"Ah,lanet olsun bu alarmdan bıktım." Alarmı elimin tersiyle kapatıp yatakta doğruldum.Kafamı yukarı kaldırıp son bir hafta içinde olanları düşündüm.
Okulun en egosu tavan yapmış öküzüyle kavgalıydım,tamam.
Sınıftaki bikaç kıza gıcık oluyordum,tamam.
Ha bide geç kalıyordum.
Geç kalıyordum aklıma dank etti ve hemen banyoya koştum.
Aynayla kısa bir süre bakıştım.Çevremdekiler her ne kadar güzel olduğumu söyleselerde "Ineklerde uçuyodu zaten." der ve dalga geçerdim.Yüzüme iki kez su çarparken suyun soğukluğu tenimde her ne kadar ani bir irkilmeye sebep olsada hoşuma gidiyordu.Yüzümü kuruladım dalgalı kumral saçlarımıda tarayıp at kuyruğu yaptıktan sonra odama koşup üstümü değiştirdim.Babam normalde evde olsaydı "Ve uyuyan güzelimiz bir kez daha geç kalır." diyerek dalga geçerdi.Ama şuan kendileri yurt dışında olduğundan rahattım.
Yeleğimi giyip anahtarı vestiyerden aldım ve kapıyı gürültülü bir şekilde kapatarak evden çıktım.Şansıma yoldan bir taksi geçiyordu ve durdurdum.Binip "Lale Koleji" dedim.Aslında okulum o kadarda uzak değildi ve her gün yürürdüm ama geç kaldığımdan taksiye binmeyi tercih etmiştim.Uykulu gözlerim kapanmakta ısrar ederken deri koltuğun soğukluğu bunu engelliyordu.Elimi deri koltuğun üstünde ağır ağır gezdirirken şoför koltukla aramdaki romantizm havasını bozan kazık sesiyle "12,5 tl abla." dedi.Cüzdanımdan 15 tl çıkarıp şoföre uzattım ve iyi günler diyerek kapıyı açıp çıktım.Şoför arkamdan "Abla üstü?" diye seslenirken arkamı hiç döndemeden "Kalsıın." diye seslendim.Ne yalan söyleyeyim kendimi şımarık veletler gibi hissediyordum ama aynı anda filmlerde araba arkadan patlarken arkasına hiç bakmadan ilerleyen o takım elbiseli güneş gözlüklü adamlar gibi hissediyordum.Mevsim sonbahar olduğundan havalar yavaş yavaş soğuyordu ve ben bunu unutup üstüme incecik bir yelek almak gibi bir salaklık yapmıştım.Havanın soğukluğundan kurtulmak için okula öyle bi koşuyordum ki gören okula bayılıyorum sanacak.Aslında ortam güzel.Herneyse okula girdiğimde o soğuktan birden sıcağa geçtiğimden dolayı bir an felç geçiricem sandım ama tabi ki öyle bir şey olmadı.
Koridordan ilerlerken gözlerimi duvarlardaki resimlerden alamamıştım.Benimde aralarında bikaç tane resmim vardı.Evet güzel resim çizerim özellikle de insan resimlerini çok güzel yaparım ama resim yapmayıda sevmem çünkü çok emek veriyorum ve üşeniyorum.Işte bi huyumda yapacağım işi ya tam ve en güzel şekliyle yaparım ya da hiç yapmam.
Sınıfa girdiğimde gene o gıcık grup kalorifer kenarında toplanmış aralarında gülüşüyorlardı.O gruba doğru ters bir bakış attım ve sırama geçip bi güzel yayıldım.
Eda geldi ve "Uyuyan güzelimiz geç mi kaldı?" diyerek kıkırdadı."Babamın yokluğunu aratmıyorsunuz hanımefendi." dedim."Ne demek efendim görevimiz." diyerek sırıttı.Bende ona tebessüm ettim.
"Ooo hanımlar ortam yapmışız." diyerek yanımıza gelen Cenk'e de "Her zaman." diyerek güldüm.Benim aksime uykusunu almış mavi gözleri,ince dudakları,yüksek elmacık kemikleri ve özenle arkaya yatırılmış açık kahve saçlarıyla yakışıklı bir çocuktu ayrıca spor salonlarında harcadığı zamanına değer bi vücut yapısıda vardı.Belli bir popülerliğe sahip ve birçok kızında gözü üstündeydi ama onları pek takmazdı gelir bizimle takılırdı.Bende arada "seçilmiş kişileriz" diyerek onunla uğraşırdım.Kaşlarını kaldırarak bana baktı ve "Uyuyan güzel gene mi?" dedi ve tebessüm etti."Evet gene ve sende mi?" diyerek cevap verdim."Evet bende ve bu da aynı şeyi Eda'nın da söylemiş olduğu anlamına geliyor diyip Eda'ya bi bakış attıktan sonra ikiside gülmeye başladı.Ben de onlara ters bir bakış atmaya çalıştım ki galiba başaramadım çünkü yüzüme bakıp iyi bir kahkaha patlattıktan sonra ben de dayanamayıp onlarla gülmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALONE
DiversosO bakışlar. O sertlik içindeki şefkat. Seven yürek. Kırılmış yürek. Ve yaşadıklarımı özetleyen bir cümle. "En büyük aşklar,nefretle başlar."