Yeni bir bxb ile karşınızdayım...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
“Hiçbir boka yaradığın yok. Niye hala yaşıyorsun Kaan?”
“Öyleyse beni de kov?”
Bu cümlenin ardından yanağım da hissettiğim tokatın etkisiyle şok olmuştum. Hoş ilk değildi ama şiddetti her geçen gün artıyordu.
Sanırım kendimi henüz tanıtmadım… Ben Yankı Kaan Karaman, büyük Karaman şirketinin sahibi Necmi Karaman’ın oğlu… Kitaplar da ki zengin züppelerden değilim, aksine asosyal ve kimseyle takılmayıp dizi/film takılan kitledenim. Babamla konuşmama şahit oldunuz zaten..
Her neyse yarın yine okulum var uyumam gerekiyor…
İlk defa günlük tutuyorum ve ilk yazdığım şey bunlar mı? Hadi ama Kaan yaratıcı olabilirsin. Baban haklı sanırım hiçbir işe yaramıyorsun.
Bu arada Kaan iç sesinle konuşmayı bırakıp uyur musun..?
Babamla tartıştığım uzun bir geceden sonra susmak bilmeyen alarm sesi beynimi tırmalıyordu adeta. Elimi alarmı kapamak için kaldırdığım da hala ne kadar yorgun olduğumu hissettim. Zorlanarak da olsa telefonu alıp saate baktığım da saatin 09.23 olması şokuyla yataktan fırlayıp üniformalarımı giymeye başladım. Aslında acele etmemi gerektirecek bir şey yoktu çünkü babam parasıyla her şeyi hallediyordu ve ben gerizekalılığım yüzünden en nefret ettiğim insana muhtaç kalıyordum.
Şoför beni okula hızlı bir şekil de getirmesine rağmen ilk 3 dersi kaçırmıştım bile… Aslında benim için pek önemli bir şey değildi dinlemiyordum nasılsa. Arka sıraya geçip defterime bir şeyler karalamak daha çekici geliyor.
Dördüncü dersin başlamasına henüz 10 dakika vardı ki okulun popüler genci Aras sürekliği uğraşmaktan çekinmediği Emir’i koridor da sıkıştırmıştı. Emir hakkında bildiğim tek şey gay olduğuydu. Geçen sene bir erkekle öpüştüğü fotoğrafı bulan Aras bunu okula yaymaktan çekinmemişti.
Emir’e üzülüyordum açıkçası ama ben Aras’a karşı gelemezdim. Ta ki ayaklarım beni istemsizce onlara doğru sürükleyene kadar. Bedenim bağımsız hareket ediyordu sanki.
“Aras bırak onu!” Ne ne diyorum ben böyle
“Oooo Kaan beyler teşrif etmiş. Ne oldu bu piçte gözün mü var yoksa?” Benim gay olmadığım orta da seni adi.
“Ne diyorsun sen? Homoseksüel olduğumu falan mı sanıyorsun?” Oh cidden durmam gerekiyor.
“Bilmem öyle misin? Gerçi ibneler genel de sizin gibi sessiz çocuklar oluyor.”
“Emir’i ve beni rahat bırak lütfen.” Umarım bunu dinler çünkü ağlamak üzereyim.
“Yemedik sevgilini al senin olsun. Anal fantezim yok.” Ne diyor bu orospu çocuğu.
Aras Emir’in kolundan tutup benim üzerime ittikten sonra arkadaşları ile yanımızdan uzaklaştı.
“Emir iyi misim?” Ses çıkarmadı. Kafası aşağıya bakıyordu.
“E-emir?” Hala ses vermiyordu. Elimi uzatıp yüzünü bana doğru çevirdim ve ağlıyordu. Aslına bakarsanız çok güzel ağlıyordu… Ah her neyse söylemedim sayın.
“Teşekkür ederim.” Sonunda konuşmuştu. Emir’le aynı sınıfta olmamıza rağmen sesine yabancılık çekmiştim. Tabi 3 senedir aynı sınıfta olmamız ayrı bir ironi.
“İyi misin? Su içmek ister misin?” Niye böyleyim ben.
“Hayır teşekkürler ve özür dilerim benim yüzümden o pislikler seninle de uğraşacak.”
“Onlar mı? Pek umrumda değiller.” Bir yandan konuşurken bir yandan Emir’i süzmeye devam ediyordum. Gözlerinin yeşil olduğunu ilk defa fark ettim. Çok hoş gözüküyor.
“Benimle oturmak ister misin Kaan? Hep tek oturuyorsun.” Haklıydı, hep tek otururdum.
“Neden olmasın.” Emir’in gülümsemesinden buram buram memnuniyet hissi akıyordu.
EMİR
Arasların elinden kurtardı beni. Onu kendim gibi ‘uke’ sanıyordum şaşırdım açıkçası. Ben bu düşüncelerle boğuşurken bir yandan Kaan ve ben sınıfa doğru yürüyorduk.
En arka sıraya geçip oturduğumuz da onunu henüz çantasını bıraktığını gördüm. Tabi ya, ilk 3 ders yoktu. Neredeydi acaba? Yine her zaman ki düşüncelerle boğuşurken dalıp gitmiştim. Ta ki Kaan beni dürtene kadar.
“Emir nereye daldın çok dertli gözüküyorsun.” Gülüyordu. Kaan, çok güzel gülüyordu.
“Derse takıldı aklım anlamadığım birkaç yer var da.” Kaan bir yandan uyukluyor biryandan bana laf yetiştiriyordu sanki.
“Anladım.. Takma bu kadar.” Sesi çok az duyuluyordu. Derken hoca sınıfa girdi ve Kaan birden ayağa fırladı.
KAAN
Az daha hızlı çekseydi kapıyı kıracaktı resmen. Manyak kadın.
“Korktun herhalde?” Gülüyordu. Hoşuna gitmişti sanırım benim korkmam. Ama hak veriyorum ona cidden komik oluyorum.
“Evet, az daha hızlı çekseydi kapı kırılacaktı.” Söylediğim hoşuna gitmiş olsa ki kırkırdadı. Kıkırdarken kıvrılan dudaklarının oluşturduğu esneklik ve kısılan gözlerine güneş ışığı vurunca gözüme daha bir hoş gözüktü.
“Kaan bir önce ki ders neredeydin?” Başladık yine poliscilik oynamaya.
“Özür dilerim hocam gece ufak bir tatsızlık olmuştu uyanamamışım.” Neriman hoca çok nötr bir insandı. Ancak aile içi durumları bildiği için olayı anlamış ve uzatmamıştı.
Böyle böyle bir okul gününün daha sonuna gelip eve gitmek üzere arabaya binecektim ki Aras’ları gördüm. Emir’i bekledikleri ortadaydı. Onu öylece bırakıp gidemezdim. Onlardan önce davranıp Emir’i bulmam gerekiyordu. Ancak tüm okulu dolaşmama rağmen Emir’i bulamıyordum. Sadece bakmadığım bodrum kat kalmıştı ama oraya da çok fazla insan gitmezdi. Dur bir dakika, kafamı sikeyim tabi ki oradaydı. Koşarak bodrum kata indim ve tam tahmin ettiğim gibi Aras’ın arkadaşı Mert’in “söylesene aktif misin yoksa pasif mi?” sorusunu sorarken kahkaha atan o iğrenç sesi geliyordu. Kesinlikle Emir oradaydı. Koşarak sesin geldiği tarafa doğru gittim.
Emir bir kaşı patlamış halde yer de yatıyordu. Yanına gitmek için eğilmiştim ki karın boşluğum da bir tekme hissettim. Aman tanrım bu çok acı vericiydi.
“Aras, Emir’den uzak dur.” Karnımı tutarak doğrulum ve doğruca gözlerine bakmaya başladım.
“Hadi ya, sevgilini mi kıskandın yoksa?” Alaycı gülümsemesine dayanamayıp o an ki sinirle çenesine yumruğu yapıştırmıştım. Me yapıyorum ben? Hayatım boyunca kimseye yumruk atmamış ben Emi için birini mi yumrukluyorum? Aras’ı yumrukladığımı gören Mert bana doğru geliyordu ki Emir ona tekme attı. Fırsat bulup Emir’i ve çantasını tutup sürüklemeye başladım. Çok geçmedi ki Emir bana ayak uydurdu ve bir dakika sonra arabanın yanına gelmiştik. Şoförün soru sormasına izin vermeden Emir’İ arabaya itip “gidelim” dedim.
EMİR
Az önce ne oldu öyle? Kaan orada olduğumuzu nerden biliyordu? Beni neden kurtardı? Ve şimdi nereye gidiyoruz? Yine her zaman ki gibi bir ton şey düşünürken Kaan’la sadece bakışıyorduk. Tam ağzımı açacaktım ki söze girdi.
“Onların seninle ne alıp veremediği var?” Çok ciddi gözüküyordu. Bende bu soruyu bekliyordum… Ona anlatmalı mıydım? Hiç sanmıyorum…
“Hiçbir fikrim yok.” Kısa ve öz cevap verip kaçmak en iyi olurdu böyle bir durum da. Bana evimin yerini sormadığını fark ettim.
“Evim..” dedim ki cümleyi tamamlamama izin vermedi bile.
“Bana gidiyoruz.” Çok sinirli görünüyor. Ve biraz tatlı… Beni korumak istemesi hoşuma gitmedi değil… Ne diyorum ben, o homo değil. İç sesime çok kızıyordum ve sanırım bu dışa da yansımıştı.
“Emir iyi misin?” Hayal dünyamdan uyandıran o sesin geldiği tarafa kafamı çevirmiştim ki Kaan doğruca bana bakıyor.
“İyiyim ne oldu ki?” İnanmamış gibi bir surat ifadesi vardı.
“Betin benzin atmış.” Hassiktir çok belli etmişim.
“İyiyim sorun yok.”
Ve daha sonra Kaan’lara gelene kadar hiç konuşmadık ki zaten o kadar uzun sürmedi.
“Gel odama gidelim.” Uzun bir koridordan sonra Kaan’ın odasına gelmiştik. Bütün oda posterlerle doluydu.
KAAN
“Emir bir duşa girmek ister misin?” Suratın da biraz kan vardı.
“Şey sorun olmayacaksa olur tabi.” Salak bu çocuk.
“Aptal sorun olacak olsa niye söyliyeyim.” Bu cümleyi beklemiyordu eminim çünkü öylece suratıma bakakaldı. Sonra aniden gülmeye başladı.
“Senin zeki olduğunu hep tahmin ediyordum.” Hala gülüyordu. Onu hiç anlayamıyordum her zaman gülüyordu. Ciddiyim salak bu.
Duşa girip çıktıktan sonra temiz kıyafet verip patlayan kaşına pansuman yaptım.
“Bu gece burada kalsana.” Bunu ben mi söyledim? Kurduğum cümleye şok olurken o da duyduğu cümleye şok olmuştu.
“O-olur.” Neden böyle bir şey söylediğimi tam anlayamamış gibi bir ifade yerleştirmişti suratına. Aslına bakarsan bende bilmiyordum.
DEVAM EDECEK…