bu şekilde gördüğün için özür dilerim meleğim. sana böyle bir şey yaşattığım için affet beni, ama bunu bilki o kadın şeytan ve bende onun oyununa düştüm"

"T-tae"

Kapıda dikilen jimin, bir kaç dakika onları izlerken duygulanıp kendisini kaybederek ağlamaya başlamıştı.

"Artık gitsen iyi olur"

bu dediğiyle anlayışla baş sallayıp son kez yoongiye bakarak yüzüne doğru yaklaşıp dudaklarına buse kondurdu.

"Seni seviyorum"

Fısıltılar eşliğinde söylediği cümleyle birlikde geriye çekilip ayaklanarak odadan çıkmıştı.

Onu yanlız bıraktığı sıra yoongi gözlerini açıp, acı dolu gülümsemesiyle birlikte göz yaşlarını serbest bıraktı.

 L⃠U⃠S⃠T⃠ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin