Katil

Kendimi Kaybediyorum

Ve ben.. Elliotla artık sevişmiştim. Koltuktan yavaşca ayaklarımı indirdim ve mutfağa doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Kocaman bıçakların olduğu bıçaklığı gördüm. En büyük bıçağı aldım. Yiyecek birşeyler hazırlamam gerekiyordu ve bunun için de sebzeler çıkarmıştım buzdolabından. Önce patlıcanı sonra da domatesleri doğramaya başladım.

İçeriden gelen telefon sesiyle irkildim ve irkilmemle beraber elimden bir parçanın koptuğunu hissettim. Bu yanlış bir tanıydı. Sadece parmağımı kesmiştim. Elime bir mendil sıkıştırıp içeriye doğru telaşla koştum. Arayan kişi yine ve yine annemdi. Telefonu bıkkınla açtım ve Alo dedim.

-Sophia neredesin?
-Anne daha 3 saat önce çiftlik evinde olduğumu söylemiştim. Biraz kafa dinlemek istiyorum yarın buradan kursa gideceğim zaten biliyorsun.
-Ah! Temiz kıyafetlerin varmı orada? Orada en son kaldığımızda sadece 17 yaşındaydın. Artık o kıyafetler sana olmayacaktır.
-Anne alttarafı 22 yaşına geldim. Ayrıca yüz kilo değilim. Yanlızca 65. Neyse diyeceğin birşey yoksa telefonu kapatacağım yemek hazırlıyorum tüm geceyi aç geçirmek istemem!
-Ah evet tatlım. Bir dakika. Sevdiğin havuçlu kekten yaptım. İstersen gelebilirim ve beraber çayla yudumlayabiliriz.

Telaşla cevap verdim Elliot henüz uyanmamıştı ve koltukta çırılçıplak yatıyordu.
-Ah bunu isterdim Anne ama evde durmayacağım. Keman pratikleri için Andreanın yanına geçeceğim biliyorsun.

Bir süre telefonda bir sessizlik oldu. Daha sonra derin nefes alarak cevap verdi Annem.

-Ah anlıyorum. Pekala Sophia dikkatli olmanı istiyorum ilaçlarını almayı unutma.

Telefonu kapattım. İlaçlarımı almam gerekiyordu çünkü bazen kişiliğim değişime uğruyordu ve farklı bir kişiliğe bürünebiliyordum. Bu yüzden ilaçlarımı almak zorundaydım. Mutfağa geri döndüm ve yemeği hazırlamaya devam ettim. Andreanın eşsiz tarifi olan Patlıcan yemeğini yapacaktım. İçeriden güm diye bir ses geldiğinde telaşla koştum ve yere düşmüş Elliot u gördüm.

Sanırım uykusu sırasında aptallığından dolayı yere düşmüştü. Ona kızgın değildim ama iyi de değildim. Yanına gidip;

-İyiydi ha?
-Sayılır.. Belim çok ağrımış. Ağrı kesici ilacımız varmı?
-Ah elbette hemen getiririm.
-Teşekkür ederim.

Mutfağa gittim. Gözlerim kararmıştı neler oluyordu? Bir an dünyam karardı ve bayılıp yere düştüm.