Telefonu kapatınca yemekhaneden direkt olarak dışarı fırladım. Kalbim küt küt çarpıyordu. Hemen bir taksiye bindim. Ya Zeynep'e bir şey olduysa? Ne demişti Tuana? Eylem sinirlenip masadaki cam bardağı Zeynep'in kafasına fırlatmış. Tanrım umarım bir şey olmamıştır. Umarım gözüne falan denk gelmemiştir. Ama ben malımı bilmez miyim abi? Zeynep illaaaaki Eylem'e orada kötü bir laf etmiştir. Ben orada bozuldum tabii, işim var diyerek kalktım gittim. Zeynep bunu yediremedi ve Eylem'e bir güzel laf soktu. Yani Zeynep de şimdi bir konuşmaya başladı mı, karşısındaki kralın çocuğu olsa kimse onu durduramaz. Eylem de dayanamayıp... Off kesin böyle oldu yaa! Hepsi benim yüzümden. Zeynep'e bir şey olursa ben ne yaparım? Heyecandan ellerim buz gibi olmuştu. Taksiciye parasını verdim ve indim. Hızlı adımlarla hastaneye girdim, Tuana'yı aradım. Açar açmaz bir şey söylemesine izin vermeyerek konuştum.
"Girişteyim Tuana gel al beni."
O da cevap vermeden kapattı zaten. 1 dakika geçti, geçmedi. Koridorun başından elini salladı. Yanına gittim, beraber yürümeye başladık.
"Yaa abi kızın biri tutmuş sana laf sokmuş sanırım. Şu Eylem midir nedir... Sen de basıp gidince Zeynep tutamamış çenesini. Sen benim arkadaşımla nasıl konuşursun da diye başlamış sülalede bitirmiş... En son da Görkem'e bağırmış senin gerizekalı arkadaşın orada kaşarlık yapıyor sense susuyorsun diye. Şimdi ayrılmışlar. Merak etme çok bir şeyi yok zaten Zeynep'in. Cam yanağını çizmiş ama kanatmamış bile."
Olay tam da tahmin ettiğim gibiydi işte. Tuana lafını bitirdiğinde odaya girmiştik. Zeynep bir köşede ayakkabılarını giymekle uğraşıyordu. Koşup sarıldım.
"Seni de mi çağırdılar kızım yaaa. Tamam abartma yok bir şey üf." Dedi.
"Zeynep değer miydi yaa? Tamam belki şimdi bir şey yok ama ya hadi olsaydı? Ya o cam gözüne girseydi?" Dedim.
"Bugün yeteri kadar nasihat dinledim lütfen susun." Dedi.
Tuana kolumdan çekiştirip odanın dışına çıkardı beni.
"Çok üzerine gitmeyelim istersen Deniz. Çünkü Görkem'le de bayağı bir kavga etmişler. Konu çok uzamış. Biraz Zeynep'in havasını dağıtsak." Dedi.
"Tamam da ne yapalım ki? Saat akşamın 8'i olmuş. Sinemaya daha geçen gün gittik. Mağaza gezecek havada değiliz." Diye sayıyordum ki Tuana sözümü kesti.
"Ama -açız!" Dedi gülerek. Bu sırada da karnımdan 'Tuana'yı destekliyorum' dercesine gırrr diye ses geldi. İkimiz de gürültülü bir şekilde kahkaha attık. Zeynep yanımıza gelmişti.
"Ne gülüyorsunuz lan oçlar. Ablanızın kafasına bardak fırlattılar, sevgilisinden ayrıldı, tüm kampüse rezil oldu, moralman sıfır. Gülün siz gülün, gülün." Diyerek ikimizin de kafasına geçirdi. Normalde şuan Zeynep'in bir saçından ben, diğer saçından Tuana'nın çekiştiriyor olması gerekirdi ama gülmeye vurduk.
"Ankara'nın en leziz ve ünlü restoranlarından birine gidiyoruz kızlar. Hesap benden." Dedi Tuana.
Hastaneden çıkıp bir taksiye bindik. Çankaya'ya doğru yol aldık.
"Nasıl fırlattıysa beynim zonkluyo a*ına koduğumun kızı." Diye söylendi Zeynep.
Taksiden indiğimizde buranın bizim semtlerin o taraflara kıyasla daha soğuk olduğunu hissettim. Durduğumuz yerin manzarası harikaydı. Üçümüz de durup fotoğraf çektik. Çok da manzara hayranı olmayan biri olarak ben bile burada 2 saat ayakta dikilip hiçbir şey konuşmadan öylece seyredebilirdim. Tavacı Recep Usta diye bir yerin önünde dikiliyorduk. Önce içimden ne b*ktan bir yere geldik acaba diye düşünüyordum ama mekana girince acaba Tuana hesabı nasıl ödeyecek diye düşünmeye başladım. Kapıda 2 - 3 kişi karşıladı. Sonra rezervasyonumuz olmadığı için bir masa boşalıncaya kadar oturup beklememizi söylediler. Diğer rezervasyonsuz gelip oturanlar gibi biz de bekleme yerine oturduk. Her masa boşaldığında umutlanıyorduk ama tabii sıra diye bir şey vardı. Bizden önce gelip bekleyenleri alıyorlardı. 40 dakika bekledikten sonra morali zaten 0 olan Zeynep baygınlık geçirecekti ki bizi de aldılar. 4 kişilik bir masaya oturduk. Restoranın her yerine ama her yerine burada gelip yemek yiyen ünlülerle çekilmiş fotoğraflarını asmışlardı. (İnternetten bakabilirsiniz.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennemdeki Melek
AcakÇok büyük bir dolap çevriliyor. Yerin altında. Burası bir cehennem. Ya parlarsın ya da yanarsın.