Merhaba,
Geri dönüşümün mutlu, size umut verici, heyecanlandırıcı olmasını isterdim ancak aylar sonra yine içimin çevremdeki tüm olayları hazmedemeği bir dönemdeyim. Size bunu daha net açıklamaya çalışacağım.Bir orman düşünelim. Görkemli, gür, çeşit çeşit ağaçların olduğu kocaman bir orman. Bir de bu ormandaki tek başına kalmış, cılız, hastalıklı bir ağacı düşünelim. Üstelik köklerinden yaydığı hastalıkla çevresindeki ağaçları da zamanla çürüten cılız bir ağaç. Tüm ormanı göz önüne aldığınızda yapılabilecek en doğru şey bu hasta ağacı kökünden söküp atmak değil mi?
Keşke içimizdeki bu hastalıklı ağacı da diğer ağaçlarımıza zarar vermeden söküp atabilsek.
Her insanın zor zamanlardan geçtiği dönemler olur. Bunu hepimiz pek tabii biliriz. Peki ya bu zor zamanlar dönemsel olmak yerine hayatsal olursa? Tüm hayatımız zor zamanlardan geçmek üzerine kuruluysa?
Yapmaktan keyif aldığımız şeyler artık keyif vermiyorsa, birlikte vakit geçirmekten hoşlandığımız insanların sıcak davranışları bile eskisi gibi hissettirmiyorsa, sürekli yan yana olmak istediğimiz yakınlarımız bile sorgulanabilir bir şekilde bizden uzaklaşmışsa ne yapmamız gerekir?
Devam ettirmeye çalıştığım bu hayatın içine sıkışıp kalmış gibi hissettiğim çoğu zamanda gökyüzüne bakarak derin nefesler aldığımı birçok kez söylemiştim. Hala devam ediyorum. Ciğerlerime doldurduğum havada aklımdan bir düşünceyi uğurlamaya çalışıyorum zihnimi de havayla doldurmak istercesine. Ne kadar başarılı olduğum ise benden buraya yansıyan sözcükler arasında gizlenmiş anlamlarda saklı.
Biz mi hep böyleydik yoksa zaman içindeki değişim mi bu noktaya gelmemize sebep oldu emin değilim. Biz mi çok düşünüp kendimize yükleniyoruz bilmiyorum. Hiçbir şeyin cevabını veremiyor oluşumuz içimizin sorulan soruları bile hazmedemediğini mi gösterir?
Gözlerimi kapattığımda gördüğüm karanlık bile karmakarışık. Siyahın içinden şimşek gibi çeşitli renk hüzmeleri geçiyor. Düşüncelerim bana savaş açıyor, ben daha ayakta duramazken.
Böyle hissettiğimiz anlarda kime gitmeli, kimlerin yanında olmalı inanın bilmiyorum. Hatta birinin bizi dinlemesini istemeli mi ondan bile şüpheliyim. Çünkü en başta da söylediğim gibi, hastalıklı bir ağaçken neden çevremdeki güzel ağaçlara zarar vereyim ki? Neden düşüncelerimin zehrini onların temiz zihinlerine akıtayım?
Tüm bu yazdıklarımın karışıklığına ama bir o kadar da derin okyanus mavisi karanlığına bakacak olursak, uzaklaşan biz miyiz onlar mı?
Sorularımızın cevaplarında buluşalım.
Hoşça ve düşüncelerle kalın.