Gözlerimi araladığım andan itibaren içimde bir yerlerde suçluluk duygusunun baş göstermesini, dün gecenin bir hata olduğunu ve tekrarının yaşanmayacağını kendime söyletmeyi deniyor ancak bunu yapabilmek bir kenara düşüncesini bile zihnime tamamiyle alamıyordum. Böyle anlarda diğer insanlar işledikleri günahın bedelini ödemek ve vicdan azabından kurtulmak adına, hayatlarına temiz bir sayfa açar, iyi insanlar olacaklarına söz verirlerdi.Çıplak bedenime sarılı kolları arasında, huzurlu ve yorgun bir uykunun kollarındayken onu izlemek beni günahlarımdan arındırmak şöyle dursun dahasını işlemeye teşvik ediyordu. Ona dokunmak, parmaklarımı kıvrımlı ve muntazam bir genetikle yaratılmış suratında gezdirmek istiyordum. Titrek bir nefesi ciğerlerime doldururken kalkıp gitmekle, kalıp onu daha fazla izlemek arasında gidip gelen düşüncelerim her saniye artarak katlanıyordu, eğer gidersem onu kıracağımı biliyordum ancak kalırsam da ondan bir beklentim olduğunu düşünecek olması midemdeki ağrıyı yeniden nüksettirdiğinde gözlerimi kapatıp aldığım nefesi geri verdim. Onunlayken her zaman bir şeyler zordu.
"Günaydın."
Uykulu sesini duymak, karnıma daha ağrılı bir sancı soktu, ne zaman uyanmıştı bilmiyorum ama sesi beni kendime getirdiğinde onu izlemediğim ya da kalkıp gitmediğim için neredeyse tanrıya teşekkür edecektim. Gözlerimi yavaşça araladığımda, uyanık olduğumu zaten biliyordu. Ona bakmaya çekinirken beni bedeninin altına alarak, bedenimi ezdi, bir şey söylemeden tepkisini görebilmek adına sadece ela gözlerinin derinliklerine baktım "Harika görünüyorsun." diye fısıldamıştı tereddüt bile etmeden. Yanaklarım kızardığında, başımı eğdim, parmakları nazikçe çenemi kavrayıp bakışlarımızı tekrar birbirine sabitlediğinde zorlukla "Günaydın."diyebilmiş,bundan hoşnut olmadığı her halinden belli bir tavırla elini yatağın başlığına sararak üzerimdeki ağırlığını biraz hafifletmişti.
"İyi misin?"
İyi miydim? Hiç sanmıyorum. Pişman, mutsuz, günahkar, yalancı ve ihanet etmiş basit bir kadın gibi hissetmiyorum, sadece tedirgindim. Kafamda dönen tek soru şimdi ne olacaktan ibaretti, bunu belli etmek adına gözlerine bakmak için cesaretimi toparlayarak ona çevirdim bakışlarımı ve "İyiyim, sadece ne yapacağımı kestiremiyorum." dedim.
Tepkisiz suratı daha zora sokuyordu bu durumu ancak yine de sözlerimin onu rahatlattığını görmek tuhaf bir şekilde beni hafifletti. Burnumun ucuna öpücük bıraktıktan sonra "Bundan sonra, biz ne istersek o olacak Jen."demiş, ardından üzerimden yavaşça kalkarak yataktan ayrılmıştı. İpek yorganı bedenime sarıp doğrularak, sözlerini zihnimde tarttım. Hayır ne istersek onu yapamazdık, bunu biliyordu.
" Zayn. "diye soludum kalbim ağrımaya başladığında, sesimi duyduğu an üzerini giyinmeyi kesip bana bakmış ve dudaklarımdan çıkacak kelimelere odaklanmıştı. Yatağın içerisinde dizlerim üzerinde doğrularak ona yaklaştığımda, suratında belirgin bir tedirginlik hakimdi, dudakları aralanmış, kaşları istemsiz olduğunu varsaydığım bir şekilde çatılmıştı. Bunu yapmak istemiyorum, sadece zorundaydım. Anlayabilmesini umarak "Yapamayız." dediğimde bunu bekliyormuş gibi, giyinmeye devam etti.
Açıkçası beklediğim tepki bu değildi.
"Neden?"
"Çünkü evliyim."
Sözlerime bir süre yüzüme baktıktan sonra aniden gülerek karşılık verdiğinde ne yapmaya çalıştığını çözemiyordum. Evet, dün gece ikimizde evli olduğumu biliyorduk ve evet ikimizde pişmanlık ya da ona benzer bir şeyler hissedeceğimizin de farkındaydık. Bunu görmemek, ötelemekten başka bir işe yaramazdı.
"Boşanıyorsun, bu bir bahane değil Jennie." dedi bana yaklaşarak. Ona bahane değil, gerçeği veriyordum.
"Biliyorum, bu hala evli olduğum gerçeğini değiştirmez. Evliyim ve boşanana kadar herhangi bir şeyi sırf istediğim için sürdüremem. O zaman.. ondan ne farkım kalır?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
marriage story•malik
Fanfiction" Benden bu evliliği bitirmem ve seninle olmam için bir şans istiyorken, vokalistinle yatmaya devam ediyorsun. "