21 Haziran 1999
Jesy , patlamış kumaşından gözüken süngerleriyle tamamıyla eski bir koltukta oturmuş , güneşin batışını seyrediyordu . Karnı oldukça büyümüştü . Hamileliğinin son günlerine yaklaşıyordu . Yapayalnızdı . Kocası ölümüyle onu terk etmiş ve ailesi tümüyle onu reddetmişti . Korkuyordu .
Kendine bakamadığı yetmezmiş gibi bir de doğacak çocuğuna nasıl bakacağını bilmediği için korkuyordu .
Jesy acıkmıştı ve atıştırmak için mutfağa yöneldi . Dolabı dolu değildi . Bir kaç parça atıştırmalık yiyecekler vardı sadece . Mutfağın kapısına vardığında karnında beliren sancılar tek varlığı olan Maria'nın dünyaya geleceğini ifade ediyordu . Sancılar gittikçe Jesy'nin vücudunu ele geçiyordu . Bacaklarının hissizleştiğini hissetti ve yere çöktü .
Korktuğu şey tam olarak gerçekleşiyordu . Mutfağın bir köşesinde çaresizce tek varlığını doğuruyor oluşu canını yakmıştı .
Kemikleri sızlıyor , acıdan kıvranıyordu . Nefes alış-verişi oldukça hızlanmıştı . Kalp ritmini beyninde hissediyor , canı ölesiye acıyordu.
Bebeğinin vücudundan çıkmak üzere harekete geçtiğini hissetmişti . Ne yapacağını kesinlikle bilmiyordu . Hayat en karanlık yüzünü tam olarak şuanda Jesy'nin huzuruna sunmuştu . Yapabildiği tek şey çığlık atmaktı . Yan komşusunun şuanda evde olmayışı kesinlikle bir dezavantajdı . Eğer evde olmuş olsaydı kesinlikle çığlıklarını duymuş olur ve yardımına yetişirdi .
Maria dünyaya gelmiş ve evi ağlama sesleriyle dolduruyordu . Jesy ise oldukça kan kaybetmiş ve kaybetmeye devam ediyordu . Yerinden kıpırdayamıyordu . Kan kaybından öleceğini tahmin etmiş olcak ki boynunda ki Maria yazılı , annesinden hatıra kalan kolyesini bebeğin yanına fırlatmıştı . Annesi henüz Jesy'i reddetmemişken gelecekte doğan çocuğunun adını Maria koymasını istiyordu ve asla unutmaması için Jesy'e bir kolye yaptırmıştı . Maria isminin annesi için ne anlamı olduğunu bilmiyordu . Jesy -eğer ki ölürse - çocuğunu bulduklarında isminin Maria olmasını istediğini belirtir gibi kolyesini Maria'nın tam olarak yanına fırlatmıştı . Tıpkı kaybolan bir köpeğin adının ne olduğunu tasmasından anlaşılacağı gibi bebeğin adı da kolyeden anlaşılacaktı .
Jesy , kaybettiği kanın etkisiyle üşümeye başlamış ve belli yerlerinde uyuşukluk hissetmeye başlamıştı . Gücü gittikçe azalıyor ve dayanamıyordu . Tek dileği daha fazla zaman geçmeden Maria'yı bulmalarıydı .
Göz kapakları gittikçe ağırlaşmıştı ve Jesy gözlerini kapamaktan başka bir şey yapamamıştı . Kalbi vücuduna kan pompalamakta yetersiz kalmış olcak ki pes edip yavaşlamayı karar almıştı . Jesy için herşey tamamıyle yok oluyordu artık . Kafasında yankılanan ağlama sesi yavaş yavaş yok oluyor ve sessizce elveda ediyordu , hiç göremediği tek varlığına .
Jesy'nin yan komşusu eve gelmişti . Kapısını aralayıp evine girecekti ki Maria'nın çığlıklarının kulaklarını doldurmasıyla olduğu yerde dona kaldı . Aklına direk olarak Jesy'nin hamileliğinin son günlerine yaklaşmış olduğu geldi . Kocasıyla birlikte kapıyı birkaç darbeyle kırmıştı . Oldukça eskiydi kapı . İçeri girdiklerinde sesin geldiği yöne ilerlediler . Jesy'nin kan dondurucu görünüşü bir an duraksamalarına neden olmuştu . Kadının bir an için gözleri dolmuştu . Soğukkanlı olmaya çalışarak derin nefes aldı ve verdi . Kocası bebeği kucağına aldı ve ceketiyle sarmaya çalıştı . Kadın ise bebeğin yattığı yerdeki kolyeyi eline aldı ve ambulansa haber vermek için telefonu tuşladılar .
Kısa süre içinde evin etrafını polisler ve sağlık görevlileri sarmıştı . Kadın ve kocası sağlık görevlilerine bebeğin kimsesi olmadığını ve annesi ölmeden önce yanına bu kolyeyi bıraktığını söyledi . Ardından bebeği ve kolyeyi sağlık görevlilerine teslim ettiler . Kadın ve kocası ifade verdikten sonra evlerine geri döndüler .
Sağlık görevlileri bebeği kontrol ettikten sonra sağlık durumunun yerinde olduğunu tespit ettiler ve bebeği temizlediler . Ellerinde var olan bebek giysilerini giydirdiler ve küçük boynuna annesinden kalan tek hatırayı astılar . Yetimhaneye bebeği bırakmak için başvurdular .
Maria'yı zorlu bir hayat bekliyordu .