Without ∙ tk

- Without -

Chord Overstreet -  Hold On...

Sunhae Im - Will be back... 

Şarkıları süs olsun diye koymadım...♡
Bölüm içinde düşüncelerinizi belirtip oy verin...♡

_______________

Sonbaharın ortaları, Ekim ayının başları; havalar yavaştan yerini kışa bırakmak üzere soğumaya başlamış. Sert rüzgar estikçe sokakta olanları üşütüyor, üzerlerindeki hırkalara daha sıkı sarılmalarına neden oluyordu.

Tüm bu kasvetli havaya rağmen üniversitenin kampüsünde yere dökülmüş yaprakların ezildikçe çıtırdama seslerine karışan neşeli kahkahalar. Okulun bu 3. yılının ilk döneminde uzun yaz tatilinin özlemini gideren öğrencilerin neşeli kahkahaları.

Küçük gruplar halinde alana dağılmış tüm bu olağanüstü kasvetin içindeki tek canlılık belirtileri belki de. Öyle ki bu grupların dışında uzakta tek başına bir genç adam. Birçok kişi tarafından dışlanmış, kalan kısmın ise umurunda olmayan genç adam.

Kalın gövdeli ağacın altına oturmuş etrafı izliyordu. Gözleri sürekli etrafta dolanıyor fakat hep tek bir kişi üzerinde. Ufak dişlerinin tümünü gösterecek kadar kocaman gülümsemesi düzgün yüz hatlarıyla gerçekten fazlasıyla güzel bir adamdı. Kendinin aksine çünkü onun saçları hep dağınık olurdu; büyük gözlerinin pınarlarında kalmış çapaklar, soğuktan çatlamış ufak dudakları.

Gözlerini üzerinden ayıramadığı o güzel oğlan bir de çok güzel giyinirdi, her giydiğini üzerine yakıştırırdı. Hatta bir keresinde önemli bir iddiayı kaybetmesi üzerine okula gelip tüm gün öyle dolaştığı o kısa eteğin bile yakıştığının aksini iddia edemezdi.

Jeongguk ise genelde aynı kıyafetleri giyer canı ne zaman isterse o zaman değiştirirdi. Belki bir hafta belki de üç. Pijama takımına gerek duymazdı hırkasını çıkarıp yatağının kenarına öylece bırakır, sabah okula gelirken tekrar giyerdi. Böyle alışmıştı ve değiştirebileceği bir şey değildi. Dışlanma sebebi de tam olarak buydu aslında.

Kimisi ondan iğreniyor, yanına bile yaklaşmıyordu. Kimisi onun hakkında yersiz dedikodular yayıyor, hakaret ve kötü söze maruz kalmasına neden oluyordu. Jeongguk tüm bunlara katlanmasındaki tek sebep ise güzel oğlan Taehyung'un bir gün onu sevebilme ihtimali.

Taehyung'un şuan bir sevgilisi vardı mümkün değildi fakat ondan çok öncesinde engel olan başka bir neden ise obsesif kompülsif bozukluğu olması. Takıntılıydı aşırı derecede. Kimseyle sarılmaz, el sıkışmaz, kapıları daima elinde bir mendille açardı ve çok daha fazlası.

Yine de her şeye rağmen iyi biriydi. Jeongguk'a iyi davranan sayılı kişilerdendi. Jeongguk'un ona kapılmasının en büyük sebebi buydu belki de. Şu zamana kadar hakaret değil en ufak ters bir ifadeyle bakışı bile olmamıştı. Hastalığına rağmen Jeongguk'un bu kadar dağınık, belki de biraz pis olmasını umursuyor değildi.

Oldukça normal bir şekilde, karşılaşınca selam veriyor, gülümsüyordu. Jeongguk'un hevesle okula gelmesine neden oluyordu. Hiçbir şeyde olmayan düzeni bir tek sabah okula geldiği saatlerdi, Taehyung'un geldiği saati öğrenmiş, tabi her zaman olmamak kaydıyla sanki rastgele karşılaşmış gibi yapıyordu. Az da olsa onunla bir iki kelime konuşabilmek için.

Ders saatinin geldiğini fark edince ayaklanıp fakültesine doğru yürümeye başladı. Ders arasında ya da ufak bir boşluk bulduğunda bile buraya gelir sevdiği adamı izlerdi. Burası kampüsü en geniş açıyla görebilen köşelerden biriydi. Taehyung bahçede oradan oraya dolanırken onu rahatça izleyebiliyordu. Bugün ayrı bir neşeliydi sanki, heyecanla koşuşturuyordu.