"Hadii hadi amaa" dedi Mehmet. Yine bir koşuşturmaca başlamıştı. Otobüse binmediği için binlerce şükür ediyordu. Kaçabildiği kadar kaçtı en son bir çalılığa saklandı Safet' in adamları bunu bulamayınca böyle konuştular: " Hadi ama züppe çık ortaya hahahaha! Seni gidi **** hahahahah!
Mehmet elini sıkıyordu simirinden adama uçmak istiyordu ama yapamazdı, sakinleşmeliydi. Kısa ve cılız görünümlü dağın tepesindeki küçük çiftlik evine baktı. Pek konuksever gözükmese bile kalacak yeri yoktu. Artık mecburen yukarı çıkmak sorunda kaldı. Kahretsin o da ne?! yılan yılan bacağımı ısırdı. Tek bir bağırışıma bakarak ev sahibini kışgırttım. Yanıma geldi, eve kadar taşıdı, saolsun 😊. bana baya iyi ve sıkı bir pansuman yaptıktan sonra konuşmaya başladık. Yaşlı adam: " Hangi rüzgar attı seni buraya delikanlı" diye sordu gidip gelen sesiyle. Mehmet direk cevapladı " Aslındaa ..... şey ben bura- "Merak etme genç adam bizden başka kimse yok, rahat rahat konuşabilirsin". " Peki. İlk önce size minettar kaldığımı söylemem gerekir. Peşimde bir mafya babası var. Sizden bana yardım etmenizi istemiyorum, sadece bir gün kalmak için yer arıyorum, yardım edebilir misiniz?" Yaşlı adamın gözündeki parıltı arttı ve içten bir şeklide: " Tabii yavrum, kalabilirsin ne demek". Mehmet çok sevindi ve tekrar tekra teşekkür etti. Eğer kalacak bir yeri olmasaydı geceyi *** gibi geçirecekti. Sonra sohbete daldılar. Yaşlı adam:" Nasıl böyle bir hata yaptın, neden bir mafya babasından borç aldın? Evliyken karın çocuğun varken bunu yapmamalıydın" Mehmet'in gözünden ufacık bir yaş damladı. Bunu fark eden yaşlı adam hemen konuyu değiştirdi: " Pardon .... Benim ismim Kazım Tekkul" Mehmet bunu duyduktan sonra Bir Türk ile karşılaştığı için çok mutlu oldu. Bu sefer Türkçe konuşarak " Ha h me merhaba bende Arnavut'um Türkçe biliyorum siz Türk müsünüz ? " Evet, ben Türküm pardon da senin ismin ne? " " Benim ismim Mehmet Öztürk, Türkiye'nin kaderi oğluma bağlı..." Bunu duyan yaşlı adam şaşkına döndü vatanının bir çocuk üzerine kurulu olduğunu düşündüren Mehmet'e şöyle bir baktı ve sordu : " Oğlun kaç yaşında, ve ne demeye çalıştığını anlamadım?" Mehmet bunun üzerine "Oğlum 12 yaşında, ismi Arda Öztürk. Peşimdeki mafyayı yöneten adamların yöneticileri, başkanları artık hepsi Türkiye'nin peşinde. Bu sırrı oğlum, ben, ve artık sende biliyorsun. Oğlum daha 3 yaşındayken ona bir mektup yazdım. 12 yaşına geldiğinde bir villaya yerleşmelerini kendi babama söyledim. Şu an bilmiyorum bile mektubu aldımı almadımı. Mektubun yanına birde macera kitabı yazdım. Macera kitabında yazan şiirlere göre hareket edecek. Kitapdaki şiirler macera kitabının 18. sayfasında yazanlara göre şiirleri açacak ve şiirlerde ona hedefi bulmasında çok fazla yardım edecek. Mektupta kimseyle bu sırrı paylaşmaması gerektiğini yazdım ama eğer bu notu okumamışsa ve göreve hala başlamamışsa o zaman Türkiye'nin kaderi şimdiden yok olmuştur bile..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Villa
AdventureYağmurlu bir kış günüydu. Arkadaşlarımın evinden yeni dönmüştüm. Can ve Samet ile film izlemişdim. Annem günden bir az sonra eve gelecekti eve 21.00 da gelmeye başlamışdım. Kahretsin! O da ne ayağımın yanında bir eşek arısı durduğunu fark ettim ayağ...