RİVERDALE. ALACA OKULU

3:AKLIMDAKI SORULAR

Yukardaki fotoda Alevin dövdüğü çocuk var..

O Barut denen şahısla aynı sınıfa düşmüştük hatta inanırmisiniz aynı sıraya oturmak zorunda kalmıştım. Bana karşı hep değişik bakıyordu ve kendini kasıyordu. Gece hiç rahat uyuyamamıştım. Aklımda sürekli Samara ve Emly nin dedikleri vardı. Eğer doğru ise benim kardeşimi de ölümsuz yapabilirlerdi.Eve gelince çok çeşitli araştırmalar yapmıştım. Bir araştırmamamda:
Vampirlerin asıl mısır tanrısının emri üzerine ölümsüzluk isteği üzerine Tip ta bir aşı yapmışlar. Tanrıçaları ölünce 1 ay sonra daha ruhu bedenden çıkmadığına inanarak aşıyı uygulamışlar. Bu aşı insanı ölümsüz yapıyormuş. Ancak mısır tanrısının isteği üzerine yapılan bu aşıda yan etkiler oluşmuş. Kan emme, Soğuk ten,Hız,Güç,Ve zehir akıtma yönleride bilinmektedir.Koku duyguları çok gelişmiştir.
Günümüzde hayla yaşadıkları biliniyor ama en son 2018 yılında Alaskada bulunan bir kan emici bir geyiğin kanını emerken bulunmuş. "
Yazıyordu bu araştırmalarımın sonucunda bir çok kötü kabus görmüş uyuyamamıştım. Boyle birşey saçmaydi benim için. Ama eğer doğru ise kardeşim yaşaya bilirdi.
Ve bunun için elimden gelen herşeyi yapacağım.

Kabusların ardından nihayet koca bir güne gözlerimi açtım. Dünkı vampir konusunun peşini bırakmıyacaktım ama bugün dünyadaki tüm kötülerden kardeşimin adına intikam alıcağım.
Onlara güzelliğin önemli olmadığını anlatıcam.

Ayağa kalkıp hızla gardolabımı açtım. Daha üç gün önce intikam planın için . Yeni elbiseler almıştım hepsi planıma uygun kısa, mini, açık , saçık kıyafetlerdi. Elime mor siyah kareli eteği ve onun üzerine giymek için koyu mor bir büstiyer , annemin aldığı deri ceket ve deri siyah bağcıklı çizmeyi giydim . Belime kadar uzanan kızıl saçlarımı elimle dağıttım. Dudağıma bordo bir ruj sürdüm zaten fazla makyaj sürmezdim. Bordo ruju da planım gereği abartılı olsun diye sürmüştüm. Çantamı ve kulakliğımı alıp aşağı indim.

Annem ve babamın şokla bakan bakışlarına sıratmamla cevap verdim. Hiç bişey olmamış gibi davranarak masaya oturdum. Ve krebime çikolatalı sosu sürdüm ve ağzıma koca bir lokma attım çığnemeye başladım.
Annemle babam aralarında öksürerek kaş göz işaretleriyle aralarında birşeyler konuşuyolardı. Onları umursamadan masadan kalkıp çantamı sırtıma taktım.

"Alev!" Bana seslenen babama dönüp ' Ne var ?' Dercesine sert ve sinirli bir şekilde bakış attım. Babam önce bana sonra eteğime attığı bakışla ne ima ettiğini anlamamış çasına başımı"Ne ' dercesine salladım . Babam yutkunup tam birşey diyecektiki annem sözünü kesip susması için işaret yaptı.

"Çok guzel olmuşsun diycekti kızım " dedi ve tatlı bir göz kırptı. Yine onu umursamadan anahtarımı alıp . Motoruma bindim ve kulaklığımı alıp Te molla şarkısını açtım.

Tabiki her zamanki gibi hızlı kullandım. Okula drift yaparak girdim. Ve cool bir şekilde okula girdim. Okula girene kadar tüm erkeklerin gözleri bendeydi.
Tesadüfe bakki dünde tüm kızların gözleri bendeydi.

Bana neden böyle ters ters baktığını hayla anlayamamıştım. Ama onun dışındaki gözleri saymak bile istemiyorum.
Dersimiz yine kan grubuydu.
" Bugün sıra arkadaşınızın kanını şırıngayla alıp kan grubunu bulacaksınız.
İlk bulan grubun sözluleri +A olucak ona göre başlayın."

Demesiyle Barut önümüzde duran şırıngayı hızla bana uzattı. Ben anlamamış şekilde bakarken.

"Seni bilmem ama ben bu dersten yine mezun olamazsam Frenk açıklama yapamam." Diye açiklama yaptı. Yine mi ? Kaç kere sınıfta kalmıştı ki ? Frenk derkende babasını kast ediyordu. Kim babasına ismiyle hitap eder ki?