Katsuki gene uykusundan ani bir şekilde uyanmıştı. Gece boyu böyle olmuştu. Yatakta doğruldu. Ayağa kalktı ve odadaki masadan telefonunu aldı. Denkiyi aradı;
"Alo bakubro? Daha iyimisin?"
"Değilim..."
"..."
"Kaminari odamda yatağımdaki turuncu hediye pakedinde bir kutu var. Onu bana getirebilirmisin..? Lütfen..."
Katsukinin sesi çok kötü geliyordu. Sanki o değildi.
"H-ha tamam bakubro yarım saate ordayım."
"..."
Katsuki yılmış bir şekilde hastanenin verdiği geceleği çıkarıp önceki gün giydiği kıyafetleri giydi. Lekeliydiler. İzukunun kanıyla. Bir süre lekelere odaklandı ve bekledi. Sonra odadan çıkıp İzukunun odasının olduğu yere ilerlemeye başladı. Oraya geldiğinde dün gördüğü görevlilerden birini aradı gözü. Hiç kimseyi görememişti. Birden odanın kapısı açıldı ve içerden bir doktor çıktı. Içeride doktorun olmadığını zannettiği için afallayan katsuki kendine gelince doktorun yanına koştu.
"I-izuku midoriya... onu görebilir miyim?"
"Tabii dünden daha iyi. Ama henüz uyanmadı. Ne zaman uyanacağını hala bilemiyoruz."
Katsuki bir cevap vermeden odaya yöneldi. Kapıyı yavaşça açtı içeri girdi ve geri kapattı. İzukunun bulunduğu yatağın ayak ucundaki sandalyeye oturdu. Bunları yaparken hep yere bakıyordu. Yavaşca başını kaldırıp izukuya baktı. Bir melek gibi uyuyordu.
Ona bakarken ne birşey söyleyebildi katsuki ne de düşünebildi. Sadece izukunun yüzüne odaklanıp durdu. 10 dakika sonra telefonun çalması ile irkilerek gözlerini izukudan ayırdı.
Arayan denki idi. Derin nefes verip telefonu açtı.
"Neredesin bakubro?"
"...hastanenin bahçesine gidiyorum..."
"Tamam orda buluşalım."
Katsuki oturduğu yerden yavaşca kalktı ve kapıya yöneldi. Kapıyı açtı ve son kez baktı izukuya. Ardından odadan çıkarak kapıyı çekti.
°•°•°•°•°•°
Denki hastanenin bahçesindeki bankta katsukiyi bekliyordu. Hastane çıkışında onu görünce ayaklandı ve ilerlemeye başladı. Katsukide onu görünce ortada buluştular.
Denki kutuya verdi ve konuşmaya girdi; "hiçbirşey yemedin değil mi bakugou" katsuki ona sert bi şekilde cevap verdi. "Yemeyeceğim." Denki arkasını dönerek konuştu; "ben yurda dönüyorum. Daha fazla hastanede kalıp sinirini bozma."
Katsuki kaşları çatık bir şekilde denkinin gidişini izlerken elindeki kutuya baktı. Derin bi nefes alırken hastane binasına koşturan inkoyu gördü. Nefesini verirken kendinden daha çok nefret etmişti.
Hastanenin bahçesinden çıkarak rastgele bir yöne ilerlemeye başladı. Yaklaşık 10 dakika içinde bir sahile varmıştı. Şans eseri karşısına çıkan bu sahildeki bir banka oturdu. Bir süre denizi izledi. Sonra gözlerini kutuya çevirdi. Derin bi nefes verip kutuyu açtı. Tek tek baktı kutudaki fotoğraf ve oyuncaklara. Gözleri dolmuştu. Neden bu kadar kötü hissediyordu.
Yeni yeni hissettiği duygular vardı son zamanlarda. Daha önce hiç duymadığı. Duymadığı içinde kendinden nefret ettiği. Pişmanlık.
Kutuyu banka bırakıp ayaklandı. Biraz denize doğru yürüdü. Tuttuğu göz yaşlarını bırakıp bağırmaya başladı. Sinir krizi geçiriyordu. Yoldan geçen ve onu gören insanlar ne olduğunu anlamak ve yardım etmek için ona doğru koşturuyordu. İçlerinden biri özgünlüğünü kullanarak onu sakinleştirdi ve sonrasında bayılttı. En yakın hastane olduğu için İzukunun hastanesine götürdü Katsukiyi bayıltan kişi.
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Katsuki uyandığında beyaz tavan ile karşılaştı. Etrafa bakındı ve kolundaki serumu fark etti. Ne olduğunu hatırlayınca içinden 'LANET' diye geçirdi.Kalkmaya yeltendiği sırada içeri bir hemşire elinde tepsi ile girdi. Tepsiyi katsukinin kucağına bırakırken katsukinin 'bu ne' bakışına gülümseyerek şöyle dedi.
"Bay Aizawa bunları yemezseniz sizi yurda götüreceğini söyledi."
Dadzawa UwU
Katsuki oflayarak hemşirenin çıkışını izledi. Yemek istemiyordu. Ama yurda dönmek de istemiyordu. Önünde olan çorbayı kafasına dikti. Birkaç yudum içti ve kaseyi tepsiye koydu. Tepsiyi yanındaki komidine koydu. Telefonunun komidinde olduğunu gördü ve aldı. Saate baktı. Gece saat 00:26 idi. Ne kadardır baygındı?
Tekrar hastane yatağına uzanıp uyumayı denedi.
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Uyanan katsuki telefonunu alıp saate baktı saat 12:41 idi. Kolundaki serum yoktu. Uzandığı yataktan kalktı. Ayakkabılarını giydi telefonunu aldı ve odadan çıktı. İzukunun odasının önüne geldi ve o kattaki sekretere onu görüp göremeyeceğini sordu. Olumlu yanıt alınca odaya girip kapıyı kapattı. İzukunun ayak ucundaki sandalyeye oturdu.°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Saatlerce izukuyu izleyen katsuki onun ayak ucundaki küçük boşluğa kollarını yastık olarak kullanıp kafasını koymuş uyuya kalmıştı. O sırada gözlerini aralayan izuku yatakta doğrulup gözlerini kırpıştırdı. Etrafa bakındı. Uzun bi düşünmeden sonra hala hayatta olduğunun farkına vardı. Gözlerini sıkıca yumup mırıldandı; "başaramadım..."Uykusu tüy gibi hafif olan katsuki izukunun mırıldanmasıyla gözlerini aralayıp bir süre duyduğu sesleri idrak etmeye çalıştı. Sonra kalkarak uyanmış izukuya baktı. Izuku ona gülümseyerek gerçekten sevgi dolu gözlerle bakıyordu. İzuku konuşmaya girdi; "m-merak etme kacchan." Dedi ve derin bi nefes verip devam etti. "Seneye başarılı olurum..." katsukinin sinirden gözü seyiriyordu. Bağırmaya başladı. "APTAL APTAL APTAL!" izuku afallayarak onu dinlemeye başladı. "B-BIR DAHA... BİR DAHA ASLA! HİÇ KİMSE İÇİN" izuku katsukinin ağladığını fark etmişti. "KENDİNE ZARAR..." katsuki derin bi nefes vererek devam etti. "VERMİCEKSİN!" İzuku ne olduğunu anlayamamış Katsukinin yüzünü inceliyordu.
Bağırışmaları duyan hemşireler içeri doluyordu. İçlerinden biri katsukiye sakinleştirici yaptı ve birkaç hemşireyle onu zorda olsa odadan çıkardılar. İzuku onunla konuşan hemşireri dinlemek yerine az önce ne yaşadığını sorguluyordu. Birden sordu izuku; "bugün... ayın kaçı?" Hemşirelerden biri cevap verdi; "22 nisan?"
2 gün... sadece 2 gün geçmişti ve katsuki değişmiş miydi? Bunu sorguluyordu izuku. 5 dakika içinde doktor gelip onu muayne etmiş yarım saat içinde inko gelmiş. Sonrasında Aizawa, All might ve birçok kişi ile görüşmüş. Psikolojik destek görmesi gerektiğine karar veren insanlarla konuşmuştu.
Ama hiçbirini... hiçbirini dinlememişti. Aklında tüm gün sadece katsukinin sözleri vardı. Bu kadar değişmesi.
Herkesle görüşmesi bittiğinde yatağında oturmuş bir şekilde camdan dışarı bakıyordu. Kapının gıcırdaması ile kafasını çevirip o tarafa baktı. Gelen kişi...
Katsukiydi. Yere bakarak ona doğru geliyordu. Yatağının önüne geldi. Hala yere bakıyordu. Sonra yere bir damla döküldüğünü gördü İzuku. Katsuki birden ona sarıldı. Fısıldayarak konuşmaya başladı. "özür... özür dilerim. Ö-özür dilerim."
Arka arkaya özür dilerken ağlıyordu katsuki. İzuku ona kollarını sardı. Kafasını saçlarına gömerek durdu öylece. Yıllardır yapmak istediği şeyi yapıyordu belkide. Mırıldandı katsuki "seni seviyorum..."
İzuku şaşırmıştı. İzuku derin bi nefes alıyormuş gibi kokladı katsukiyi. "Bende..." dedi.
Evd boq gibi bi kitapla karşınızdayım.
Yani bence diğer kitaplarımdan daha güzel yinede.
Ve tek seferde attım!
Hrnys şey dicem
Aklımda senaryo olmadığı için bir bölüm daha yazmayı düşünmüyorum.
Yani bu finalAma çok istenirse yazarm.
Nys gözel yorumlarınızı eksik etmeyin ♡\U-U/♡
İnş olmuştur. Hade görşrz aşqlarm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
//20 Day /Bakudeku/Sad//Tamamlandı//
FanfictionSad bakudeku agab Artık ne kadar sad yazabilirsem :D