3- Kehanet

353 33 21
                                    

1972;

Elizabeth's pov:

İlk senem hareketli sayılabilecek bir şekilde geçmişti.

James, Sirius, Remus ve Peter kendilerine Çapulcular demeye başlamışlardi ve oldukça yakınlardı Sirius yalnız olduğumuzda onlarla ne kadar eğlendiğini anlatırdı. Çoğunlukla ben Jade ve Rachel da onlara katılırdık.

Ayrıca bir şey daha öğrenmiştik nasıl Sirius ile ben çocukluk arkadaşıysak James ve Rachel da önceden tanışmışlardı nasıl olduğunu sorduğumuzda ise Muggle piano kursunda olduğunu söylemişlerdi.

James'in müziğe ilgisi olduğunu bilmiyordum ama bu hoşuma gitmişti aslına bakarsak James ile ilgili her şey saçma şekilde hoşuma gidiyordu. Bu normal miydi? Evet sanırım, arkadaştık sonuçta.

James hakkında bir başka ilginç şey ise ilk senemizin ortalarında gönlünü Lily Evans'a kaptırmış olmasıydı, Lily daha şimdiden derslerde hepimizde iyiydi doğrusu her yörden mükemmel biriydi.

Fakat Lily James'e yüz vermiyordu aslında onu sadece Snape'le görüyordum ve Jade Snape'in kendi içinde de çok sessiz olduğunu söylüyordu. James'in vazgeçmemesi ise cabasıydı.

"Dalmış gibisin?" Luke'un sesiyle kendime gelmiştim, son zamanlarda kızlar ve Çapulcular harici takıldıgım tek kişi Luke'tu. Benimle iksir dersinde ona yardım etmem için konusmaya başladıysa da okdukça eğlenceli biriydi o.

"Geçen süreyi düşünüyordum aslında Hogwarts'ta ilk senemizi bitirdik ve ikincisinin ortasındayız." Gerçekten de ne çabuk geçiyordu?

"Çok çabuk geçiyor, evi özlüyor musun?" Sorusuyla afalladım, bilmiyordum. Özlüyor muydum? Sanırım hayır sadece babamı özlüyordum.

"Hayır sanırım ya sen?" Bana baktı sorumla beraber. "Evet, galiba." Ardından devam etti.

"James ve Jade ilk seneden takıma girdiler uçuş yetenekleriyle sen neden girmiyorsun?" Evet bir başka gelişme de buydu James arayıcı olarak Jade ise vurucu olarak takıma girmişti.

"Becerebileceğimi düşünüyor musun?" Yani iyi uçardım ama yeteneğimin Quidditch'e girecek kadar iyi olduğunu zannetmiyordum.

"Sen deli misin Beth? En az onlar kadar iyi uçuyorsun hatta bana sorarsan geç bile kaldın." Belki de Luke haklıydı bilmiyirdum. Son zamanlarda Sirius'ta bunu çok başıma kakıyordu.

"Önerinizi dikkate alacağım Sirius'ta aynı şeyi söylüyordu." Gülümserken birinin yanımıza geldiğini fark ettim.

"Kehanet dersi başlıyor gecikmek istemezsiniz değil mi?" Lily kocaman gülümsediğinde bizde gülümsedik. Neden gelmişti?

"Tabii, geliyoruz." Dedi ikimizin yerine Luke. Birlikte yürürlerken bu dersin Slytherin ile ortak olduğunu anımsadım, Jade ile geçen seneden söz vermiştik. Slytherin ve Gryffindor'un ortak olduğu her derste birlikte oturacaktık.

Derslikten içeri girirken gözlerim otomatik olarak tek başına oturan Jade'i gördü. Ben Jade'in yanına geçerken Luke Tristan'ın arkasına geçmişti, Luke'a biraz üzülüyordum çünkü Tristan kim olduğuna bakmadan tüm Gryffindorlardan nefret eder ve hepsine eziyet etmek isterdi.

"Dur tahmin edeyim Luke ile konuşmaya daldığından saati unuttun?" Suçluymuşcasına başımı eğdim, gerçekten çok şapşal bir kızdım.

"Üzgünüm, birdaha olmayacak diyeceğim ama muhtemelen olacak." Kendimi tanıyordum eminim yine bir yerde başka biriyle konuşmaya dalardım.

"Olacağına eminim." Ardından ikimizde içeri giren profesöre döndük, harika artık uyuyabilirdim.

"Bugün fal bakmayı öğreneceğiz, fal nedir bilen var mı?" Her zaman ki gibi -zaten aksi beklenemezdi- herkesten önce Lily'nin eli kalkmıştı. "Evet bayan Evans?"

"Fal kişinin geleceğini ileride ki yazgısını ve şansını görmek için kullanılır. Görülen şey her zaman doğru değildir ve değişkenlik gösterebilir." Profesör gülümsediğinde Lily mutlulukla yerine oturdu.

"Aferin Evans, Gryffindor'a 10 puan!" Lily sayesinde sanırım yıl sonu bizim bayraklarımızı görecektik. "Yanınızda ki ile eş olun ve onünüzde ki içecekleri bitirip birbirinizin önüne koyun."

Profesörün söyledikleriyle önümde ki içeceği yeni fark ettiğim için kendime kızdım. Bugün gerçekten çok dikkatsizdim. Kupayı yavaşça elime alıp dudaklarıma götürdum ve tek dikişte içtim, boğazıma acı bir tat yayılırken yüzümü buruşturdum. Acıydı. Jade'de döndüğümde onunda öğürmemek için kendini tuttuğunu fark edince ikimizde bu işkence bir an önce bitsin diye kupalarımızı hızlıca değiştik.

Jade'in kupasının içine bsktığımda önce kupanın içini kara bir sis kaplamıştı ve bu bir şeyler görmeme engel oluyordu ama daha sonra sis kalktı ve şekiller netleşmeye başladı. Bir kız vardı ve camdan bir hayvanı besliyordu ama hayvanın kim okduğunu ya da kızın Jade olup olmadığını tam olarak anlayamamıştım.

"Efendim Jade?" Başımı kaldırdığımda Jade'in kaldırdığı elini indirdiğini gördüm.

"Şekillerin net olmaması normal mi profesör?" Profesör gülümsedi.

"Tabi ki. Eğer geleceği kesin olarak görseydik ne anlamı olurdu değil mi?" Kaş çatmıştım. Yani bu dersi net bile olmayam öylesine görüler için mi alıyorduk?

"Bu ders gerçekten çok saçma." Jade bana bakıp fısıldayarak konuştuğunda karşılık olarak kafamı salladım.

"Dersi bugün bitiriyorum, gidebilirsiniz." İkimizinde bir sonra ki derslere yetişmesi gerektiğinden Jade ile kabaca birbirimize el salladık ve o çıkarken ben eşyalarımı toplamaya devam ettim.

Sınıftan son çıkan kisi olduğumdan yetişmek için acele bir şekilde yürümeye başlamıştım derken biri beni sertçe itti ve Luke beni tutmasa az kalsın yere kapaklanacaktım.

"Bu sefer de düşmedin Kızıl Kirpi!" Tristan iğrenç iğrenç gülerken onun 12 yaşında ki bir çocuğa göre ne kadar kötü kalpli olduğunu düşündüm.

"Sen de bu sefer salyangoz olmaktan kurtuldun Tristan!" Luke iyi miyim diye bakıp beni kaldırırken onun sesini duydum, James'i.

Selam! Bölüm bitti, hikayeye bu şekilde başlamın iyi olacağını düşündüm. Bu yüzden güncel vakite kadar önce ki senelerden yaşanan önemli olayları alacağım. Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
-Mia

Destiny]] Marauders AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin