başlıkları yazarken harcadığım düşünme süresi: yok
MERHABALAR EFENDİM🥺🙊🙊
Çok beklediniz, çok çok özür dilerim. Hem sınav senem, hem ailesel olarak yoğun bir dönemdeyim, hem de inanın bana buna ayıracak ne zamanım oldu, ne enerjim oldu. Dün gece bir gazla iki bölüm yazdım geldim.
🥺🥺🥺🥺🥺 bana kızmayın
Onun dışında, vakalar arttı. Kendinize çok dikkat edin lütfen. Ve sağlıklı beslenin! Ramazanda oruç tutarken su kaybı falan çok olur. Buna çok dikkat edin, iftardan sonra mutlaka mutlaka su için bolca 🥺🥺
VE SAHURA KADAR AYAKTA KALANLAR!!!
Her gün her gün o kadar uyanık kalıp güzel gözlerinizi yormayın🥺🥺🥺 Arada bir dinlendirin tabam mı?👉🏻👈🏻 yani yorum yaparsınız herhalde değil mi? Bu ficin tayfasıyla biraz sohbet edelim gün içinde hem de zevkli oluuuur🥺🧚🏻♀️
-
Her ne kadar nefesini dışarı verip heyecanını atmaya çalışsa, ve yıllardır peşinde koştuğu adama çokça alışsa da en ufak olayda böyle oluyordu işte. Kalbi içinden fırlayacak gibiyken güzel parmaklarıyla zile bastığında, önce eve uğramasına sinirlenen Yoongi kaşlarını çatarak kapıyı açacaktı. Ama heyecandan son dersleri bile doğru düzgün dinleyemezken ne yapabilirdi ki? Önce gidip kalbine söz geçirmesi gerekiyordu.
"Al gittin önce eve geldin şimdi, n'oldu?" Yoongi ters ters onu eve davet ederken gözlerini devirip lafına devam etti.
"Götün arşa erdi mi?"Hoseok sırıtıp çantasını Yoongi'nin göğsüne bastırarak uzatırken, uğruna heyecanlandığını ustalıkla saklayabildiği çocuğa dönerek her zamanki gibi üste çıktı.
"Götüm arşa çıksaydı seninkiyle karşılaşırdık."
Yoongi sabır diler gibi gözlerini yukarı kaldırıp ağzında bir şeyler geveledikten sonra, yakınında bile olmamasına rağmen güzel kokusu burnuna dolan çocukla yutkunarak çantayı bir yere attı.
"Hem eve gidiyorsun, hem de çantayla geliyorsun. Kafanda zorun var."
"En azından kafamda var." Hoseok yine anında cevap verirken, Yoongi onun bu hazır cevap oluşundan hem hoşlanıyor hem de sinir krizi geçirecek gibi oluyordu. Bileğinden tutarak merdivenlere adımlarken bu onun için sıradan bir hareket gibiydi. Ama Yoongi'nin de çok iyi bildiği bir şey vardı ki, o hiçbir arkadaşıyla gereksiz temaslara girmezdi.
Bu sırada ise Hoseok tarafında yangınlar başlamıştı. Tenini hissetmek her zamanki gibi hem kanını kaynatmış, hem de mayışmasını sağlamıştı. Oldukça sessiz bir şekilde Yoongi'ye yetişerek bileğini çektirmeden yanında yürüdü.
"Eva Teyze yok mu?"
"Şirkete gitmiş, herhalde yine kıskançlık krizlerine girdi."
Kıkırdayarak Yoongi'nin annesini düşündü. Yabancı asıllıydı ve aslında Yoongi de melezdi bu yüzden. Annesi gerçekten çok kıskanç ve kocasına aşık bir kadındı. Bazen şirketten çıkmadığı günler bile olduğunu söylemişti Yoongi. Hoseok, annesine kendini sevdirmeyi başardığı için egosunu tatmin ederken Yoongi'nin büyük odasına girmişlerdi bile. Odası cidden genişti.
Ortada bulunan yatağa oldukça uzak bir şekilde 'L' masa vardı ve bu masanın tamamı neredeyse bilgisayar gereçleriyle doluydu. İki kapıdan biri lavabo, diğeri giyinme odasıydı ve orası küçük bile olsa bir genç odası için yeterince iyiydi. Kaldı ki Yoongi o odada sadece birkaç dakika geçirirdi çünkü çok hızlı giyinirdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/212642534-288-k606328.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boy With Love -sope-texting-
FanfictionJung Hoseok koşmayı severdi, ama sadece Min Yoongi'nin peşinden. Hoseok'la birlikte tüm lise de bekliyordu, Yoongi'nin ona ne zaman karşılık vereceğini.