W = ΔEk

4.4K 473 354
                                    


"Beni," diye mırıldanmaya çalıştım. Adım atmayı unutuyordum arada. Ayağımı nasıl kaldıracağını unutturacak kadar uyuştuğumu anımıyordum. Jennie ise beni yatağıma götürmeye çalışmış ve yolda saatlerce konuşmuştu. Anlamamıştım, dinleyememiştim ki zaten odaklanamamıştım. Önümden geçen arabaları saymak dışında başka hiç bir şey yapmamıştım, belki bu yüzden yürümeyi unutmuş ve 3 kere yere düşmüştüm.

"Beni yere bırak." Diye mırıldandığımda ikiletmeden direk yere fırlatmıştı. Memnun kalmıştım aslında, yer bana bulutların üstünde yatıyormuşum hissi veriyordu. Kıkırdamaya başlamıştım, kahkaha atıyordum hatta. Kendimi sarhoşken izlemek korkunç bir utanç kaynağı olurdu. Görünüşe bakılırsa tek bardakla kör kütük sarhoş olacak kadar zayıf bir bünyeye sahiptim ve şu an düşünüyordum. Sahi ben niye içmiştim?

"Ölüyor gibi hissediyorum."

"Sadece sarhoşsun Taehyung." Alayla gülmüş ve tıslamıştım. Yandan ona bakıp elimle kendimi göstermiş; "Ben mi sarhoşum?" Diye mırıldanmıştım. Jennie suratıma, ne yaşıyorsun taehyung? der gibi bakmıştı. Haklıydı, 157 iq'm bir an da -157'ye düşmüş gibiydi.

"Daha önce hiç içmemenin bir nedeni varmış cidden de. Keşke seni zorlamasaydım."

Kafamı salladım onaylamazca. Ayağa kalkmaya çalıştım ama biraz zorlamıştı. Başım dönüyordu ve bu beni daha da güldürüyordu. "Çok iyi ya." Demiştim sendelerken. Jennie sinirle beni tutmuş ve bir şeyler söylemişti. Duymamıştım, odaklanma sorunu yaşıyordum. "Dünya etrafında dönerken de böyle mi hissediyor lan?"

"Evet, böyle hissediyor. Düzgün dur ya!" Beni yerimde tutmaya çalışmıştı. Anlamakta güçlük çekiyordum. Bu yüzden sormuştum. Neden içtiğimi ve neden bu halde olduğumu bir türlü kavrayamadığım için benim için endişelendiğini söylemişti. Daha anlatılmadan her şeyi anladığımı göz önünde bulundurduğumuz da Jennie bu halimin beynimde kalıcı bir hasar yapması hakkında oldukça korkmuştu. En sonunda onunla içmeye gittiğimi söylemeyi akıl etmiş ve beni büyük bir merak içinden kurtarmıştı.

"Kafayı yedin iyice. Yat zıbar Taehyung."

"Dans edelim mi?" Belini kavrayıp sağ elini elimle sardığımdan afallamıştı. Benden dans beklediği söylenemezdi. Özellikle şöyle saçma bir ortamda, gecenin bir yarısı sadece sokak ışığının doldurduğu yurt odamda benimle vals yapmak hayatında yapmak istediği son şey bile değildi belki. Ben istediğimi hissetmiştim o an, onun hakkında her şeyi çok istediğimi fark etmiştim. Bu beni korkutmuş muydu emin değildim, çakırkeyiftim ve hissettiğim şeylere tanım koyamayacak kadar uyuşuktum.

"Eve gidip uyuyacağım Taehyung, içtim ben de." Onu bırakmadım, sıkı tutmamıştım ama bırakmak istemez gibiydi tutuşlarım. Gitmek için bir çaba gösterdiği söylenemezdi, sadece durup ne yaptığımı izliyordu.

Nelere sebep olduğumu ya da olacağımın zerre farkında değildim. Zaten o anda da umrumda değildi. Farklı ruh hallerri içerisindeydi. Bir kaç dakika önce yerde öldüğümü sanmıştım, şimdi ise dehşet ağır duygular içinde elini tutmuştum. Bazen de avizeyi tutup sallanmak istiyordum, bazen de ufak tekli koltuğa oturup ağlamak. Saniyeler içinde değişen bu duygu değişimlerini her türlü duyguyu içinde yaşamaktan hislerin verdiği etkilere yabancı olan bana oldukça tuhaf ama hoş bir deneyim gibi hissetmiyordu.

"Sadece bir kaç dakika." Diye fısıldamıştım hafifçe ona doğru eğilirken. Yutkunduğuna şahit olmuştum. Oysa ben ne yaptığımın farkında bile değildim.

Kafamı kafasına yaslayıp gözlerimi kapatmıştım. Yorgundum, eli elimdeydi. Sadece öylece duruyorduk, adım atacak cesaretim yoktu. Yere düşeceğimin farkındaydım. Bulunduğum durumdan öyle memnundum ki, gülümsememe neden olmuştu bu. Kendime inanamayacak dereceye gelmiştim. Belki de 10'dan fazla semptom göstermiştim ve bunların hepsi çılgınlar gibi korktuğum üç harfli bir lanetin etkisi altında olduğumu işaret ediyordu.

geniusw7 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin