Ağlıyordu önümde... Brokolinin acılısını ilk defa görmüştüm. Sanki tatlısını hep yemiştim de. Ona ''Sus'' dersem daha fazla ağlayacaktı. Ona sarıldım. İçten sarıldım ama... Öylesine değil. Karşılık verdi. Ama yıkık bir şekilde. Elimi saçlarından geç...
All Might gelmişti. Kacchan'ın fark etmemesi için bir yandan dua ederken bir yandan da anneme işimin olduğunu söyledim. Kapıyı aralayıp konuşmaya başladık.
All-Inko'nun yanında konuşabilirdik.
Ben cevap veremeden içeri girdi. Kacchan'ı görünce bir afalladı.
All-M-merhaba genç Bakugou.
Kacchan meraklı gözlerle All Might'a bakıyordu. All Might açıklama gereği duydu.
¸¸¸
Kacchan gülümsüyordu. (ağlamıyor oq?) Fakat bir tehdit savurmayı ihmal etmedi. Neden bana söylemedin gibi şeyler konuşuyordu. Özür dilerim Kacchan diyordum ben de. Bana sarıldı... Ben daha ne olduğunu anlamadan konuşmaya başladı:
-Niye All Might'ın sözünü tuttun diye mi inek?
Haklıydı. Kendimden uzaklaştırıp All Might'la işimiz olduğunu söyledim. Çalışmalıydık. Kacchan ben de gelebilir miyim diye sorduğunda All Might tabii ki dedi. Böylece sahile doğru gitmeye başladık. Yaklaşık üç saatlik çalışmadan sonra All Might saçını koparıp bana verdi. Ben ne yapacağım bunla bakışları atarken All Might'tan cevap geldi:
-Yiyeceksin...
Sağ tarafımdan kahkaha sesleri yükseliyordu. Kacchan'a baktığım da yere yatmış kıvrıla kıvrıla gülüyordu. Bense hala şok içindeydim. Son bir yutkunmayla saçı ağzıma attım. Tadı o kadar da kötü değildi. Belki daha fazla yiyebilirdim. ((●ˇ∀ˇ●)) Saate baktı Kacchan. Saat gece 12 olmuştu ve bedenim daha fazla dayanamıyordu. Eve koşmaya başladım. Geldiğimde Katsudonlar hazırdı sadece ısıtılmalıydı. Mikrodalgaya koydum ve bekledim. Karnım gurulduyordu ama uykum da vardı. Kacchan geldi ve o geldiği anda Katsudonlar pişmişti.
Not eğer katsudonu merak ediyorsan:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu lezzete daha fazla dayanamayıp bir kısmını kendime alıp bir kısmını da Kacchan'a verdim.
Teşekkür etti. Ve yattık. O yerde yatarken vicdanım el vermedi ve onu yatağa koydum. Fakat benim alerjim vardı ve yere yatamazdım. Mecburen Kacchan'ın yanına yattım.
‣•‣
Katsuki bacımdan:
Sabah yanımda nane kokusunu hissedince yanıma baktım. Yeşil saçlı tatlı brokolim yanımda yatıyordu. Saçlarına gömdüm yüzümü... Bir 10 dakika böyle durduk fakat koridordan ayak sesleri duyunca hemen kalktım ve yer yatağıma yattım.
Yer yatağı tatlı brokolimden daha sertti.
Kapıdan Inko teyze girdi. Katsuki bey uyanmış bakıyorum diye konuşurken ayağa kalktım. Günaydın diyip lavaboya girdim. Miso çorbası kokusu duyunca hemen koşup Deku'mu kaldırdım. Zorlanarak kalktı.
⊙⊙⊙
Sınav girişinde Deku'yu tanımıyormuş gibi yaptım ve Deku aynı binada olmak için yaptığımı anladı. Birileri beni bilgilendirirken biliyorum salak diye odaya girdim. Sınav açıklanıyordu. Ardından bina numaralarımız verildi. Deku'nun arkasında oturuyordum ve hemen kağıdına baktım. Harika ikimizde aynı binadaydık. Sınava girdiğimizde Robot kol bizi uyarıyordu ve Deku fısıldıyordu. Elimle ağzını kapadım. Sınava girdik. (Not: Uraraka'yla aynı binada değiller ve hiç karşılaşmadılar çünkü böyle olması gerekiyordu.) Deku özgünlüğünün zayıf olduğunu düşündüğüm bir kızı kurtardı sadece ve sınav bitti. Sanırım Deku kaybetmişti ve bir daha ona rastlayamazdım. Deku dedim. Arkasını döndü. Dudaklarına bir buse kondurdum.(çok ekşınlı durun daha sew değiller) Kızarmıştı ve bunu görebiliyordum. Sonra havalı olmaya çalışarak binadan çıktım.
Ahahaha yine ekşınlı bir yerde bitirdim demi?
Neyse o dediğim kitaptan vazgeçtim ve onun Word'unu da sildim.
