Eddie ve Allison:
-Koş koş koş bak kaybedeceğiz şimdi adamları, hızlansana biraz Allison!
-Eddie sen git. Ciddiyim nefesim daralıyor daha fazla koşabileceğimi sanmıyorum.
-Ne? Saçmalama! Bak uzaklaşıyorlar biraz daha dayan, lütfen.
-Ah, Edd cidden beni deli ediyorsun! O adamaları takip edince elimize ne geçicek?
-Çok zengin olacağız Allison, hem de çok.
Koşmaya devam ettiler. Tek dertleri adamlara biraz mal satmak olan bu iki genç her şeyden habersiz zengin adamın peşinden koşuyorlardı. Tek dertleri daha fazla para kazanmaktı. Daha fazla para kazanıp bu bataklıktan kurtulmayı ümit ediyorlardı.
--------------------
-Allison bak. İlerideki arabayı görebiliyor musun?
-Hangisi? İleride bir sürü araba var.
-Şu siyah Range Rover işte. Hani yanında 2 tane koruma olan. Şimdi plan şu:
Sen bu poşetteki kıyafetleri giyip o arabaya gideceksin ve-
-Bana o herife yavşamamı söylemeyeceksin değil mi Edd?
-Yavşama değil ama biraz cilv-
-Hayır Edd! Delirdin mi sen?
-Evet, delirdim. Anlamıyor musun bu tek şansımız ve sen bunu yapmak zorundasın. Bunun yüzünden yanımdası..
Susmuştu. Çünkü dediği şeyin farkına yeni varmıştı.
Allison'un gözleri kızarmıştı. Edd son pişmanlık fayda etmez lafının baş rolünü oynuyordu şu an. Ama yine her şey için çok geçti.
-B-ben özür..
-Dileme! Özür falan dileme benden Edd! Senden nefret ediyorum! Bu kadarı fazla artık. Bitti. Bu. İşte. Tek. Başınasın. Anladın mı beni? Ben yokum artık!
-Allison nereye? Bekle biraz, hey!
Ve gitmişti işte. Vaz geçmişti her şeyden. Edd hayatının en büyük hatasını yaptığını anlamıştı Allison gittiği anda.
Edd sadece Allison'u değil, tek yaşama kaynağını, kurtarıcısı, sevdiğini, kardeşini, yoldaşını kaybetmişti.
Allison'la hiç bu kadar büyük bir kavga ettiklerini hatırlamıyodu.
5 yaşlarındayken oyuncak kavgası yapmışlardı. Allison en sonunda Edd'e yine bağırmış ve biraz ağlamıştı. Edd yine kıyamamış oyuncağı vermişti. Şimdi verilecek ne vardı? Barışmaları için ödemesi gereken bedel neydi? Canı mı? - Olmayan- parası mı? Yoksa onu sonsuza dek kayıp mi etmişti?
'Hayır onu kaybetmedim. Onu kaybedemem!'Ve Allison'un peşinden koşmaya başladı.
-------------------
Edd ile olan kavgasından sonra gözleri buğulu bir şekilde yürüyordu. Arkasından gelen ayak seslerini duyuyor ama Edd olduğu -öyle sandığı- için arkasın dönüp bakma gereği duymamıştı.
-Edd gelme artık peşimden. Benden bu kadar. Ben artık yok...
Sözünü kesen Eddie'nin özür dileyen cümleleri değil de ağzına tıkılan bir mendil olması Allison'u hayal kırıklığına uğratmıştı.
/- - - - - - - - - - /
-Günaydın annecim.
-Günaydın tatlım. Uyuyabildin mi? Hadi gel kahvaltı hazır.
-Geliyorum.
Her zamanki gibi sorununun cevabımı beklemeden başka bir şey demişti. Ama hayır, iyi uyuyamamıştı. Bir yorgunluk vardı üzerinde. 'Dün gece geç yattığım için olmalı.' diye düşündü. Dün gece geç yatmıştı çünkü çalışması gereken sınavları vardı.
Kahvaltısını annesi ile mutlu bir şekilde yaptıktan sonra dışarı adımın attı. Soğuk içine işlemişti ama dayanmak zorundaydı. Üzerindeki ince hırkaya daha çok sarıldı ve başına geleceklerden habersiz okuluna yürümeye başladı..
……………………………………………………
Çok sıradan bir hayatı vardı aslında. Evet, çok yakışıklı değildi,kızların dikkatini çok çekemiyordu ama kendine göre bir tatlılığı olduğuna inanıyordu.-kavanoz camlı gözlükler, sıska bacakları ve çelimsiz vicudu ile olabildiği kadar tatlıydı, tabii ki öğretmenlerine göre.-
Başarısı çok yüksekti. Zaten onun tek yaşamı çalışmaktan ibaret değil miydi?
Yine de normal heyecansız bir hayatı vardı ve bundan memnundu. Şimdi birden hayatına giren adrenalini hiç sevmemişti..
…………………………………………………………
Okula varmasına çok az kalmıştı ki arkasından birinin ona seslendiğini duydu. Bu, oldukça garipti çünkü o civarlarda kimse ona ismi ile hitap etmezdi.
Aldırmadı ve yoluna devam etti. Yine aynı ses ve yine aynı sesleniş, en sonunda da susmak bilmeyen bir korna sesi. Daha fazla dayanamayarak döndü ve arkasına baktı. Ama arkasında kimse yoktu ve korna çalan kimse de yoktu. 'Yorgunluktan olsa gerek.' diye düşündü ve okuluna girdi.
…………………………………………………………Hiçbir zaman yapmadığı ve asla yapmam dediği şeyi yapıyor, dersi dinlemiyordu. Çünkü o esnada düşünceleriyle boğuşmakla meşguldü.
Dün gördüğü rüya aklına yeni yeni geliyordu ve bu gün olanlarla bir bağlantısı varmış gibi beyni iki olayı birleştiriyordu.
Bu aynı İki-üç denklemi birleştirip tek bir sonuç almak gibiydi. Sanki zorlu bir işlemi vardı ama çıkan sonuç sadece basit rakamlardı. Sanki 2 denklem vardı da sonucu sadece 1'di.....................
İlk iki ders bitmişti. Ama bu ikisini de dinlememişti. Bu bir ilk aynı zamanda güzel bir deneyimdi onun için. Kendini asi çocuklar gibi hissetmişti. Ama hala daha olayları anlayamamıştı. Dün gece rüyasında ona çok benzeyen bir çocuğu görmüştü. Bu çocuğun onu öldürdüğünü ve yerini aldığını. Bu onun için en kötü kabustu çünkü ölümden korkardı ve kendi ölümünü görmek tüylerini ürpertmişti.
Bu sabah kalktığında ise kendini çok yorgun hissediyordu. Sanki ölü gibiydi. Sonra, okula gelirken yine saçma sesler duymuş birinin onun peşine düştüğünü düşünmüştü.
Her problemi birkaç saniyede anlayan ve çözümler üreten beyni şimdi durmuş ve sanki en önemli sınavda bildiği en basit soruyu kalemi kırıldığı için yapamayan bir çocuk gibi kalmıştı. Yanında yedek kalemi yoktu ve tek başındaydı.
Düşündü, düşündü, düşündü. Kendini hep en kötü ve olasılıksız olaylarda buluyordu. Daha fazla dayanamadı ve yanından asla ayırmadığı kalın test kitabını çıkardı. Kendini sorularla sakinleştiriyordu ve geometri soruları ona bir tür terapi uyguluyor gibi hissediyordu.
....................
Okulun çıkış saati gelmişti. Bu gün çok önemli dersleri olmasına rağmen hiç birini dinlememiş ve sürekli test çözmüştü.
Sonuç:Anlık bir rahatlama.Eve doğru yürümeye başladı. Sabahki soğuk gitmiş yerini hafif bir esintiye bırakmıştı.
Eve yaklaştığı sırada derin bir uyku çekmeyi düşünüyordu ama yol boyunca onu takip eden araba uyku düşüncesi ile birlikte endişe düşüncesini de getirmişti. Beyninde iki koca göbekli adamı tekli koltuğa sığdırmış gibi hissediyordu.
Ve bir korna sesi duydu. Yine aynı erkek sesi adını sesleniyordu ve sokakta onlardan başka kimse yoktu. Bir daha korna sesi, adını telaffuz edilişi ve daha uzun bir korna sesinden sonra ağzına kapanan mendil ile tüm uyku düşüncelerinden sıyrılmış geriye tek bir düşünce kalmıştı. Endişe...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARIŞIM.
Ciencia FicciónHayatınız bir anda tam anlamıyla değişseydi ne yapardınız? Sanırım olanları izlemekten başka çareniz kalmazdı.. O da sadece kendine olanları izliyor. Çünkü başka ne yapacağını bilemiyor.