Geçen gün bindiğim yolcu otobüsünün tekli koltuğunda otururken aklıma geldi. Gün boyunca inip binen bunca insanın ödediği ücretler toplanınca acaba kaç para ediyor diye üşenmeyip hesaplamaya çalıştım. Bu hesabın illa ki gerçeği yansıtmayacağını bilsem de böylesi çılgın bir hesaba girişip kendimi oyalamam hoşuma gitti.
Çünkü bir süredir maalesef doğru dürüst kitap okuyamıyorum.
İşin garip yanı işimin kitap okumama engel olmaması, yani yanlış anlaşılmasın mesai saatleri içerisinde kitap okumaktan söz etmiyorum. İşim gereği gün içerisinde çok fazla toplu taşıma kullandığımdan okumama engel olacak bir durum olarak görünmüyor. (İşim kitapevlerini gezip bağlı olduğum yayınevinin kitaplarının raf ve stok durumlarını kontrol etmek.)
Aslında içinde bulunduğum sıkıntının çözümü basit. Ama önce içinde bulunduğum duruma yol açan iki büyük ve önemli hadiseden bahsetmek istiyorum.
Efendim hadiselerin ilki şu adına sosyal medya denen illettir. Mütemadiyen uzak durmam gerektiğini gayet iyi biliyorum da her nedense bunu kökünden halletmek şöyle dursun her geçen gün daha da evrenine uzay boşluğunda salınan ölmüş bir yıldız gibi çekildiğimi biliyorum. Sade ben değil, sanırım herkes aynı durumda. Enteresan.
Belki anlatmak demode sayılacak ama yine de sosyal medya haricinde gördüklerimi aktarmak istiyorum.
Yaşça en küçüğünden en büyüğüne değin herkesin elinde son model cep telefonları... Herkes ya dizi izliyor ya da bir yakınıyla yüksek sesle konuşuyor. Oyun oynayanlar, maç sonuçlarını ve döviz kurlarını takip edenler derken herkes ellerindeki aletlere gömülmüş durumda. Bu iyi midir, değildir. Ama nispeten de olsa iyi bir yanı yok değil. Eskiden otobüslerde hatırladığım kadarıyla sizden epey yaşlı bir takım amcalar veya teyzeler siz hiç konuşacak durumda değilken gelip sizi bulurlar ve durmadan soru yağmuruna tutarlardı. Ne kaçabilirdiniz, ne de karşınızdaki insanı kırmaya yeltenirdiniz. Misal bana da birkaç kez böylesi konuşkan amcalar ve teyzeler denk gelmişti. Ama şimdi bu amcalar ve teyzeler de telefonlarına gömülmüş durumda.
Diğer hadiseye geçelim şimdi de.
Ne zaman yolda giderken elime kitap alsam bir şekilde okumaya gayret gösterdiğim kitap beni dışına savuruyor. Yazarı ya da işlenen konu yüzünden değil elbet, her nedense sanki tüm kitapları okumuş, okuma eylemine doymuşum gibi dışlanır oldum. Bir taraftan da kitap satın almaya devam ediyor, yayıncı arkadaşlardan protokol kitaplar toplamaya devam ediyorum.
Hal böyleyken mutsuzluğum katlanarak artıyor.
Annem, sen eskiden geceleri yatmadan kitap okurdun, dediğinde verecek cevap bulamadım. Kalktım bir köşede ne zamandır beklettiğim şarabı açıp kızgınlık ve üzüntüyle içtim. Evet, ben eskiden annemin dediği gibiydim. Şimdi ne değişmiş olabilir?
Az önce demiştim, çözümleri var bu sorunların.
İlk sorunun çözümü zaten benim elimde. Diziydi, bilmem neydi, bunları eve gelince halledebilirim. Telefonuma gelen haber bildirimlerini de sessize alıp dikkatimi tek parça tutabilirim. Bir beni aradığında ya da ben birini aradığımda eğer acil ve önemli bir konu değilse konuşmamı kısa tutabilirim. Bunları yapmak aslında çocuk oyuncağı...
İkinci sorunun çözümü de kanımca şu şekilde olabilir;
Tüm dünya ile iletişimi tamamen kesmek.
Namaz kılarkenki vecd halini örnek alarak...
O zaman da ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor: Mesai saatlerinde (yani otobüs yolculuklarını kastediyorum) tüm dünya ile iletişimi kesmek maalesef olanaksız.
Bunun için yine kendime ayırdığım mesai sonrası zaman dilimi kalıyor.
Ne komşu, ne akraba, ne eş dost (sevgilim bu konuda bana son derece saygı gösterdiğini bildiğimden listeye kendisini dâhil etmiyorum) ne de herhangi birinin ben okumaya çalışırken beni rahatsız etmemesi lazım.
Belki bazen kaba görüneceğim, belki adım küstaha çıkacak, olsun. Ben eskisi gibi telefonuma değil de kitaplarıma gömüleyim de bana istediği her şeyi diyebilirler.
...
Gün boyunca toplu taşıma araçlarına binip inen onlarca yolcunun hesabını yapmaya devam ediyorum. Kafamda deli sorular cirit atıyor. Çantamda iki adet okunmayı bekleyen kitap var. Otobüsteki herkes telefonlarına gömülmüş durumda yolculuk etmeye devam ediyor. Ben ise bir taraftan şu günlük ücret hesabını yapmaya çalışıyor, öte yandan ise bana gelen mesajlara, haber iletilerine bakıyorum durmadan. Araçların trafiğine takıldığım yetmiyormuş gibi bir de kendi trafiğime takıldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorular ve yanıtları
Storie breviAraçların trafiğine takıldığım yetmiyormuş gibi bir de kendi trafiğime takıldım...