2

92 8 2
                                    

Media: Khaos -bölümdeki kıyafetleriyle-, Gaia, Horae ve Dorian.

İyi okumalar 🔺

Electra, Orestes'in şoförlüğünde Londra'yı gezmişti ve alışveriş yapmıştı. Orestes ise erkeklerin geneli tersine Electra'yla alışveriş yapmasını severdi.

Şuan ikiziyle geçireceği her vakti severdi.

Orestes, yanındaki ikizine bakış attı. Araba sürerken dikkatli olmaya çalışıyordu.

"Yediye bir şey kalmadı. İstersen restorana geçelim. " diyerek bir öneride bulundu.

Electra kafasını sallamakla yetindi. İnstagram'a ikiziyle çekindiği fotoğrafları yüklemekle meşguldü.

Tam doğru filtreyi buldum derken Electra'nın telefonu çaldı. Arayan tabiiki Frederick Hendry idi.

"Ne var, büyükbaba? Umarım geçerli bir sebebin vardır çünkü en güzel çıktığım resmin filtresini yapıyordum. "

Karşı taraftan bir iç çekiş yükseldi.

"Ne demek istediğini anlayamasam da önemli değil. İyi bir şey söylediğini umuyorum. Neden aradığıma gelirsek, yemekte misafirlerimiz olacak. Sonra uyarmadın deme bana. " dedi İhtiyar.

Sinirli bir şekilde nefes soludu. "Yumurta göte dayanınca mı söylemek zorundasın bunu?"

Hiddetli çıkışı yüzünden ikizi vitesteki elini Electra'nın dizine koydu.

"Öğrendiğim gibi söyledim işte, saygılı ol. " Yaşlanmış sesi çatladı ve öksürmeye başladı.

"Ne biçim misafir bunlar? Böyle emrivaki mi yapılır ?" Electra öksürmeye devam eden büyükbabası için endişelenmeye başlayacaktı ki öksürmesi kesildi.

"Konuşurken su içmemem gerektiğini hatırlat, Electra. "

"Bir an öleceksin sandım, ihtiyar. " Karşı taraf kıkırdadı.

"Benden bu kadar kolay kurtulamayacaksın," diyerek şakaya dahil oldu büyükbabası.

"Tabii ki kurtulamayacağım. Sen beni bile yıllandırırsın. " dedi gülmeye devam ederken.

"Hadi hadi bu kadar şaka yeter. Misafirlerime düzgün davran sadece. " Bir anda ciddileşen sesi karşısında gözlerini devirdi.

"Niye sadece bana söylüyorsun? Neden davranın değil de davran? Hani niye ben günah keçi..." Devamını getiremeden telefon suratına kapandı.

İçinden, ah bu ihtiyar moruk yok mu, diye geçirirken telefonu tekrar çaldı.

"Çok konuştuğunuz için tansiyonunun yükseldiğini size belirtmemi söyledi, efendim. " Büyükbabasının yardımcısı Carol çıkmıştı telefona.

"Hah, kıçımın kenarı," diye söze başlamışken bu sefer Carol kesti sözünü.

"Bunu bir iltifat olarak kabul ettiğini söylüyor, efendim ve yemekte görüşürüz diyor. Siz daha fazla konuşmadan kapatıyorum, efendim. "

Yüzüne kapatılan ikinci telefondan sonra bir inilti koptu ağızından. Bu kızı çok fena benzetecekti.

"Arabamın torpidosuna hiç öyle bakma. Tırnak izleri istemiyorum," dedi Orestes.

"Hepiniz beni deli ediyorsunuz. " diyerek kollarını göğsünde birleştirdi.

Orestes cevap vermek yerine gülmekle yetindi. Zaten restorana gelmişlerdi.

Arabayı valeye bırakıp indiler. Orestes tekrar kolunu Electra'ya uzattı. Electra koluna girince restorana doğru yürümeye başladılar.

Dış cephesi gayet şık duruyordu restoranın. Electra buradan bir puan verdi.

Kızılca KıyametHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin