Bölüm 1-"İLK BAKIŞ"

13 1 0
                                    

MERHABA GECEMİN YILDIZLARI🌟

EMİNE MİNE ERTOK'UN İLK KİTABIDIR(BAŞLANGICINI NASIL BULURSUNUZ BİLMİYORUM AMA SONRAKİ BÖLÜMLERİ HEYECANLA OKUYACAĞINIZA EMİNİM)

LÜTFEN OYLAMAYI UNUTMAYIN:))

UNUTMAYIN "Karanlıklarda Aydınlanmayı Hak Eder..."

İYİ OKUMALAR GECELERİM🌚 VE GÜNEŞLERİM.🌞

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1.Bölüm:"İlk Bakış"

***

Yine sıradan bir güne uyandım. Her zaman ki gibi kalkıyorum hazırlayıp okula, okuldan eve geliyorum. Bütün gün odamda ders yapmaktan, film izlemekten, Twitter da gezmekten başka yapacak bir aktive olduğunu düşünmüyorum.4 kişilik ailemle belli saatler arasında beraber toplanıyorum onun dışında yine odamdan çıkmıyorum. Şu odadan çıkamam karanlığımı aydınlatamam. Ben karanlığım gece gibi ama yıldızlarım yok kocaman bir Ay'ım yok ama gece kadar karanlığım ve bu karanlıktan ne çıkabiliyorum ne de çıkmak istiyorum. Karanlık siyahtır. Bu siyah herkese huzur vermezken benim tek huzur bulduğum yer. Kendimi kandırıp aydınlanacağıma inanamam. Siyahken beyaz olamam. Rengarenk çiçek açamam. Evet güneşi de sevmiyorum. Kısacası karanlığı aydınlatan hiçbir şeyi sevmiyorum. Adım gibi hem dalgalanıyorum, hem de aniden duruluyorum. Benim için en önemlisi adım kadar özgür olabilmek, denizler kadar özgür olmak.

Bir sabah her zaman ki gibi sıradan bir güne uyandım. Hazırlanıp okula kadar yürümeye kadar verdim. Okul bahçesine adım attığımda koskocaman bir dönemi geride bıraktığım aklıma geldi. İkinci dönemin ilk haftasını bitirmiş ikinci haftasına giriş yapıyorduk. Okulun bahçesinden hızlıca binanın içine girdim. Koridorda çocukluk arkadaşımı Nehir'i gördüm. Tabi ki her seferinde olduğu gibi yine aynı sınıftayız. Sınıfa geçip en arkaya oturduk. Ders zili çaldığında sınıfa matematik öğretmeni girdi ama derse başlamak yerine öncelikle konuşma yaptı.

-Evet gençler bugün ders işlemeden önce sınıfımıza yeni gelen öğrencimiz ile tanışalım. deyip yeni çocuğu sınıfa çağırdı. Evet yeni çocuk çünkü daha adını bilmiyorum. Yeni çocuk sınıfa girdi ve öncelikle sınıfı süzdü. Göz göze geldiğimizde bir süre gözlerimi kaçırmadım ama ben kaçırmazsam o hiç gözlerini üzerimden çekmeyecek gibi bakıyordu. Kafamı önümdeki deftere çevirip bir şeyler karalamaya başladım. O sırada yeni çocuk konuşmaya başladı. "Merhaba arkadaşlar ben Ege Güçlü" dediğinde neden bilmiyorum kafamı kaldırıp Egeye baktım. Adı Egeymiş. Tekrar göz göze geldiğimizde bu sefer o kaçırdı gözlerini ve boş bir sıraya oturdu. O sıraya otururken Nehirde beni dürtüyordu. Sanırım o çocukla iki dakika içinde yaşadıklarımızı fark etmişti. Tabi başka ne olabildi ki. "Deniz o çocuk nasıl baktı sana!" sesi o kadar heyecanlıydı ki anlatamam. "Hayır yani ne var bunda bu kadar büyütecek. " dedim ve konuyu kapattım. Sanırım Nehir'in öyle bir isteği yoktu ama bozulduğumu anlayınca o da bana katıldı. Hoca çoktan derse başlamıştı. İlk ders bitti. İkinci ders üçüncü ders derken eve gitme vakti gelmişti. Nehirle beraber eve kadar yürüdük. Okulla evimiz yarım saatlik yürüyüş mesafesindeydi Manisa da hava o kadar soğuk olmadığı için sorunsuz bir yürüyüş oldu. Yol boyunca Nehir'i dinledim. Hayır yani iki günde bu kadar çok konuşacak ne yaşadı bu kız diye düşündüm kendi kendime.

Eve yaklaşmıştık ve ayrılma vakti gelmişti. Binaya girdiğimde ruhumun daha da karardığını hissettim. Anahtarımla kapıyı açtım, odamda üstümü değiştirip annemin yanına gittim. Sokak aralarında kulaklığımı takıp yürümek o kadar iyi geliyordu ki bana. "Anne ben çıkıyorum biraz yürüyeceğim. Geç kalmam merak etme." deyip kapıya yöneldiğim sırada annem arkamdan seslendi, "Üstünü sıkı giyin ve akşam baban eve gelmeden evde oldu" derken kapıyı kapatıp eden çıktım. Binadan dışarı adım attım ve arkasından derin bir nefes alıp yürümeye başladım. İki sokak boyunca sadece etrafımı izledim, gürültüleri, kuşların ötüşünü dinledim. Bu kadar gürültüye dayanamayıp kulaklığımı taktım ve kulaklarımı yüzyüzeyken konuşuruz'un şarkıları ile doldurdum. 

Etraftaki gürültülerin sesini kapattım sadece görüntü kaldı. O kadar dalmıştım ki evden beklemediğim kadar uzaklaşmıştım. Yine kulağımda kulaklıkla evin yolunu tuttum. İki üç sokak geçtikten sonra bir el omzuma dokundu. Yürüdüğüm halde yerimden sıçramama neden olmuştu. Kafamı elin sahibine doğru çevirdim. Tanımadığım bir yüzle karşılaşmıştım. Kafamı tekrar yola çevirip hızlı adımlarla yürümeye başladım. Ben hızlandıkça arkamdaki yabancı benim adımlarımın daha büyüğünü atıp peşimden geliyordu. Korktuğumu hissettim, aslında böyle bir durumda arkamı dönüp yürümek yerine onun yüzüne bir tane patlatırdım ama içimde nedenini bilmediğim bir kaçma isteği doğdu içime.

Gece ve GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin