KAAN
Emir'e 'bizde kal'dememin üzerinden yaklaşık 2 saat geçmişti ama ikimiz de neredeyse hiç konuşmamıştık. Lanet telefonlarla ilgileniyorduk. Konuşma başlatmaya karar verip ona doğru yüzümü çevirdim. Telefona o kadar çok dalmıştı ki fark etmemişti bile. Bu onu süzmek için çok iyi bir fırsattı. Nedenini bilmediğim bir şekil de ona bakmak istiyordum.... Çok tatlı gözüküyor. Lanet olası iç ses başlamıştı yine.
Birden yine neden olduğunu algılayamadığım bir şekil de konuşmaya başladım.
"Emir şu eski sevgilin..." Emir birden bana döndü, onu yargılayacağımdan korktuğu belliydi.
"...neden ayrıldınız?" Soruyu duyunca derin bir nefes alıp yutkundu.
"Heteroydu, sadece bir erkek denemek istemiş." Cevabı duyunca kalbim sıkışmış gibi hissettim. Peki şimdi ne yapmam gerekiyordu? Teselli mi etmeliydim?
"Seni anlıyorum diyemem ama üzülmemeni öneririm. O sevilmeyi hak eden biri değilmiş." Gözleri büyüdü birden, onu yargılamadığım için mutlu olmuştu.
"Kaan, beni yargılamayacak mısın?" Beklediğim soruyu sormuştu sonunda, yatakta bağdaş kurup 'gelsene' dermişcesine göz kırptım. Mesajımı almış olacak ki gelip karşıma oturdu.
"Biliyor musun Emir, bu konu da sana anormal bakmıyorum. Gayet doğal bir şey, aşk bu. Hislerini sen kontrol edemezsin, kimi seveceğine karar veremezsin." Gözleri dolmuştu. Birden sarıldı.
"Teşekkür ederim Kaan, beni yargılamadığın için çok teşekkür ederim." Bende ona sarıldım. Çok güzel kokuyor. Neden ona karşı böyleyim? Homoseksüel değilim ki ben.
"Emir biliyor musun benim sadece bir tane arkadaşım var..."
"Artık iki şapşal. Her neyse, o kim?"
"Halil... o da gay." Duyduğu cümleye şaşırmıştı.
"Ve Atlas eniştemle çok güzel bir ilişkileri var... Tanışmak ister misin?" Mutlu olmuştu, gülümsüyordu. Cahil kalan toplumun için de ilk defa biri onu benimsemişti.
"Tabi ki isterim.... Bizim okul da mı?"
"Şey, İzmir'de.." bu onu biraz üzmüş olacak ki, kocaman bir iç çekti.
"Ama istersen arayabiliriz?"
"Olur hadi arayalııımmm." Bebek gibi davranıyordu. Koca bebek.
*
"Halil piçi açmıyor. Kesin seksle meşgul beyefendi." Emir kırkırdadı.
"Senin böyle biri olduğunu tahmin etmemiştim Kaan."
"Daha neler koçum bende." Aslında pek bir şey yoktu. Konu Halil'e gelince böyle oluyordum. İlk ve tek arkadaşımdı o benim, kilometrelerce uzakta ama bir nefes kadar yakındı.
Halil azgının teki ama depresif olan biriydi. Onunla daha önce hiç real olamamıştık, bu sene ona sürpriz yapacağım ehe.
"Kaaan hadi tekrar arayalım."
"Tamam tamam." Emir'le bu kadar çsbuk kaynaşacağımız aklıma bile gelmezdi.
3 kere aramanın sonunda Halil açmıştı. Çıplaktı, biliyordum ben bunun huyunu.
"Gece yoğun geçiyor anlaşılan Halil bey." Görüntünün diğer ucun da çapkın çapkın gülüyordu.
"Sayende yarı da bölündü aptal."
"Benden önemli seks puşt." Emir bizi dinliyordu, dinlemekten keyif alıyor gibiydi.
"Neyse Halil, bak seni kimle tanıştıracağım." Deyip Emir'in elinden tutup kendime çektim.
"Vaaay, sevgilin mi küçük fahişe?" Yaptı yine yapacağını şerefsiz.
"Halil homoseksüel olmadığımı biliyorsun, her neyse bu Emir. Benim sınıfım da. İlk Real arkadaşım." Söylediğim şey Emir'i memnun etmiş gibi görünüyordu.
"Emir ben, memnun oldum." Gülümsüyordu yine. Gülünce çok güzel oluyor...
"Halil bendeee... Bu da benim ki ehe." Atlas'ı gösteriyordu. Çok mutlu gibi gözükseler de bu noktaya gelinceye kadar çok acı çekmişlerdi.
"Memnun oldum Atlas." Atlas gülümsedi.
"Bende memnun oldum ama şimdi kapatabilir miyim? İşimiz var da biraz. Bir şeyleri yerine oturtmamız gerekiyor." Atlas yine yapmıştı yapacağını.
"Atlas!" Halil utanmıştı belliydi... Ama bunlar Atlas'a sökmüyordu.
"Ne var aaa seks yapacağız işte ayıp değil bu." Benim olayı ele alma vaktim gelmişti.
"Gençler hadi kapatalım, siz işinizi halledin." Atlas şükür namazı kılmak üzereydi bunu duyduktan sonra.
"Teşekkür ederim."
Kapatmışlardı. Emir'le yine başbaşa kalmıştık.
"Hiç aşık oldun mu?" Hiç beklemediğim bir soruydu bu.
"Hayır, hiç kimse dikkstimi çekmedi şimdiye dek." Bu onu mutlu etmişti ama neden. Ne yapmaya çalışıyorsun Emir?
"Anladım... Peki Halil'le nasıl tanıştınız?"
"Babamın ortağının oğlu." Kalsik bir tanışmaydı."
"Anladım, peki onlar nasıl tanıştı?"
"Bu çok uzun hikaye... Ondan duymaya ne dersin?"
"Olur. Ne zaman ararız bir daha?"
Ona 'benimle İzmir'e gel' demek istiyordum ve istemiyordum ama onun yanındayken kendime pek engel olamıyordum.
"Ona sürpriz yapmak için bu yaz İzmir'e gideceğim. Benimle gelmeye ne dersin?" Emir'in gözleri büyümüştü tekrar.
"O-olur." Bu beni nedensizce mutlu etmişti...
EMİR
Onunla gitmemi istiyordu. Sanırım beni cidden arkadaşı olarak görüyor.
"Emir, resim çizmesini sever misin?" Neden böyle bir soru sormuştu ki bir an da.
"Yani beceremiyorum, sen?"
"Ben bayılıyorum!" Bunu heyecanla söylemişti. Onu böyle görmek beni mutlu ediyor.
"Çizdiğin resimler varsa gösterir misin?" Bu soru onu daha da heycanlandırmış olacak ki yataktan zıplayarak odadan çıktı. 'onu cidden böyle görmeye alışık değilim, sınıfta nasıl ve şimdi nasıl.' kendi kendime söylenirken odaya girdi. Elinde bir kaç tane tuval tutuyordu. Birini yanına koydu.
"Bak bu en sevdiğim." Cidden çok güzeldi, soyut bir resimdi.
"Bu cidden çok güzel."
"Teşekkür ederim.."
*
Saat yaklaşık 2 olmuştu, bu saate kadar konuşup video oyunu oynamıştık.
"Sende acıktın mı?" Bu soruyla akşam yemeği yemediğimizi hatırladım.
"Evet biraz."
"Hadi bir şeyler atıştıralım." Kolumdan tutup çekiştire çekiştire mutfağa kadar geldik. Bebek gibiydi bu haliyle.
"Ne yemek istersin?"
"Bilmiyorum, ne var?"
"Kek var biraz ister misin?"
"Neden olmasın."
"Tamam sen otur ben getiriyorum." Gidip masaya oturmuştum ve bir kaç dakika sonra elinde tabak bardak ve biraz meyve suyu ile dönmüştü Kaan.
"O tabağı bitir yoksa ağzına zorla sokarım hepsini." Gülüyordu çok güzel gülüyordu.
"Ay tamam be" 10 dakika sonra ikimiz de tıka bada doymuştuk. Tabakları bulaşık makinesine yerleştirip Kaan'ın odasına gittik.
"Uyumaya ne dersin artık?" Kaan'ın gözleri yavaş yavaş kapanıyordu, hoş benim ondan pek bir farkım yoktu.
"Olur, ben nerede yatacağım?"
"Bu çok güzel bir soru." Kaan şuan bdnim nerede yatacağımı düşünüyordu sanırım. O düşünürken bende onun yatağına doğru kayıp yapmıştım.
"Lan piç, kalk yatağımdan."
Beni çekiştiriyordu. Çok güçlü çekiyordu.
"Salak dur düşeceksin şimdi." Cümlemi bitirmeme kalmadan üzerime düşmüştü.
Kafasını kaldırdığın da göz göze gelmiştik. Aceleyle üzerimden kalktı. Utanmıştım biraz.
"Yana kay."
"Ne?"
Ne ne, yana kay işte." Yana kaymıştım. Ve yanıma yatmıştı.
"İyi geceler Emir."
"İyi geceler Kaan."
KAAN
O yaptığım da ne öyle? Kafama sokayım. Çocuğun üzerine düşmüştüm ayrıca şuan yanında yatıyordum. Daha bugün arkadaş olduğum çocuğun yanında yatıyordum. Açıkçası bu biraz germişti beni.
*
Sanırım uyumuştu, ona doğru döndüm. Evet uyumuştu. Çok güzel uyuyor... Bana ne oluyor bilmiyordum ama biliyordum da sanırım. Kafam karışıktı. Ondan hoşlanmıyordum ama kendimi ona çok yakın hissediyordum. Bu saçma duygu neyin nesiydi hiç bir bilgim yoktu ancak içimi yiyip bitiriyordu. Uyumalıydım artık.
*
"Kaan, kalk." Birisi adımı sesleniyor ve beni hafif hafif sarsıyordu. Sonrs birden aklıma Emir'in burda olduğu geldi ve gözlerimi açtım.
"Saat kaç?" Yanımda oturuyordu.
"7" ne bu çok erkendi.
"Ne bu çok erken, okula daha 01.30 saat var."
"Kaan bugün cumartesi." Duyduğum cümle nedensiz bir şekil de şok etkisi yaratmıştı.
"Doğru... Tamamen unutmuşum." "Ben birazdan eve gideceğim." Gitmesini istemiyordum.
"Neden? Saat daha erken."
"Yeteri kadar rahatsızlık verdim zaten. Yeter bu kadar." Sabah sabah neyin tribini yapıyordu.
Kolunu tutup kendime çektim. Kulağına eğilip,
"Eğer bir daha aynı cümleyi kurarsan seni bağlarım." Bu onu şaşırmıştı.
"Tamam tamam sustum. O zaman hadi bir şeyler yapalım."
DEVAM EDECEK