bye, hyunin

3

"hyunjin, burayı hatırlıyor musun?"

elini tutan gence karşılarındaki dükkanı gösterdi. 2 sene önceki halinden pek bir farkı yoktu, genç hatırlamıyor olsa bile jeongin gayet iyi hatırlıyordu. elini daha sıkı tutup yanındakini dükkana  doğru sürüklemeye başladı, bu sene de bir şey almalıydı. ne kadar amacına ulaşmış olsa bile bunu zorunluluk haline getirmişti kendine.

hemen her sene bakmaktan en küçük ayrıntısını dahi ezberlediği raflara koştu. diğerlerinden farklı olarak bir şey arıyordu bu sefer, aradığını bulamasa bile önemli değildi. fakat bu hevesli bir şekilde aramasına engel de değildi küçük saati.

eski birkaç kitabın arkasında duran yuvarlak saati görünce sevinmişti, asla işine yaramayacak bir şeyin onu bu denli sevindirmesi şaşırtıcıydı açıkçası. arkasına döndü. elindekine bakan çocukla göz göze geldi, ardından yanından geçip çalışana doğru yürüdü. küçük saatin çok eski olduğunu, çalışmayacağını söylese bile çalışan, jeongin'in pekte umrunda olduğu söylenemezdi, bu zamana kadar aldıklarını kullandığı da yoktu zaten.

"pek işine yarayacağını sanmasam da, al senin olsun. o günden sonra bende sana bir şey vermek istedim işte, sorgulama."

dükkandan çıkarken dediklerini bitirdikten sonra elindekini karşısındaki siyah saçlıya uzattı. bakışlarını yere sabitlemesine karşılık güldü genç, ardından küçüğün ona verdiği saati incelemeye başladı.

- 1991