eight

815 125 41
                                    

bokuto, yattığı yere iyice yayılmış bir vaziyette telefonundaki oyuna odaklanmıştı. kaşları çatık bir şekilde oyundaki düşmanları öldürmeye çalışıyordu. dili hafif dışarıdaydı, uzaktan yavru köpeği andırıyordu.

akaashi, onun karşısındaki koltuğa oturmuştu. dikkatli bir şekilde sevdiği adamı izliyordu. o güzel öpücüğün üzerinden bir hafta geçmişti ama hâlâ içinde savaşıyordu. etrafındaki herkes onun yanlış bir şey yapmadığına inandırmaya çalışsa bile o bildiğini okumaktan geri kalmıyordu.

"seninle ben joker ve harley quinn gibiyiz, biliyorsun değil mi?"

akaashi, kıkırdamıştı. bokuto'nun bu huyuna hep şaşırıyordu. her zaman aklından geçenleri ve hissettiklerini anlayabiliyordu. bokuto ciddiyetini bozmadan oyununa devam ederken akaashi, oturduğu yerden kalkıp bokuto'nun yanına oturdu. bokuto'nun evine geldiğinden beri bokuto onunla ilgilenmemişti ve bu da akaashi'yi huzursuz hissettiriyordu.

bokuto, sanki bunu hissetmiş gibi akaashi'yi kollarının arasına alıp onun sırtını göğsüne yasladı. artık ikisi de bokuto'nun oyununu görebiliyordu. sessizce birlikte oyun oynadıktan sonra sessizliği bozan akaashi olmuştu.

"garip kont nerede şu an?"

"odada uyuyor."

"onun gerçek olmadığını biliyorsun, değil mi?"

"evet, biliyorum ama sadece..."

bokuto, oyunu durdurmuş ve aklındaki cümleleri toparlamaya çalışmıştı. her zaman dürüst bir adamdı, içinden geçenleri direkt söylerdi ama konu kendi hisleri olunca biraz duraksardı. onun için birine açılmak zordu ama akaashi'nin yanında rahattı, ona her şeyi anlatabilirdi.

"sadece ne?"

akaashi, onu cesaretlendirmeye çalıştı. ne düşündüğünü, hislerini biliyordu çünkü sonuçta onun doktoruydu ama bokuto asla sesli bir şekilde kendine itiraf edememişti. akaashi de bunu istiyordu, her şeyi kabullenmesini.

"bu zamana kadar yalnızdım ve beni anlayan biri yoktu, kimse yardımcı olmuyordu. bu yüzden kendimi korumak ve iyileştirmek için aklımdaki hayali dosta sığındım."

bokuto, ilk defa bunları sesli söylediğinde rahatlamış gibi hissetti. sanki tüy olmuş gibi havada süzülüyordu. akaashi, ondan uzaklaşıp ona doğru döndü ve bokuto'nun yüzünü ellerinin arasına aldı. gözlerinin içindeki yumuşaklık ve şefkat bokuto'yu ağlatabilirdi.

"artık yalnız değilsin. ben varım, kuroo bey var. ayrıca seninle yeni bir hayata başlayabiliriz, yeni insanlarla tanışabiliriz ve yeni evcil hayvanlar edinebiliriz. artık garip kont'un gitmesi lazım. onu özgür bırakmak ister misin?"

akaashi'nin sesi ipek gibiydi. bokuto ağlamaya başladığında akaashi'nin kalbi kırılmıştı, onun üzülmesini ve ağlamasını hiç istemiyordu. akaashi hayali dost konusunda haklıydı ve bunun zamanı çoktan gelip geçiyordu. bokuto, akaashi'yi onaylar bir biçimde kafasını salladı.

yeni hayatına böyle adım atmıştı ve garip kont'u her zaman özleyecekti.


-

eğer son anda aklıma bir şey gelmezse bundan sonra pek bir şey olmaz gibi. yani soft bir şekilde yarı texting, yarı düz ilerler. umarım sıkılmazsınız.

feelings are fatal ;; bokuakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin