İlk önce size bazı kızları anlatayım ;
Türk kızlarının kendilerince yaşam tarzları vardır. Gerçekten anlam
veremediğim bir yaşam tarzı bu. Bunların yüzde 90'ı KEZBAN dediğimiz
türden. Durun biraz bahsedeyim şunlardan.
Bütün gün evde oturup gündüzleri izdivaç programlarını, akşamları ise
anneleriyle demli çay eşliğinde sana bir sır vereceğim, benim hala
umudum var, doktorlar gibi dizileri izlerler. Ama soran olursa tabi ki de
en sevdikleri kanal TNT, en bayıldıkları diziler bir "lost" efendime
söyleyeyim bir "how ı met your mother", bir "breaking bad" gibi diziler.
Haftanın 5 günü para biriktirip hafta sonu en şekil cafe de aşkitolarıyla
akşama kadar ortam yaparlar. Tabi taksitinin yarısı daha ödenmemiş
iphone'larıyla foursquare’den check in yapmadan da durmazlar.
En sevdikleri yazar mevlana ve Can Yücel. Onların sözlerini eski
sevgililerine ithafen facebook’tan göndermeler yaparlar. Mevlana zaten
ilahi hakikatlerden ziyade tamamen bunların sansasyonel aşk hayatları
üzerine şeyler yazmış.
En sevdikleri yabancı filmler "eternal sunshine of the spotless mind, 500
days of summer, the notebook" en sevdikleri yerli film ise tabi ki de
incir reçeli. Bu arada sinema onlarda bir tutku adeta.
En sevdikleri müzisyenler Halil Sezai, Cem Adrian, Fettah Can, Fırat
Tanış.
Tam bir hayvan severdirler. Uyuyan kedi resimlerini instagramdan
paylaşmak hobileri arasında. Köpekleriyle öpüşmelerini, koklaşmalarını ise
daha çok feysten paylaşırlar.
Siyasete bakışları tabi ki de Atatürkçüdürler. Siyasi iktidara karşılardır.
Ne zaman dışarıya çıksalar mutlaka mağazaya uğrar kendilerine babet
falan bakarlar. Babetsiz bir hayat düşünemezler zaten. Yaz kış demeden
babet giyerler. Başka ayakkabıları olmadığından değil, genel bir mallık
bu.
Bu arada sokakta yürüyemez olmuşlardır, herkes onlara yazıyordur.
Kuzenleri onların her şeyidir.
En sevdikleri erkek tipi öncelikle onları taşıyabilmeli ve olmazsa olmazları
adonistir. Olmayan erkekle olmaz.
Kollarında 5 cm kıl olabilir fakat tartışmasız onlar bir prensestir. Zira
babişkoları onlara hep "prensesim" der küçüklüklerinden beri.
En sevdikleri söz "bir lafa bakarım laf mı diye bir de söyleyene bakarım
adam mı diye" feyste hakkımda kısmına da yazmışlardır zaten.
Ve son olarak kesinlikle herkese ve herşeye verecek bir cevapları var ama
asaletlerinden susuyorlardır.
Bazı erkekler ise ;
Bazı erkekler facebook gibi insanların kat ve kat egolarının yükseldiği sitelerde "kızları ağlatmayın gibi paylaşımlar yapar ama en çok o ağlatır. Bunlar daha örnek çok seviyorum deyip 2 günde bırakır.
Size şimdiki sevgilileri anlatayım mı ? Şimdi ilk önce herşey ilk başlarda güzel olur. Sanki o aşk hiç bitmeyecek gibi ama bilinmez ki her gün sona yaklaşıldığı. Birbirleri ile buluşup parkta köşede oturup konuşup hayal kurarlar. Birbirlerine "Hatunum" "Erkeğim" diye mesaj atarlar. Daha 1 ay dolmadan çocuk yapma hayalleri kurarlar evlenecekler ya hani marifet sanarlar. Birbirilerinin profillerine girip " aşkıma" mesaj atmayın gibi ergence şeyler paylaşırlar "çok seviyor ya hani " ha bide birbirlerini kapak fotoğrafı yapmadan olmaz tabi. Konuşmalarından ekran görüntüsü alıp "birbirimizi" çok seviyoruz derler. Sonra sıkılmaya başlarlar zaman geçer ilişkileri biter. Biribirlerine etmedikleri küfür kalmaz. Facebookda birbirlerine itafen atarlı sözler paylaştılar. Birisi ona sorarsa " boşver kanka ya oropsuydu zaten o derler " Bu şeyleri bende yaşadım. Bu da ayrı konu
2 günlük çıkan sevgililer lütfen konuşmalarını birbirimizi çok seviyoruz diye paylaşmaya devam etsin çünkü 2 gün sonra ayrılınca birbirlerine küfür etmeleri çok eğlenceli