Afra

4.5K 105 38
                                    

Gece 01:41

Bugün erken başladım yazmaya.

Çünkü yalnız olmadigimi farkettim yada öyle olduğumu sandım. Sanki birileri sürekli beni izliyor . Yaptığım herseyi her hareketi takip ediyor. Belkide Depresanin yan etkisi. Gördüğüm halisunasyon lardan biri. Depresanimin etkisi kollarimdaki diş izleri ve ellerimdeki yara izleri ile son buluyor.. Bugün afra yok . O kadar kötü hissediyorum ki kendimi biraz daha fazla acı çekmek istiyorum . Kollarımin haritadan farkı yok zaten . Bugün  son vermeyi düşündüm aslında  bu hayata. Dünya  bizi hakedecek kadar mükemmel değil . Herkesin aklında tek bir soru neden kendine zarar veriyorsun ?Neden  Kendi kendini öldürüyorsun ?  Lan diyorum bi ölsem belki rahatlarim . Ruhumun çektiği acı son bulur . Ama birgun cesaretimi toplayip yapacagim bunu. Cehennemdeki yerimi tam olarak almis olacagim.Ölmek için zamana ihtiyacım var sadece. Zaten ölüm düşüncesinden anca intiharimdan sonra kurtulucam. Korktugumdan değil aslında sadece biraz cesaretsizim . Bu dünyaya bir daha gelmek istememek için herşeyi yapmam lazım . Acıyı son katmanina kadar yasamaliyim . Depresani aldıktan sonra  bir beden belirdi gözümün önünde soğuk solgun bitmiş bir beden.  Damarları belirgin saçı darmadağin gözleri kan kırmızı yine halisunasyon sanırım . Dokunduğum zaman tüylerim ürperdi .

Dokunduğum bir şeyin halisunasyon olması imkânsızdı. Şuana kadar hiçbirine dokunamamistim çünkü.  Tam dokunacagim zaman toz gibi ortadan kaybolurlardi. Bu gerçekti. Aylardır aynaya bakmayan biri olarak Simdi aynaya bakmak ürpertici geliyor biran .

Göreceğim şey pek hoşuma gitmeyebilir çünkü kendi siluetini unutmuş birisi var karşımda. Cesaretimi toplayıp baktım aynaya gördüğüm şey aslında dokunduğum şey yani o soğuk solgun beden  ,darmadağin saçları ve kırmızı gözleri olan kişi gercekmis o kişi bendim Aynadaki yansımamdi.

Benim  bedenim. O an farkettim ben ruhu bedeninden ayrılmış ama hala bedeniyle yasayan birisiyim. O anda ben kendi bedenime dokunmuşum. Ruhum bedenime dokunmuş. Aslında bakarsanız ben hikayenin başından beri yokmusum. BİR BEDEN BİR RUH. Birbirinden bağımsız iki şey. Ruhunun acısını bastırmak için kendine zarar veren bir beden. Peki ya ben neyim ruh mu beden mi? Ruhsuz bir beden nasıl yaşıyor  ? Biraz Uyusam öyle güzel olucakki nalet olası haplarin  hiçbir faydası yok sadece her gün biraz daha delirtiyorlar beni. Biraz daha halisunasyon başka bir boka yaradigi yok. Şu duvarları birileri sustursa artık.  Müzik listemin % 90 ni babaya yazılmış şarkılar. Tabi delirirsin .

Ama bir yandan ilaç gibi geliyor müzik sonuçta . Sigara dumanimin oksijenle sevistigi vakitler . Kül tablası  beynim kadar dolu. Keşke tüm herseyi sigara izmariti gibi küllüge bosaltabilsem.

Yarın yine Psikiyatrinin saçma sapan sorularına maruz kalicam. Şimdi sonsuz bir Uykuya yumsam gözlerimi keşke . 6 yılın yorgunluğu var üzerimde . Dışarı çıkamıyorum gunlerdir . Psikiyatri bile eve geliyor . Saçma salak sorular sorup bir kaç kutu ilaç yazıp aliyordu parasini. Iyi para var aslinda. Yaz bir recete al parayi . Bendemi psikolog olsam. Dusunsenize psikopat bir psikolog.

Gece 02:47

O kadar yorgunum ki. Duvarlar daki kan izlerini gördükçe bile yoruluyorum. Bunu yapacak enerjiyi nerden bulmuşum diyorum . Bir film izledim suicide room (intihar odası ) filmlerdeki kisilere yakın bulmuşumdur kendimi hep. Sanki yaşadıklarım sadece filmlerde olabilecek birseymis gibi. Ama sonradan onlarında sadece bir oyuncu olduklarını düşününce bu düşüncem geçiyor . Ben yalnızım ve bunları sadece ben Yaşıyorum.

Oysaki  hep bir oyuncu olmak istemisimdir. Çünkü hersey motor diyince başlar ve kestik diyince biten bir hikayedir. Gerçek değildir ama insanların hoşuna gider. Hatta hep kendilerini onlarda bulma cabasindalar benim gibi bazıları.

Bir Ruh HastasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin