Acımı tüm dünyaya yaşatıcam...Ben Alev . İstanbulda yaşıyorum.17 yaşındayım. Bugün 18' ime girdim. Ama yastayım . Çünkü 1 hafta önce kardeşim Ateş öldü. Biz ikizdik. Şimdi birimiz acıda ve diğeri yaşayamaz. Hayat benim herşeyimi onunla beraber o kara lanet! toprağa götürdü. Benim hayatta bi ikizim vardı oda gitti. Artık beni bu hayata bağlıycak güzel duygular kalmadı...
Bugün onu hatırlatan bu evden, bu eşyalardan , bu şehirden, hatta bu ülkeden taşınıyoruz. Nereye mi ? Amerikaya. koskoca Türkiyede kalan acımızı burada bırakıp huzuru bulmaya gidiyoruz. Veya öyle sanıyorlar demeliyim. Çünkü ben zehir olmaya geliyorum... Bekle beni Amerika.
Yatağımın hemen başucundaki komidiye koyduğum. İkizimle olan fotoğrafı elime aldım. Rüzgarda dağılan erkek kardeşimin koyu kızıl saçlarına bakıyorum Çok masum ve çok güzeldi bu kadar saf ve temiz olması haksızlıktı bu dünyada.
Açık kahve gözleri ve ay gibi beyaz teniyle birbirimize çok benziyorsun. Bazen onu gördüğümü sansamda aynanın önünde durunca onu görüyordüm. Kendime lanetler savuruyordum bena ikizimi hatırlattığım için..
14 yıl önce,
Soğuk yetimhane odasında. Üzerimizde kalın kırmızı kazak ve altımızda beyaz eşortmanlarımızla herkesin kullandığı ortak gardolabın kırık aynasının karşısında durmuş aynadaki yansımamızna bakıyorduk.
"Ben anlamadım şimdi abim misin? Kardeşim misin? Abiş" ona abi dememesi gerektiğini anlatıyordu bense aynadakı yansımasındaki açık kahve gözlerine anlamamışçasına bakıyordum. O ise herzamanki gibi sabırlı bir şekilde anlatmaya çalışıyordu.
"Biz ikiziz Alev. Hem birbirimizin ablası abisi kardeşiyiz. Bu çok nadir bişey. " anlattıkları ile adeta büyüleniyordum. Bana sihirli bişey gibi geliyordu.
"İkiz ne demek?" Çok meraklı olan bu küçük kızın sorusunu yanıtsız bırakmadı.
"İkiz, birbirleriyle birebir aynı demek görünüşü hisleri ve hareketleriyle aynı demek. İkizler televizyonda izlediğime göre sihirli gibiler miş ."
"Vayyy! Ateş ya birimiz annem ve babaların yanına , gökyuzune uçarsa?" Bunu söylerken bile o minicik bendenindeki hisleri hüzün kaplamış, gözleri dolmuştu. Aynadaki ikizinin gözlerine baktığında onunda gözleri dolmuştu.
"Alev,benim daha kanatlarım çıkmadı ki merak etme" onların tek dayanağı olan bu yalana kendilerini iyice bir inandırmışlardı. Çünkü küçük bedenleri bu yalanı kaldıramak için oldukça masumlukta.
" Benimde çıkmadı. Ama söz ver içimizden birinin çıkarsa diğeri de onuda uçursun söz mü?"
"Söz"
"Söz"
"Söz"
İlahi bakış açısı,
Bu ses onun kulaklarında yankılanırken. O ise sabit bir yüz ifadesiyle elinde o ve ikizin olduğu fotoğrafa baktı. Acaba herzamanki gibi aklımdaki soruları sabırla cevaplar mı? Diye düşünmeden edemedi. Ateşin saç tellerine bakarken.
"Söz vermiştin? " diye mırıldandı sessizce . Hiçbir duygu ifade etmeyen sesi o ve karton kolilerin olduğu odada öylece boşlukta yankılandı.Bir eli fotoğrafı tutarken diğer elini Ateşin o koyu kızıl saçlarında gezdirirken . Bir anda durup elini yumruk yaptı. Diğer eliyle çerçeveyi sıkarken bileğindeki damarı kolaylıkla görebiliyordu.
" Hani sözler tutulmak için vardı?"15 yıl önce,
Yurdun çizgi film saati gelmişti ve iki kardeş çizgi filimi merakla izliyordu.
" O zaman sana söz veriyorum çilek kız birdaha çileklerine dokunmuycam.."Meraklı gözlerini kardeşi Ateşe çevirdi . Daha o sormadan cevaplamıştı.
"Alev, izlediğim süper aile filminde görmüştüm sözler her daim tutulurmuş. İki insan bir şeye karar verince söz tutarlar ve bunu ne olursa olsun tutarlar."
Elindeki çerçeveyi hızlıca duvara fırlattı. Paramparça olan fotoğrafa bakarak
"Bana söz vermiştin !!beni neden götürmedin? Sözler tutulmak için var Ateş." Bağırarak içindeki nefreti döktü.
Kapının kolunu açan anne ve babası ona soran gözlerle baktı. Az öncekileri o yapmamış gibi ani bir duygu değişimiyle yüzüne masum bir gülümseme yerleştirdi. Bu bir başlangıçtı.
"Özür dilerim yanlışıkla yere düştü " dedi gayet masum bir sesle. Onun için bu saatten sonra kimse yoktu. Anne ve babası kızlarının bu iyimser gülümsemesine sevinmişti. Çünkü atlatması çok zor olmuştu diye düşündüler ama bilmedikleri birşey vardı kızları bu durumu atlatamamıştı.
"Hazırsan ben kolilerini arabaya yerleştiriyorum tatlım." Diyerek yerdeki büyük koliyi kaldırarak odadan çıktı. Odada yalnız kalan anne,kızı ile arasındaki sessizliği bozarak " Olsun senden önemli değil güzel kızım hadi gelde annene sarıl tatlım." Diyen kadın kızın yüzündeki gülümseme için Allah'a minnet ediyordu. Ama halbuki bilmiyordu ki bu sadece dışardan bir gülümseme.Alev annesinin kolları arasına girerek ona sarıldı onun omzuna başını gömen kadına sarılı bir şekilde dişlerini sıkmaya başladı. Kardeşinin ölümünun sebebi annesi veya babası olmaya bilir ama bunun sebebi bir insan dı. Bu yüzden tüm insanlardan nefret ediyordu. Ve hepsinin sonunu hiç tereddüt etmeden bitirmek istiyordu. Çünkü kaybedicek birşeyi yoktu. Sadece doğru zamanı bekliyordu.
Annesinin kollarından kurtularak .
"Şey ben bi lavaboya girsem iyi olur " seni olduğundan kısık ve masum çıkarmaya özen gösterdi. Oysaki içi boğazı yırtılırcasına bağırıyordu.
Annesi onaylarca kafasını sallayıp
"Bende seni arabada bekliyorum tatlım." Diyerek merdivenlere yöneldi. Hızla lavoboya girip boynunu sabunla yıkamaya başladı o kadar çok zorluyordu ki uzun tırnaklarının boynunu çizdiğimden habersizdi.
Kanı umursamadan yıkamaya başladı. Artık onun için acı yoktu. Kendini buna alıştırsa iyi olurdu.
Boynunu kurutup. Hızla banyodan çıktı. Ve kapşonlu sweatini üzerine geçirdi. Henüz ilkbaharda olmalarına rağmen kendini tüm dünyadan saklamak istiyordu.Beline kadar gelen saçlarını toparlayıp kafasına bir bere geçirdi.
Erkek gibi göründüğünün farkındaydı. Ama umrunda değildi. Aynadan kendisine bakınca Ateşe ne kadar benzediği için kendinden yine nefret etti. Ama nefretini içinde tutması uzun sürmedi tırnaklarını geçirdiği yumruğu sert bir şekilde aynaya geçirdi. Komidini açtı ve içinden bir çift eldiveni eline geçirdi kanamasını umursamadı bile.
Evde bir çok eşyalarını bırakmışlardı sadece 6 valiz. Ve 1 koli almışlardı. Çünkü evleri eşyalıydı. Ayrıca okul kaydını da almış ve okuldan 1 hafta izin almıştı. Babası yol yorgunu olacağını bildiğinden oturu 1 hafta izin istemişti ve okulda tabiki kabul etmişti. Allahtan hepsinin ıngilizcesi üst düzeydeydi.
"Boyle takılmayı bırakmalisin tatlım ir erkek gibi görünüyorsun." Diyen annesine içinden 'sanane' desede aksini yapıp mutlu bir şekile bürünüp .
"Boyle olmak istiyorum." Yüzündeki gülümseme çok mahsum ve temizdi.Babası kızını böyle görmenin sevinciyle "sana orda güzel bir doğum günü yaparız." Buna sadece baş sallamakla yetindi.
Anne ve babası kızının bu haline sevinirken.Kız telefonundan açtığı False Alarm The weekend ı dinlemeye başlamıştı. Bu şarkı onu yansıtıyordu şuanda. Bundan zevk alıyordu.
Yolculukları boyunca bir sürü şarkı dinlemiş ve ameliyat ve bıçak,ok,silah,videoları izlemiş. Çeşitli bilgiler toplamış ve en sonunda uykuya dalmıştı...
Evet bu hikaye hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum. Bu arada şuan Cinayet potası kitabıma ağırlık veriyorum .
Bu kitabı çok özenle yazmayı düşünuyorum.
Kitap karakterleri,filmi,senaryo,kapak hepsi aklımda .
Sizinde desteklerinizle bu kitabı bastırmak istiyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RİVERDALE. ALACA OKULU
Чиклитİntikam onun tutkusudur... İkizi ölen bir kız onun anılarıyla yaşayan bir kardeş acıma merhamet duygusunu kaybetmiş.. Yeni şehir ve yeni okul onu unuttururken ... Yerini onunla oynayan bir adama aşık olur... Bir partide ona sorulan tüm soru ile başl...