Hızlıca aynanın karşısına geçtiği zaman üzerini değiştirmesine gerek olmadığını gördü . Üzerine hırka alıp yatağının üzerine fırlattığı telefonunu eline aldı. Annesini televizyonun karşısında mandalina yerken görünce hemen yanına gitti.
"anne, ben beomgyu'nun yanına gidiyorum."
"Taehyun, yine eve kırgın bir kalple gelmeni istemiyorum."
"Merak etme anne, kırılmayacağım."
"Ardında kırgın bir kalp bırakmanı da istemiyorum."
"efendim?"
"Taehyun, artık herkese dürüst olma zamanı oğlum. Sen cesur bir çocuk olduğunu söyledin her zaman. Şimdi git ve ona da cesur olduğunu kanıtla."
Annesiyle her zaman arkadaş olmuştu taehyun. Her zaman hisleri konusunda annesine dürüst olmuştu ve fikir vermesini istemişti. Annesi ise hiçbir zaman bir fikir vermeyip" kendi yolunu kendin bulmalısın" deyip başından savmıştı.İlk defa annesi hisleri konusunda cesur olmasını söylemişti. Daha fazla geç kalmak istemiyordu.
" Anne ben çıkıyorum o zaman, gecikirsem kızma."
"Bana haber vermen şartıyla istersen eve bile gelmeyebilirsin bu günlük."
Annesine sıkıca sarılıp evden çıktı. Elindeki telefonu durmadan titriyordu. Çocukların yazdığına emin olduğu için telefonu cebine atıp yürümeye devam etti.
"Hediye almalı mıyım acaba, yok ya hediye abartı olur çiçek mi alsam acaba, o ne öyle taehyun istemeye mi gidiyorsun çocuğu?"
Kendi kendine konuşarak Beomgyu'nun evine varmıştı taehyun. Gerçekten ürküyordu olacaklardan. Hislerinin karşılıklı olduğunu tahmin edebiliyordu ama beomgyu en az kendisi kadar kindar biriydi. Affettim dese bile affetmeyen bir yapısı vardı. Taehyun bundan korkuyordu. Ya ona da herkese yaptığı gibi yalandan bir affettim der ve geçiştirirse?
Eğer biraz daha beklerse vazgeçeceğini biliyordu o yüzden hızlıca evin ziline bastı. Kapıyı beomgyu'nun annesi açınca taehyun eğilerek selam verdi.
"Hoşgeldin oğlum, bende şimdi size geçecektim annen çağırdı. Beomgyu yukarıda ona söylersin hadi görüşürüz."
Bayan choi hızlı hızlı konuşup kapıyı kapatacakken kafasını içeri eğdi.
"Taehyun, beomgyu kırıldığı kadar kırmak ister. Sakın onun oyunlarına kanma oğlum. Ve lütfen onu üzme olur mu?"
Taehyun kocaman açılmış gözleriyle kadına bakarken, bayan choi bir cevap beklemeden kapıyı çekmişti.
Taehyun, herkesin bu durumu bilmesine şaşırmıştı. Annelerinin yakın arkadaş olduklarını biliyordu ama" oğullarımız birbirlerini seviyor hadi dünür olalım" tadında bir konuşma yapmış oldukları gerçeğini bugün yüzüne vurmuşlardı. Utanmıştı.
Üst kata doğru çıkmaya başladı. Ne diyeceğini kafasında toparlamaya çalışırken beomgyu odasının kapısını açtı. Elindeki tabağa bakarak bağırmaya başladı.
"Anne bitti bun-" gözlerini kaldırmasıyla karşısında gördüğü taehyunla şaşırmıştı.
"Sen neden buradasın?"
Taehyun beyaz tüylü kıyafetin içindeki beomgyu'a bakakalmıştı. Çok sevilesi duruyordu şu an ve taehyun sorduğu soruya ne cevap vereceğini gerçekten düşünmemişti.
"Sana soruyorum taehyun, ne işin var burda? Bak eğer yine aynı mevzuyu açacaksan sen özür diledin tamam ama cidden hazmedemiyorum dediklerini."
Taehyun duyduklarıyla şaşırmıştı. Dudakları hissettiği mutluluktan iki yana kıvrılacakken engel oldu kendine. Affettim dememişti, karşısındakini iyi hissettirmek için yine kendisinin kötü hissetmesine neden olmamıştı. Beomgyu, ona kırılmıştı ve bunu açıkça belli etmişti.
"Senin konuşmaya niyetin yok anlaşılan, çekil önümden mutfağa geçeceğim."
Beomgyu, Taehyun'un yanından yavaşça geçip merdivenlerden inecekken Taehyun onun bileğini tuttu. Kendine çekip sıkıca sarıldı. Beomgyu sırtında ve belindeki ellerin sıkıldığında şikayet edecekken Taehyun kafasını beomgyu'nun boynuna gömdü.
Beomgyu elindaki tabağı taehyun'un arkasındaki sehpaya koyup ellerini karşısındaki çocuğun beline koydu.
"Affet beni beomgyu, lütfen."
Beomgyu boynunda hissettiği ıslaklıkla karşısındaki çocuğun ağladığını anladı.
"Bir şey mi oldu taehyun?"
"Korkuyorum beomgyu."
"Neyden korkuyorsun taehyun, niya taksit taksit anlatıyorsun ya?"
"geç kalmış olmaktan"
"Nereye geç kalmış olmaktan korkuyorsun, bir yere mi gidecektik?"
Taehyun başını hala uzun ve ince boyunda tutuyordu. Burnunu hafifçe çocuğun beyaz boynuna değdip derince soluk aldı.
"Beomgyu, kokun çok güzel."
"parfüm aslında ama şu an ne yapıyorsun taehyun?"
"Her zaman yaptığım şeyi yapıyorum."
"Ne?"
"seni seviyorum beomgyu."
Ehe son bir bölüm kaldı :))))
Yeni bir şey yayımlamayı düşünüyorum eğer olursa son bölümden önce onun tanıtımını buraya atarım sanırım
Görüşürüüüüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DON'T GİVE ME HOPE |TAEGYU |
FanfictionBeom: bana neden bu kadar umut veriyorsun tae, neden kendimden daha fazla nefret ettiriyorsun?