FOTOĞRAFTAKİ KİŞİ EGE.
Akşam eve geldiğimde annem tarafından soru yağmuruna tutuldum.Annem diye söylemiyorum ama bir insan ancak bu kadar meraklı olabilir. Neyseki akşam yemeğinde topluca herkese günümü anlattım ve bir işkenceden daha kurtuldum.Açıkçası okulun ilk gününü pek sevdiğim söylenemez.Tabii bunu babama söylemedim.Adam onca para vermiştir o okula böyle dediğimi duysa kalpten gider herhalde.Yemekten sonra odama çıkıp bloguma bir göz attım.Ertesi güne kıyafetlerimi hazırlamak için dolabın karşısında bir saat bekledim.Of bu okul neden sivil ki? Her gün ne giyeceğim ben?Hemen annemi çağırdım.O bulurdu bir şeyler.
"Kızım ne bağırıyorsun iki saattir?Bir şey oldu sandım."
"Daha ne olsun giyecek hiç bir şeyim yok."
"Çekil şuradan"
Anneme bayılıyorum ya.İki dakikada buluvermişti bir şeyler.Bana kalsa halimiz duman.
"Al şu parayı da okuldan çıkınca kıyafet felan bak kendine."
"Tamam."
"Sabah da üstüne hırka almayı unutma"
"Tamam."
" Öyle kalitesiz kıyafetlerde alma.Düzgün olsun.
"ANNE TAMAM."
Ay bu kadın beni çıldırtacak ya.En az üç kere tamam demeden bitirmiyor konuşmasını.Neyse kıyafetlerimi de ayarladığıma göre artık uyuyabilirim.
Ben dün sabah beşte kalkacağımı söyledim değil mi? Bilin bakalım ne oldu?Tabikide sabah annemin "baban beş dakikaya çıkıyor" demesiyle anca kalktım.Kahvaltımı yapmadan evden çıktık.
Okulda geldiğimde Aybige kapının önünde beni bekliyordu.İkimizde uykulu olduğumuz için konuşmadan yürümeye başladık.Sonra Aybige heyecanlı heyecanlı konuşmaya başladı.
"Bugün seni kendi arkadaşlarımla tanıştıracağım.Çok eğlencelilerdir.Sıkılmazsın yani."
"Peki.Onlarda bu okuldalar mı?"
"Evet.Öğle yemeğinde onlarla yeriz olur mu?
"Bana uyar."
Sabahları gerçekten konuşmaktan nefret ederim.Günün geri kalanı dururken neden tüm şeyler sabah oluyor? diye kendi kendime düşünürken sınıfa geldik.Maalesef Ege'nin yanına oturdum yine.Galiba o da sabah konuşmayı pek sevmiyor.Öğretmen gelene kadar kafamı sıraya koydum.Egenin dürtmesiyle bir anda sıçradım.Tam ne yapıyorsun sen be diyecektim hocanın geldiğini farkettim.İçimdeki cadıyı susturup nazikçe "Teşekkür ederim" dedim.O da gülümsedi.
İki saat matematik ve iki saat kimyanın ardından yemekhaneye indik.Aybige beni direk arkadaşlarının yanına sürükledi.Daha kalabalık sanıyordum.Meğer iki kişiymiş.Can hemen elini uzattı.
"Merhaba ben Aybige'nin sevgilisiyim.Adım can" dedi ve espriler yapmaya başladı.Komik çocuktu ama yanındaki için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.İnsan bi telefondan kafasını kaldırır da selam felan der.
Can bakışlarımı farkedip:"Giray kalk da bi selam ver kıza ayıp oluyor" dedi.
Kafasını kadırdı boş boş bakıp "selam" dedi
O öyle yapınca ben de pek tınmadım.Kafamı çevirip yemek yemeye başladım.Öğle yemeği de Can'ın bitmek bilmeyen şakalarıyla geçti gitti.
Öğleden sonra son iki saatimiz boştu.Biz de alışveriş merkezine gitmeye karar verdik.Tam okulun kapısından çıkıyordum ki
Ege bağırdı " Akşam görüşürüz" diye
Neden öyle bağırmıştı ki? Ayrıca tüm okul dönüp bize baktı.Öyle ki Giray'ın bile dikkatini çekmeyi başarmıştım.Akşam biz nerde görüşebilirdik ki?Resmen okula duyurdu bir de.Aybige bana ne oluyor der gibi baktı ben de "Bilmiyorum." dedim. Dördümüz bowling oynamaya gittik.Girayla ben Canla da Aybige eşleşti.Ve tabiiki onlar yendi.Giray tüm labutları devirirken benim doğru düzgün bir atış yapamamam da cabasıydı.
Bowling salonundan çıkarken Giray kulağıma eğilip"Bir gün buluşalım da sana bowling oynamayı öğreteyim" dedi.Cevap vermemi beklemeden de çıktı gitti.
Ben de Aybige'yi alıp kıyafetlerin olduğu tarafa yönlendirdim ve annemin dediklerini hatırlamaya çalışarak kıyafetlerin içine gömüldük.Sonunda Aybige'nin yardımlarıyla birkaç parça alabilmiştim.Aybige tam annemin dediği gibi şeyleri bulmayı başarmıştı.Bu işi Aybige'ye yaptırdım çünkü inanın ordan oraya koşturup kıyafet denemek hiç zevkli gelmiyor.
Kapının önüne geldiğimde farklı ayakkabılar gördüm.Misafir gelmişti.Tam kim bunlar diyecektim ki....