1.Bölüm

143 31 73
                                    

Günün bitişiyle üstüme binen rehavet yüzünden oturduğum sandalyede yana kayarak kendime yatacak yer hazırladım ve kapıları kilitledim. Girdiğim ince yorganın altında soğuktan titremeye başlamıştım bile. Kafenin içinde herhangi bir  şey olmadığından burada sabaha kadar donabilirdim.Ama böyle zamanın geçmeyeceğini bildiğimden soğukluğu hissetmemek adına kendimi derin düşüncelerin içine attım.Hayatım o kadar karmaşık ki ne yapacağımı bilemiyorum, bu kadar şanssız olmamı neye bağlayacağımı da aynı şekilde. Buralardan gitmek, tek başıma bir hayat kurmak istiyorum. Kendi başıma bir şeyler yapıp hayatımdaki tek amacın kendimi mutlu etmek olduğunu öğrenmeliydim. Biraz bencil olup bende gerçekten bazı şeylerden feragat etmeyi deneyebilseydim. Belki küstahlıktı belkide şımarıklıktır ama gerçekten bir şeylerden vazgeçmeyi biran önce öğrenmem lazımdı. Herkes gibi bende isterdim şimdi evimde sıcacık sobanın altında anne ve babamla okulda ne yaptığımı konuşmayı, arkadaşlarımla bir yerlere gitmeyi , ama hepsi koca bir hayalden ibaret. Çünkü ne konuşa - bileceğim bir babam ne de bir yerlere gidebileceğim arkadaşlarım vardı. Benim tek gerçeğim annemle tek gecelik bir ilişki yaşayıp, hamile olduğunu öğrendiği zaman bir korkak gibi kaçan babam ve bu yüzden beni günah keçisi belleyen, her akşam eve sarhoş gelen biricik(!) annem idi. Küçük yaşımdan beri eğitimimi ve evin ihtiyaçlarını karşılayan hep ben oldum. Şimdi de olduğu gibi bazı geceler kafede bile yatıyordum.Haftanın üç günü kafede diğer bütün günlerde ise tanınmış bir barda çalışıyorum. Kafede yatmakta bir sorun yoktu ama barda yatmama izin vermedikleri için,  tenha yollarda gece geç saatlerde gitmek çoğu zaman sorun olabiliyordu. Hatta geçen hafta ayyaşın biri peşime takıldı. Korkudan ağlama noktasına gelmiştim de sevimli bir kedi, konteyner'i devirdiği için ahmak adam arkasına bile bakmadan kaçmıştı. Ruhumu daraltan bu düşüncelerden kurtulmak için biran önce uyumam gerekiyordu. Çünkü biliyorum ki en büyük kaçış yolu ya uyumaktan geçer ya da bedeninin bu dünyadan soyutlanmasında yani ölmekten...

...............................
Güneş'in rahatsız eden ışınları yüzünden yavaş yavaş uykum açılmaya başladı,kalkmak istemiyordum ama ben gece geç yattığım için gözlerim şişmiştir kesin,baßımda ağrıyor ya; ben kendi kendime bu düşüncelere uyanır uyanmaz nasıl girdim? Acaba, deliyormuyum ne? Uzaklardan birinin bana seslendiğini duyduğumda tamamen bilincim yerine gelmeye başlamıştı. Birbirine yapışmış uzun kirpiklerimi zor bela ayırabildiğimde, başımdaki kişiye baktım.Onu gördüğümde yüzümde ister istemez bir gülümseme peyda oldu.  Kafenin sahibi Osman amca karşımda her zamanki güler yüzüyle duruyordu. Dayanamayıp hemen "günaydın Osman amca, Nasılsın? " diye şakıdım. Kuruyan boğazımdan dolayı sesim biraz boğuk çıkmıştı ama Osman amca'nın yüzünde herhangi bir değişiklik yoktu. Kemik gözlüğünü gözünden çıkarıp"Sağol kızım ben iyiyimde , asıl sen nasılsın?" dedi."bende çok şükür iyiyim." Diyince ,aklına bir şey gelmiş gibi saatine bakıp konuştu," Okuluna az kalmış bak, geç kalma olur mu?" Okul dediğinde bende her şey biranda koptu. Sandalyenin yanındaki okul çantamı kaptığım gibi koşar adım, yuva kokan kafeden çıkacakken Osman amca beni kolumdan tuttu ve başımın üstünü bir baba şefkatiyle okşamaya başladı. O an aklıma bizi terk eden babam geldi ,ağlamamak için dişimi etime gömdüm, bu öyle bir acıydı ki sonradan fark ettim tırnaklarına avucunun içinde yarım ay şeklinde bıraktığım kanlı izleri, keşke tüm yaşanmışlık bu gelip geçici fiziksel acı gibi olsaydı ama öyle bir şey yok sanırım. Babam, yürek sızım o nasıl okşardı kafamı kim bilir? Gözümden damlayan bir yaşı Osman amca görmesin diye kolumla sildim. Düşünmemem lazım, düşünürsem ayağa kalkacak gücü kendimde asla bulamıyacaktım, o yüzden bir şey yokmuş gibi davranmalıyım. Ne yaptığını anlamaya çalıyordum, bu tontonun ama yok,elini cebine atınca işte o zaman dank etti maaş günümün geldiğini, bugündü çünkü, bu akşam bardan devam ediyordum çalışmaya. Elime tutuşturduğu paralara baktım yine fazla vermişti, geri vermek için elimi uzatınca kırlaşmaya yakın çatık kaşlarıyla karşılaştım. Minnetle, pamuk yüzüne baktım "teşekkürler amacam benim" diyerek çıktım kafeden.

Oy vermeyi ve yıldız atmayı unutmayın😘

Bir Tek SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin