Bölüm 1 -İlk Ders

43 1 0
                                    

Annemin geç kalışımla ilgili tiz çığlıklarını duyuyorum. Ve aynı bir piyanonun tiz tuşları gibi sesleniyor..
-Sophiaaa hadi hayatım bugün Keman dersinin ilk günü keşfedecek çok şeyin var!
Aman tanrım Anne! Zaten Piyano,Gitar biliyorum ya daha ne istiyorsun? Yine zengin züppelerinin arasında gönüllü bir Keman öğrencisi gibi dolanacağım. Ne yazıkki insanın birileri tarafından sevilmesi ve beğenilmesi için parası çokda fazla yetmiyor.

Elbise dolabımı açtım ve baştan aşağı gözlerimi gezdirdim. Bütün elbiselerim çicek deseninden oluşuyor gibiydi? Yokmuydu şöyle güzel bir Rocker kıyafetim yada Mükemmel partilerinden çıkmış gibi bir kaç Cap yada Gözlük. Bunları düşünürken beyin fırtınası yaşıyor gibiydim. Kafamdaki düşünceleri elbise dolabıma bırakıp kapısını sertçe kapadım.

Annem alt kattan hala sesleniyor olmalıydı ki bunu duyabiliyordum.

-Tatlım hemen aşağıya gel. Konuşmamız gereken bir konu var ve sadece 5 dakika.

Ah işte klasik annem diye iç geçirdim. Beni yine karşısına alıp şöyle yapma böyle yapma demeye başlayacaktı eminim. Bazen kafamda 22 yaşında olmadığıma dair yanılgılar oluyordu. Neyseki bunları kolay aşabilecek bir beyin kapasitesine sahiptim. Kafamdaki derin düşüncelerden bir an olsun uzaklaşmaya başlayıp aşağıya indim. Annem ses tonu kadar sinirli görünmüyordu. Yanına yaklaştım ve iç geçirdim.

-Tanrım Anne! Neden bir tane normal elbisem yok? Ve diğer gençler gibi yaşayamıyorum?
-Üzgünüm hayatım. Senin tercihlerini biz vermek istemezdik. Ancak bilemiyoruz. Sen bazen gerçekten sen değilmişsin gibi davranıyorsun. Bunun için bir Psikolog ile görüştüm. Yakında oraya gidip terapi alacaksın.

Beynime kan sıçramıştı. Lanet olasıca Annem beni deli sanıyordu. Özgürlüğümü düşünmeye başlar hale gelmiştim artık. Ben neyim? Ve neden özgür değilim gibi soru bulutları kafamda gezmeye başladı.

Ceketimi alıp kapıyı delicesine çekip evden uzaklaşmaya başladım. Şöförüm Elliot kapıda bekliyordu. Arabaya bindim. Elliot hiç de 30 lu yaşlarda görünmüyor gibiydi. Daha çok 25 gibiydi. Onu severdim. İyi bir sohbeti ve koyu bir fanatikliği vardı. Bethooven'ı çok severdi. Beraber arabada birsürü senfoni dinler sanatsal kişiliğimizi ortaya çıkarırdık. Elliot bana doğru döndü ve;

-Hey bak sakın yanlış anlama Sophia. Benim sana ufak bir teklifim olacak.
Şaşkınlıkla;
-Elbette Elliot dinliyorum diyebildim.
-Bu gece seninle bir yemek yiyebilirmiyiz? Ah evet aptal kafam. Kim şöförüne önem gösterip yemek yer ki?
-Ah hey dur elbette seninle yemek yerim. Ancak aileme nasıl bir yalan atacağımı bilemiyorum.
- Karar senin sevgili Sophia.
-Tamam düşüneceğim. Eğer olumlu düşünürsem seni arayacağım ve Keman okulumun önünde bekliyor olacağım.
-Anlaştık diyip göz kırptı.

Olamaz buda neydi şimdi? Kalbim bir fişek gibiydi. Fazlasıyla hızlı çarpıyordu. Ve zapt etmek zordu. Elliot la bir akşam yemeği ha? Mükemmeeell.. Gülümsüyordum. Sonunun hüsran olacağını bile bile.

KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin