Xiao Zhan sarhoştu, gerçekten sarhoştu. Odadaki herkes kafasının ne kadar iyi olduğunu görebiliyordu ve görebilmelerinin nedeni yüzüyle boynunun tamamen kırmızı olması değildi, son on beş dakikadır mırıl mırıl şarkı söylemesi bile değildi; daha çok, yanındaki adama kendini sarma biçimi yüzündendi, kollarını ona dolamıştı, peluş hayvanlarından birine sarılırmış gibi adama sarılıyordu. Bunu herkesin gözünün önünde yapıyordu, lüks bir otelin özel odalarından birinde olsalar da, odadaki herkes konuya vakıf olsa da yine de odaya girip çıkarken onu görebilecek garsonlar vardı.
"Zhan-Zhan..."
Zhan adamı sıkı sıkı sarışına bir müddet ara vermiş, kafasını shijiesine çevirmişti.
"Zhan-Zhan, kime sarılıyorsun?"
Xiao Zhan gözlerini kırpıştırmıştı, soru karşısında kafasını tek tarafa yatırmıştı.
"Ay Zhan-Zhan, Yibo'yu ağlatacaksın."
"Heh?" Xiao Zhan kadına bakakalmıştı, gözleri kocaman açıktı.
"Başka birine sarıldığını Yibo'ya söyleyeceğiz. Ağlatacaksın onu."
Xiao Zhan'ın kendini sardığı adam bu sözlere tek kaşını kaldırmıştı. Xuan Lu'nun yanında oturan Wang Zhuocheng kafasını iki yana sallamış ve tek parmağını dudaklarına koymuştu, eğlenerek sırıtıp olanları kaydetmeye devam ediyordu.
Xiao Zhan'ın gözleri kocaman açılmış, hala sarılıyor olduğu adamı işaret ederek "A-Ama...bu zaten Yibo,"demişti.
Xuan Lu, Zhan'ın yüzündeki sevimli şaşkınlık ifadesini uwulamamak için kendini zor tutuyordu. "Hayır, hayır, Zhan-Zhan. O Yibo değil."
"A-Ama..." Xiao Zhan hemencecik kafasını çevirmiş ve Yibo olmayan adamın boyun girintisine kafasını sokmuştu. "Yibo gibi kokuyor..." geri çekildiğinde mırıldanmıştı.
"Ama o Yibo değil," Xuan Lu onunla uğraşmaya devam etmişti, yüzündeki gülümsemeyi silmeye bile çalışmıyordu, zaten Xiao Zhan da onun gülümsediğini fark edemeyecek kadar çok sarhoştu.
Xiao Zhan yanındaki bedene sarılmıştı. "Yibo gibi hissettiriyor..." diye mırıldanmıştı, kaşları derin bir şekilde çatıktı.
"Çoook sevimli bu!" Jili cıyaklamış, Xiao Zhan'ın fotoğrafını çekmek için telefonunu çıkarmıştı.
"Zhan-Zhan, ah, Zhan-Zhan~ Yibo ağlayacak. Ona başkasına sarıldığını söyleyeceğiz ve o da ağlayacak~"
Xiao Zhan'ın alt dudağı titremişti. "H-Hayır. O Yibo!" ısrar etmiş, adamın çenesini kavramış ve onu derin bir öpücüğün içine çekmek için adamın yüzünü kendine doğru çevirmişti, etrafındaki bağırış çağrışları duymuyordu. "Tadı da Yibo gibi..o yüzden o...o yüzden o Yibo!"
Xuan Lu şok olmuş gibi yapmıştı. "Ayy! Zhan-Zhan! Yibo olmayan birini öptün!"
Bunun üzerine, Xiao Zhan hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.
"Tamam. Bu kadarı yeter."
Wang Yibo burnunu çeken adamın etrafına tek kolunu dolamış, onu kendine çekmişti. "Baobao," diye mırıldanmış, rahatlatıcı bir şekilde Xiao Zhan'ın kollarını okşamıştı. "Ağlama, baobao. Ben Yibo'yum, tamam mı?"
Xiao Zhan burnunu çekerek ağlamaya devam etmiş, genç olan adam yüzündeki gözyaşlarını silerken gözlerini kapatmıştı. "Sen—sen Yibo musun?"
Yibo onun gözlerinin içine bakmış ve kafasını aşağı yukarı sallamıştı. "Yibo'yum."
"Benim Yibo'm?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yibo's Baobao | Yizhan
Fiksi PenggemarXiao Zhan sarhoştu ve arkadaşları bu gerçekle birazcık fazla çok eğleniyorlardı. When They Are Drunk Serisi #1 [ Bu hikayenin hakları AWorlfOfMyOwnCreation'a aittir. ]