özgürlük

418 94 15
                                    

havva'yla âdem tanrı'nın elmalarını çalmıştı.
insanın damarında var yanlışı seçmek artha ve ben
duvarlarımda kaybolmuş göz bebeklerinin varlığıyla uyurken
doğruları seçtiğimi değil doğruların seçtiğini düşünürdüm.
göğsünden çenene doğru giden lekeli yol,
lacivert gömleğin ve yağmurun talan ettiği ıslak saçların.
avuç içlerine kendi dudaklarını saklardın
pencerelerimi gizli notalar istila ederdi ve izlerdim korkuyla
kaldırımda öylece bana gülümserdin, perdelerimi kızgın çocuklar yırtardı.
âtinin siyah kokusu,
duvarlarımda kendi kanım,
parmak boğumlarındaki çığlık,
avuç içlerine kendi dudaklarını çok saklardın artha acıdan bağırmamak için
kaldırımda öylece bana gülümserdin,
başındaki sancılı ağrıyı gizlerken.
âdem ve havva
çıplak bedenlerinde kızıl lekeler bırakırken o ağacın en güzel meyvesi
tanrı, elinden oyuncağı alınmış küçük bir çocuk gibi onları dünyaya azat etti.
azat, sevgili artha
cennetin bir sürgün olmadığını kim öğretir ki insana?
kıvrımlı dudakların öylesine güzel tebessüm ederdi ki,
tanrı'dan korkardım.

havva âdem'i sevmiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin