malikane

565 80 27
                                    

    "Yedi günümüz olduğunu söylemiştin. Dört gün geçti bile, neredesin ?"

    Barty, elindeki saati avucunun içinde sıkarken dört gündür yaptığı gibi kendi kendine konuştu.

    "Yoksa beni mi özledin ?"   Alexa sonunda belirmişti.

    "Neden gelmedin Alexa ?"

    "Barty." Alexa koltuğa otururken Barty' nin elinin üzerine elini koydu, bu anlamsızdı çünkü bu teması ikisi de hissetmiyordu. Alexa devam etti: "Ben gelmediğimde beni aramamalısın, benim varlığım senin için bir şey ifade etmemeli."

    "Bir senedir her anımda benimlesin ve  şimdi bunu mu söylüyorsun ?" Barty beklenmedik bir şekilde agresifleşmişti.

    "Hey sakin ol. Bugün seni bir yere götürmemi ister misin ?"

    Barty birkaç saniye duraksadıktan sonra anca cevap verebildi:

    "Tanrım, gerçekten bir hayalet bana dışarı çıkmayı mı teklif etti yoksa ben deliriyor muyum ?"

    "Sorunun cevabını sana kimse veremez. Ancak sen anlayabilirsin."

   "Nereye gidiyoruz ?"

   "Gidince görürsün."

   Barty evden çıktıktan sonra bir müddet Alexa' yı takip ederek yürüdü. Geldikleri yer bir harabeydi. Kalıntılardan, eskiden çok güzel bir malikane olduğu anlaşılıyordu.

   Kale surlarını andıran bahçe duvarlarından taşlar eksilmiş, bahçeyi yabani otlar sarmıştı. Barty duvardaki bir delikten kendini içeri atınca kıyafetlerini silkelerken Alexa' ya sinirle döndü:

   "Senin için buraya gelmesi kolay tabi. Şu üstümün başımın haline bak."

   Alexa, Barty' yi duymazdan gelerek konuşmaya başladı:

    "Eskiden bu evde yaşıyordum Barty."

    Barty, kıza çıkıştığı için kendini kötü hissetti.

     "Güzel bir evim, iyi arkadaşlarım, mutlu bir hayatım vardı Barty. Sonra hepsi elimden gitti." Alexa' nın duraksamasıyla sessizlik oluştu. Daha sonra Alexa aklına bir şey gelmiş gibi Barty' ye döndü: "Cebindeki saat eskiden bizim aile yadigarımızdı. Ben saatin içine hapsolunca saati satmışlar."

    "Alexa senin için gerçekten üzgünüm. Ne diyeceğimi bilemiyorum." Bakışlarını kıza doğru yöneltti.

     "Hayır Barty lütfen bana acıyan gözlerle bakma."

     "Bana Hogwarts yıllarından bahset."

    "Bunu duymak istemezsin."

     "Nedenmiş o ?"

     "Eğer hayatıma bir hayalet olarak devam etmeseydim, atalarından biri olabilirdim."

     "Tamam vazgeçtim. Büyük dedemle flört edişini duymak istemiyorum."

    Alexa içten bir kahkaha atarken Barty durumun garipliğine gülüyordu.

    "200 yıl uzun bir zaman Barty, çok uzun bir zaman. Özellikle tek başınaysan."

    Barty, Alexa konuşurken birden sözünü kesti:

    "Buldum."

   "Neyi buldun Barty ?" Alexa meraklanmıştı. Barty' nin aklına girip düşüncelerini okumak yerine, bunu onun ağzından duymayı tercih etti.

   "Seni saatin içinden çıkarmamı istiyorsun değil mi ?"

    Alexa acı bir şekilde güldü.

  "Buradan çıkmak için bir yol yok Barty."

   "Bir yol mutlaka vardır Alexa."

  "200 yıldır bununla uğraşıyorum. Sence bir yolu olsa bunu bilmez miydim ?"

   "Ne istiyorsun o zaman benden Alexa ? Neden hayatıma girdin ? Sadece canın sıkıldığı için mi ?"

  "Bu saati yok etmeni istiyorum Barty."

   Sonunda bölümü attım dhsjsmsksksn umarım beğenmişsinizdir.
xoxo

 

𝙨𝙚𝙫𝙚𝙣 𝙙𝙖𝙮𝙨 ➳ 𝙗𝙖𝙧𝙩𝙮 𝙘𝙧𝙤𝙪𝙘𝙝 𝙟𝙧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin