Bir çiçek ne kadar güzel kokabilirdi?
Yahut ne miktar güzel görünebilirdi bir papatya?
Kokusuyla bütün bahçeleri saran bir çiçek biliyorum,
Bir keresinde bir makas görmüştüm,
Onu kesememiştiBir şarkı ne kadar etkileyici olabilirdi?
Yahut ne miktar derinine, içine dokunabilirdi bir insanın?
Herkesi etkileyebilecek bir şarkı biliyorum,
Bir keresinde bir nota görmüştüm,
Müziğe tutulmuştuBir cadde ne kadar kalabalık olabilirdi?
Yahut ne miktar kayganlaşırdı kaldırımları yağan yağmurda?
Kalabalık bir cadde biliyorum,
Bir keresinde adımlarımı görmüştüm,
Keyifle yürüyorduBir yağmur ne kadar incitici olabilirdi?
Yahut ne miktar hızlı düşebilirdi gökyüzündeki evinden?
Bütün insanlığın susuzluğunu giderebilecek bir yağmur biliyorum,
Bir keresinde hiç olmayacak bir zamanda yağanını görmüştüm,
Hiç hazetmiyorumBir şehir ne kadar mucize olabilirdi?
Yahut ne miktar bir güzellik bu denli büyüleyebilirdi bir insanı?
Bütün güzelliklerin birleştiği ama pek mütevazi bir şehir biliyorum,
Bir keresinde İstanbul'u görmüştüm,
Gözlerim bekçisi oldu sonraBir göz ne kadar sıcak bakabilirdi bir insana?
Yahut ne miktar yaş dökebilirdi bir tek göz?
Tek bir damlasıyla bütün insanların yaşlarını sel olup akıtacak bir göz biliyorum,
Bir keresinde masmavi bir göz görmüştüm,
Deniz sandımBir kalp, bir kalp ne kadar kalpsiz olabilirdi?
Yahut ne miktar çarpardı birini gördüğünde?
Çarpışıyla kilometrelerce hız yapabilecek bir kalp biliyorum,
Bir keresinde seven bir insan görmüştüm
Kalbin istemsiz atabildiğini farkettimBir söz ne kadar insancıl olabilirdi?
Yahut ne miktar keskin olabilirdi bir tatlı söz?
Herkesin karşısında put gibi duracağı bir söz biliyorum,
Bir keresinde seni seviyorum demişti
Hep put kalmak istemiştimBir şiir ne kadar insan olabilirdi?
Yahut ne miktar ezber kalabilirdi zihinlerde?
Herkesin öldüğünde bile kalbinde ezber tuttuğu bir şiir biliyorum,
Bir keresinde aşık bir adam görmüştüm
Şiir oldu ölünceBir ayrılık ne kadar yardımsever olabilirdi?
Yahut ne miktar yüzüne gülerdi bir insanın?
Hiçkimsenin yaşamak istemeyeceği bir ayrılık biliyorum
Bir keresinde ölümü görmüştüm,
O beni hala görmediBir insan ne kadar ulaşılmaz olabilirdi peki?
Yahut hem insan hem aşk olabilir miydi bir kişi?
Bütün bedeninde şehrin ağır kaldırımlarını taşıyabilir miydi?
O kaldırımın sen olduğunu biliyordum, boşuna inkar etme, inan bana en keyifli adımlarım kaldı o sokaklarda
O şehrin sen olduğunu duymuştum, hiç dönmek istemediğimden anlamış olman gerek
Gözümün önünde açan çiçeğin sen olduğunu söylemişti her yerime sinen koku, o kadar güzeldi ki, büyülendiğimi söylemem gerek
Sonra bir anda bastıran yağmurun sen olduğunu biliyordum, hep böyle imkansız zamanlarda gelirsin
Kısık kısık çalan şarkıyı duyduğumda, sen olduğunu hissetmiştim, zira duyduğum tek şarkı sesindi
Gözlerini deniz yapmışlardı, biliyorum bir kumsal fısıldamıştı kulağıma
Bana seni seviyorum diyen senin sözlerindi, gözlerin de sevebilmiş miydi?
O ayrılık sendin.
Şiir oldun gidince.Bir keresinde seni görmüştüm,
Aşık oldum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Şiirin Çığlığı
Poetry"Bir muma dokunduğumda hiç acı duymam, Bıçak batırsanız hiçbir şey olmaz, Onun kalbi atıyorken ben burada ölüyüm Ve de içim sızlıyor. Gel de gerçek değil de Sanki hala dökecek göz yaşım var. Bir muma dokunduğumda hiç acı duymam, Güneşte ve yağmurda...