2 ❧ Hisler çürümeye başlar, her bir göz kırpmada.
Sabah Rose, Lisa'nın kapısını tıklatarak onu uyandırmaya geldiğinde Lisa çoktan giyinmişti. Bu sefer tamamiyle lacivert ve yakaları olan diz altı bir elbise giymeyi tercih etmişti. Odası Kang ailesine ait olan evden daha büyüktü. Üç kapaklı bir dolap, bir tuvalet masası, komodin ve küçük bir yemek masası bulunuyordu. Ayrıca yatağın biraz ilerisinde bir tane de koltuk vardı. Dışarı çıktığında kapının önündeki Rose ile karşılaşmıştı. Kız, bu sefer saçlarını balıksırtı örmüştü ve dünküne benzer bir modelde bebek mavisi bir elbise giyiyordu. "Hadi," demişti bir günaydın demeye bile gerek duymadan. "Acele etmeliyiz. Birazdan uyanabilirler."
"Tamam," Neredeyse koşarcasına mutfağa girmişler ve mutfaktaki çeşit çeşit yemekleri yemek odasına götürmüşlerdi. Mutfak ve yemek odası arasında o kadar çok git gel yapmışlardı ki Lisa, başının döndüğünü hissediyordu. Sonunda, son tabağı da masaya yerleştirerek kenara çekildi. Kesinlikle, soluklanmaya ihtiyacı vardı. Bu kadar yemeği Rose'nin annesi bir başına nasıl yapabilmişti inanamıyordu. Açıkça, çok yetenekli ve pratik bir kadın olmalıydı. On iki kişinin bu kadar yemeği nasıl bitireceğine dair de bir fikri yoktu.
"Burada bekleyelim," dedi Rose köşedeki yeri işaret ederek. "Onlar kahvaltılarını bitirene kadar burada bekleyeceğiz."
"Nasıl yani," Lisa, biraz şaşırmıştı. Çünkü Kang ailesinin evindeyken bir şey istedikleri zaman ona seslenirlerdi. O, yemek odasının kenarında öyle dikilmez mutfağa gider ve otururdu. "Ayakta mı bekleyeceğiz, hem de burada?"
"Evet," Rose dümdüz bir surat ifadesiyle Lisa'ya bakmıştı. "Tuhaf bir şey değil ki bu."
Genç kız diyecek bir şey bulamadı. Buraya alışamamıştı ama zaten alışmasına gerek de yoktu ve bu şekilde kendisini teselli ediyordu. Bu köşkün düzeni oldukça garipti gerçekten de. Yalnızca Rose'nin yanına ilerledi ve orada beklemeye başladı. Birkaç dakika sonra ayak sesleri duyulmaya başlamıştı. İçeriye bir çift girmişti. Kadın, adamın koluna girmiş onun anlattığı şeylere sesli kahkahalar atıyordu. Adam da onunla birlikte gülerken birlikte oldukça eğleniyor görünüyorlardı. Sabahın erken saatlerinde bu kadar neşeli olmaları ilginçti. İçeriye girdiklerinde uzun boylu ve geniş omuzlu adam eşi için, yani Lisa öyle olduğunu tahmin etmişti, sandalyeyi çekmiş ve kadın oturduktan sonra kendisi de hemen yanındaki sandalyede oturmuştu.
Daha sonra, siyah saçlı genç kadının - yirmi beş ile otuz yaşları arasında gibi gözüküyordu - gözleri Lisa'ya ilişmişti. "Ah, merhaba." demişti sevecen bir sesle. "Demek sen noel için Bayan Park ile Rose'ye yardım edecek kızsın."
"Evet, efendim." Lisa, birkaç adım öne çıkmış ve kadının önünde biraz eğilmişti. "İsmim Lisa."
"Memnun oldum, Lisa. Ben de Kim Jisoo. Umarım burada güzel bir noel geçirirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the curse ❅ lizkook
FanficSen bana gösterdin ki yaşam yalnızca zamanını uzatmaktan ibaret değil. lizkook ©nemesislau2020 Start: 17.12.2020