HaJeongwoo (Haruto'dan)
Jeongwoo balkona çağırmıştı şuan yanına gidiyordum ama aşırı derecede gergindim. Onu öptüğümden beri hiç konuşmamıştık. O da neredeyse 1 hafta oluyordu.
Balkona vardığımda battaniyenin altına girmiş bir şekilde oturan Jeongwoo'yu gördüm. Geldiğimi görünce oturmam için kenara kaydı. Kalbim çok hızlı atıyordu. Ortamda sessizlik hakimdi.
"Ruto seni buraya çağırdım çünkü sana bir şey itiraf edeceğim." Dediğinde sertçe yutkundum. "Seni seviyorum Haruto. O gün seni itmemin sebebi senden iğrenmem yada başka bir şey değil. Sadece çok şaşırdığım için ne yapacağımı bilemedim." Durumu idrak etmem gerekiyordu. "Bir dakika sen ciddisin değil mi?" evet der gibi kafasını salladı.
Hızlıca kollarımı karşımdaki esmer tenli bedene sardım. "Bende seni seviyorum Jeongwoo. Hatta geçen düştüğüm gün de sana itiraf edecektim ama işte bazı teknik sıkıntılar yüzünden itiraf edemedim." Gülümseyerek kollarını boynuma sardı o da. "Woo benimle çıkar mısın? Romantik olmasam da seni mutlu edeceğim." " Çıkarım. Beni üzme Haru." dediğinde anlına öpücük kondurdum.
MashiKyu (Junkyu'dan)
Hızlı adımlarla Mashiho'nun odasına geldim. Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım. İçeriden Mashiho'nun o güzel sesini duyunca odaya girdim. Yatağına oturmuş kitap okuyordu. Beni görünce kaldığı yere ayracını koyup kenara koydu kitabını.
Karşısına geçip dizlerimin üstüne çöktüm. Dizlerine koyduğu ellerini ellerimin arasına alıp "Sana masal anlatayım mı?" diye sorduğumda kafa sallamıştı.
"Zamanın birinde iki arkadaş varmış. Bu arkadaşlardan biri kısa boylu minicik sevimli biriymiş. Diğeriyse ona göre daha uzun daha yapılıymış. Yapılı olan diğerine hep arkadaştan öte bir sevgi besliyormuş. Ama minik olan yapılı olanın kendisini sevdiğini anlamamış. Yapılı olan o kadar belli edermiş ki çevrelerindeki insanlar minik olan nasıl anlamıyor diye düşünmeden edemezlermiş." Dikkatle dinliyordu beni.
"Yapılı olanın canına tak etmiş artık. Söyleyecekmiş miniğe onu sevdiğini ama atladığı bir durum varmış o da miniğin yapılının gözünün içine bakarak 'Seni sevmiyorum' demiş olmasıymış. Yapılı olan ağlayarak kayalıklara gitmiş. Canı çok acıyormuş. Onu görenler üzgünce baksa da ellerinden gelen bir şey yokmuş. Yapılının abisi onun yanına gidip onu cesaretlendirmiş ve bir şekilde itiraf etmesi için ikna etmiş. Yapılı olan göz yaşlarını silip miniğin evine koşmuş. Minik onu karşısında görünce çok şaşırmış. Ne olduğunu sorsa da cevap alamamış. Ta ki yapılı olan miniği kendine çekerek sarılana kadar." Bunu söylerken Mashi'yi kendime çekip sarıldım. Karşılık vermemişti ama.
"Yapılı olan miniğin kulağına fısıldamış 'Seni seviyorum' diyerek" Cümlem bittiğinde kalbim o kadar hızlı atıyordu ki onun hissetmemesi gibi bir ihtimal yoktu. "Seni seviyorum Takata Mashiho." demiştim sonunda. Onun cevap vermesini beklemeden "Minik olan o kadar mutluymuş ki zıplayıp bağırmak istiyormuş. Çünkü sevgisine karşılık bulmuştu. 'Bende seni seviyorum' diyerek yapılı olanın sarılışına karşılık vermiş. Yapılı ve minik artık hiç üzülmeden hep mutlu ve beraber yaşamışlar..."
Kendimi Mashiho'dan uzaklaştırıp "Seni seviyorum Miniğim benimle beraber masaldaki karakterler gibi mutlu üzüntüden uzak bir şekilde yaşar mısın?" Sormuştum. Sonunda başarabilmiştim. Ellerini ellerimin üzerine koyup "Yaşarım yeter ki sen yanımda ol." dediğinde ayağa kalkıp "Ciddi misin sen? Bu rüya değil değil mi? Lütfen rüya değil de." bu halime gülüp oda ayağa kalktı. Tam önüme gelip "Evet. Kanıtlamamı ister misin?" dediğinde kafa salladım.
Parmak uçlarına çıkıp dudaklarıma buse kondurmuştu. "Bence rüya olmadı-" sözünü dudaklarımla kesmiştim. İnanamıyorum. Mashiho'yu öpüyordum ve karşılık alıyordum. Nefessiz kaldığımızda ayrılıp anıllarımızı birbirine yaslayıp gülümsüyorduk ikimizde. "Sana bir şey diyeyim mi Mashi hep dudaklarının tadını merak etmişimdir. Ve şuan bağımlısı oldum. Artık benden ve öpücüklerimden kaçamazsın." dediğimde gülüp "Kaçmak isteyen mi var." demişti.
JaeSahi (Asahi'den)
Jaehyuk gelmiş olmalı ki kapının önünden sesler geliyordu. Beni sarhoş sanıyordu ama hiç olmadığım kadar ayıktım. Grupta yazdıklarımı normal bir şekilde yazmaya cesaretim yoktu ama her nasılsa onu odama çağırmaya vardı.
Odanın kapısı açıldığında yerde oturuyordum. Jae'nin yüzünde hiç bir ifade yoktu. Onu görünce ayağa kalkıp yanına gittim. Biraz daha rol yapmam gerekti. Yüzüme baktı baktı daha sonra "Gel önce seni ayıltalım acelesi yok konuşmamızın." dediğinde kaşlarımı çatıp "Hayır var sana seni sevdiğimi söyledim. Neden bana neden cevap vermiyorsun?" deyip onu öpmek için yüzüne yaklaştığımda elleriyle yüzümü itip "Daha sonra pişman olacağın şeyler yapma. Şimdi yürü banyoya."
Omzumdan tutup banyoya götürdü . Yüzümü buz gibi suyla yıkayıp kuruladıktan sonra odama geri götürdü. Yatağıma oturtup "Ayıldın mı, iyi misin?" dediğinde gülüp "Ben hiç sarhoş olmadım ki ne ayılmasından bahsediyorsun sen. Gruba yazdıklarımda da daha yeni seni öpmeye çalıştığımda da ayıktım. Sen sarhoş halimi kullanmak yerine ayıltmayı tercih ettin." Yüzü şok olmuş bir ifadeyle kaplanmıştı.
Bu haline gülüp "Seni sevmenin verdiğim en doğru karar olduğuna bir kere daha emin oldum." Dediklerime inanamıyordu. "Şimdi sen ciddi ciddi beni seviyorsun değil mi?" dediğinde kafa salladım. "Ve ben senden gelen bir öpücüğü elimin tersiyle ittim daha yeni." diyerek elini saçlarına attı.
Dudaklarına uzanıp bir öpücük kondurdum. "Seni seviyorum Yoon Jaehyuk. Her anımızda berber olalım mı?" dediğimde kafa sallamıştı. "Bunu benim sana sormam gerekti ama." Bu dediğine karşılık "Önemli olan kimin sorduğu değil şuan beraber olmamız." dediğimde kollarımdan çekip ayağa kaldırdı. Elleri belimdeki yerini alırken bende boynuna doladım. "Seviyorum seni Hamada Asahi." dediğinde gülümsedim. Tam gülüşümden öpmüştü.
"Hayal gibi geliyor olanlar. Beni sevdiğini söyleyip öpüyorsun üstüne üstlük şuan kollarımdasın. Ben daha ne isteyebilirim ki." dediğinde boynundaki kollarımı daha da sıkılaştırıp sarıldım...
Selam!!! Uzun bir bölüm oldu. Umarım beğenmişsinizdir. Oy verip yorum atmayı unutmayın. Roty Tresure ile mutlu huzurlu sağlıklı kalın...
