2.𝐁𝐨𝐥𝐮𝐦 {𝐃𝐢𝐚𝐠𝐨𝐧 𝐘𝐨𝐥𝐮}

1K 76 15
                                    

Gençler bu bölümde hikaye durmadan ağız değiştirebilir garipsemeyin wcijwjfkwc
Eee nasılsınız iyi mısınız?
Günleriniz benimki gibi boş geçiyor mu?

Klasik sohbet bolumum de sonlandığına göre bölümü okuyun haydeeee..

1 Hafta Sonra
•-•-•-•-•-•-•-•-•-•-
Irene'den

"Miaaaaağ"
"Anırma James"
"Banane sende kalk artık. Bak bugün Diagon Yolu'na gideceğiiiiizzz"
Yataktan nasıl zıpladığımı bilmiyorum. Sonunda Diagon Yolu'na gidecektim! Yüce Merlin! Büyücülük dünyasında en merak ettiğim yerlerden biri. Pijamalarımla James'in odasına daldım.
"Canım ikiziiimmmm"
Önce buruk bir şekilde gülümsedi. Sonra tekrar duygusala bağladı
"Sırf bu cümleyi duymak için kaç yıl seni aradım biliyor musun?"
Drama Queen James ile tanışın.
"Duygusala bağlama lan hemen. Saat kaçta çıkıcaz ona göre hazırlanayım."
"Yarım saate çıkarız. Hem seni arkadaşlarımla tanıştıracağım ona gore hazırlan."
"Taamam"
Yanağına küçük bir öpücük kondurup koşarak odama gittim. Bu kadar büyücünün arasına karışacaksak düzgün birşeyler giymem lazımdı.
Altıma kısa,pileli bir etek,üstüne de siyah, askılı, zarif bir üst giydim. Saçımı düzleştirdim, makyaj olarak sadece eyeliner çektim. Üstüme daha çok Kutsal 28 ailelerini anımsatan bir siyah cübbe, ayakkabı olarak da kalın tabanlı bir bot giyip James'a seslendim.
"Jamess"
"Geliyoruum!!!"
Koşar adımlarla aşağı indi ama beni görünce kaşları çatıldı.
"E biz sana kıyafet almamış mıydık Euphemia?"
Böyle durumlarda aramızda 3 dakika olmasına rağmen abilik taslardı.
"Hadi git üstünü değiştir."
"Ama Jamiee"
"Hayır"
"James-"
"Hayır"
"Ama J-"
"HA-YIR"
"Kızılınla aranı yaparım."
"Anne biz gidiyoruuuz!"
Onun bu hâline kıkırdadım. Henüz cisimlenemediğimiz için şömineye gittik. Elimize bir tutam uçuç tozu alıp şömineye gittik. Önden ben, sonra James geldi. Şöminenin içinden çıktım. Burası çok tozluydu. İkimizde öksürmeye başladık. James,"Burda biraz daha kalırsak daha çok öksüreceğiz." Dedi. Haklıydı. Beraber sokağa çıktık.
"Önce ne yapmak istersin Mia?"
"Bilmem ki. Hmm.. Önce asa alalıığm."
"İyi peki gel."
Beraber asa dükkanı olduğunu düşündüğüm 'Ollivander's' yazan yerin önünde durduk. Çok eski bir yer olduğunu anlamak için Ravenclaw olmanıza gerek yoktu.( bu 1 haftalık süre zarfında James ona binalar vs dahil herşeyi anlattı ve Irene Gryffindor olmak istiyor.) Kapıdan içeri girdiğimizde ilk gördüğüm şey.. daha doğrusu tek gördüğüm şey raflardı. Her yer raflarla doluydu. Tabiki raflarda da binlerce asa vardı. Masa tarzı olan yere gittiğimizde masanın üstündeki zile birkaç kere bastık. Ben merakla James'a baktım. O ise " Bay Ollivander biraz yaşlı. Ya ayağa kalkmış geliyordur,ya da duymamıştır" Sözünü ben tamamladım." Ya da ölmüştür." Birkaç dakika gülüştükten sonra Bay Ollivander hala gelmeyince endişelenmeye başlamıştık. Ben James en son sıkılıp "Ollivander amcaaaaa!" Diye bağırınca içerden bir patırtı gelmişti.
Bay Ollivander koşarak gelirken bir yandan da özür diliyordu. "Çocuklar, çok bekletmedim umarım. Anlarsınız, yaşlılık hali." James söze atladı "Sorun değil efendim." "Bay Potter? Ben size asa sattığımı hatırlıyorum? Aa yoksa yine mi kırdınız asanızı?" Ben James'in bu hâline gülerken o, "Hayır efendim bu sefer bana değil. İkiz kardeşime, Irene Euphemia Potter." Bay Ollivander şaşkınlıkla bakarken ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. "A-ama Irene o-"
"Bizde öyle sanıyorduk Ollivander amca ama bir muggle aile tarafından evlat edinilmiş."
"Sonunda bulunduğunuza sevindim Mrs. Potter. Burada bekleyin." Rafları karıştırdı ve en üst raflardan birinden bir kutu çıkardı. Içindeki asa çok zarifti. " Bu asayı deneyin Mrs. Potter. 38.1 cm uzunluğunda ve esnektir. Asma ağacından yapılmaktadır ve çekirdeği ejderha yürek telidir. Bu asayı yapan kişi oldukça cesaretli bir kişiymiş.Asayı en iyi şekilde yapabilmek için aylarca uğraşmış.Asaya sabrın cesareti adı verilmiştir." Asadan cidden etkilenmiştim. Elime alıp zarif bir biçimde salladım. Fakat odanın diğer ucundaki vazonun patlamasıyla paniğe girdim. "B-bay Ollivander b-ben özü-" "Hiç sorun değil Mrs. Potter. Bunu hergün yaşıyorum. Hmm bakalım bu olacak mı?" Bir asa daha uzattı. "Bu asanın Kuğu kuyruğu kılından özü vardır 29 cmdir ve alıç ağacındandır oldukça esnektir." Bu asayı da elime alıp salladım ama bu sefer üst raflardan birkaç kutu düştü. James bu hâlime kahkahalarla gülerken ona dil çıkarmakla yetindim. Bay Ollivander hemen asayı elimden aldı ve çok oyalanmadan başka bir tane getirdi."Anka kuşu tüyü dolgulu, 27.94 cm. ve şaşırtıcı derecede esnek esnekliğe sahip ladin ağacı. Birde bunu deneyin lütfen." (Kesinlikle yazarın kendi asası değil(!)) Asayı alıp salladım. Bu sefer etrafında göz göz kamaştırıcı gümüş bir ışık oluştu. Kendimi bir anda güvende hissettim. James etkilenmiş görünüyordu. Hahaha çatla kudur!

𝐏𝐫𝐢𝐬𝐨𝐧𝐞𝐫 | Sirius Black {𝔪𝔞𝔯𝔞𝔲𝔡𝔢𝔯𝔰 𝔢𝔯𝔞}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin