İkinci Kitap-Bölüm 1

1.5K 33 7
                                    

Odaya girdiğimizde "Yarın sabah saat kaçta kalman gerekiyor?" diye sordum.
Öncekiyle aynı yurt odasıydı, aynı binada, aynı yaslanıp ağladığım kapı, oturup onu öptüğüm aynı koltuk ve bir keresinde ona sarılıp uyuduğum yatak, şimdiyse ona her gece sarılıp, her sabah ona tatlıca gülümsedikten sonra çalışmaya gidiyor. Her şey aynı ama şimdi daha da iyi.

" Sabah 9"

" Egzersiz yapmayacak mısın?"

"Hayır, öğlen yüzeceğim." Ne yapacağını duyduğumda iç çektim.

"Neden benim gibi mezun olana kadar futbol oynayamıyorsun ki?" dedim.

"Ve senin gibi tişörtümü mü çıkartıyım?"

Onu süzerek "Tişörtümü sadece bazı günler çıkarttım ben ama sen yüzerken..." dedim.

"Ne?"

"Kıskanıyorum. Hemde çok kıskanıyorum." diyip ona yaklaştım. Anlımı omzuna koymak için onu belinden tutup kendime çektim.

Bazıları bunun gülünç olduğunu düşünebilir, belki açıkca bu kadar çok kıskanç olmam fazla. Ama sadece bir kişiye sahibim neden onu kıskanmayıp onun için endişelenmeyeyim. O benim, vücudu bana ait ve ayrıca kalbide bana ait. Yani evet, kıskanç olacağım ve neden biliyor musunuz?

Gerçekten hiç aşık olmamış biri anlayamaz.

"Zaten biliyorum, ben hiç yanlış bir şey yapmadım." dedi ve güzel elleri sırtımı sarıp sonrada ellerini boynuma getirdi. Ellerini saçlarıma geçirdi ve nazikçe masaj yapmaya başladı. Bende onu daha yakına çekerek daha da sıkı sarıldım.

Tişörtünün üstünden omzunu öperken "Benim olanı kıskanıyorum." dedim.

Yüzüne bakabilmem için beni yavaşça kendinden uzaklaştırıp "O zaman ben ne yapıyorum?" dedi. Bu soruyu nasıl cevaplayacağımı bilmediğim için yavaşça iç çektim.

"Benim kıskanıyor olmam için bir şey yapmana gerek yok."

"Çok komik." Hafifçe güldü.

"Ne?"

"Ne yapıyorum ki seni böyle gergin hale getiriyor?" diyerek tekrar sordu ama sadece kafamı salladım.
"Sen hiçbir şey yapmadın, sana güveniyorum ve sen güvenimi boşa çıkarak hiçbir şey yapmadın."

Mark hala aynı Mark'tı. İnsanlar onun önüne gelenle yattığını, arkadaşlarım onun çok fazla kişiyle olduğunu söylüyor ama bu geçmişte kaldı. Mark benim ve eğer beni şüphelendirecek bir şey yaptı mı diye sorarsanız hayır, hiçbir şey yapmadı. Ben sadece sürekli kıskancım ve onu her gün yakından izleyince, kuşku anlaşılabilir bir şey.

"Bence benden şüpheleniyorsun bu yüzden beni takip ediyorsun." dedi.

"Hayır şüphelenmiyorum. Sadece seninle daha uzun süre beraber olmak istiyorum." Geleceği düşünmediğimden değil, ben bir yetişkinim ve para kazanıp, karıma ve anneme bakmam lazım. Sadece biraz saha bekliyorum. Eğer çalışmaya gidersem, o zaman Mark'la böyle kalmak için zamanım olmayacak. Onu aktivitelerini  yaparken, arkadaşlarıyla görüşürken göremeyeceğim. Çalışmaya gitmeden önce sadece birazcık daha onunla kalmak istiyorum.

"Sen çalışırken hala görüşebiliriz değil mi?"

"Evet ama seni takip edemeyeceğim ama ben etmek istiyorum."

Yanağıma yavaşça okşarken "Çok talihsiz" dedi.

Bileğini tutarak "Sadece bir dakika içinde, tokatlanmış bir yanaktan daha fazla acı içinde olacaksın." dedim.

"Korkmuyorum." Galip gelmeye çalıştı. Beni heyecanlandırmada çok iyi şu an onu yemek istiyorum. Onu yakalayıp yere itmek istiyorum.

"Beni baştan çıkarıyorsun."

"Asla öyle bir şey yapmadım."

Belini tekrar kavrayarak "O zaman bende ciddiye alacağım." dedim.

"Yeter ben duş alacağım." diyip. Beni kendinden uzaklaştırıp yüzüme bakmadan banyoya yöneldi.

Sürekli.

Bunu sürekli olarak yapmayı seviyor, kaybolmayı. Sadece kafamı sallayıp vücudumu ele geçiren bu sıcaklığı engellemek için soğuk su içmeye gittim. Sonra Mark tişörtünü çıkarıp bana döndü ve gülümsedi. Yavaşça çıkarırken bana döndüğü için şimdi daha da sıcakladım.

"Acele edip kıyafetlerini banyoda mı çıkaracaksın yoksa senin için çıkarıp seninle banyo mı yapmalıyım?"

"Benimle banyo yapmana izin vereceğim."

"Kötü çocuk." sövüp ona doğru yürüdüm. Soğuk su hiç fayda etmedi.

Onu öpmeden önce belini kavradım. O da bana ulaşmak için kafasını kaldırdı, ve önceden öpüştüğümüz gibi öpüştük ama yinede hislerimiz aynı değildi. Karşılaştığımız sorunlardan dolayı hislerimiz artmıştı. Dudaklarımı onunkilere bastırdım. Aramızda hiç boşluk yoktu.

Acele etmiyorduk ama hala çok sıcaktı.

Yanağımın yakında "İz bırakmasan olur mu, yarın yüzmek zorundayım." diyip sonra hafif bir öpücük bıraktı. Bütün vücudunu ısırmak istesemde kafamı salladım.

Karşılık olarak yanaklarını öperek "Sert yapmayacağım." dedim. Kafasını salladı.

"Nazik kişim olur musun?"

"Beni çok baştan çıkarıyorsun." Bana gülümseyip, kollarını boynumun etrafında dolayıp beni öpmek için çektiğinde kaydım. Şimdi dolabın önünde öpüştük, yatağın kenarında... Sanırım Mark bu gece geç uyuyacak.

Klimanın sesi mi yoksa öpüşmemizin sesi mi daha fazla bilemiyorum çünkü şu an tek duyabildiğim Mark beni her öptüğünde deli gibi atan kalbim. Mark beni öptü ve sıcak dili ağzıma girip benimkiyle buluştu. Dudaklarını sıkıştırıp bırakmak istemedi. Yavaşça çekilmeden önce uzun bir süre öpüştük. Güzel dudaklarını, dudağımın kenarına tekrar ve tekrar bastırdı.Dudaklarını yanağıma oradanda kulağıma getirip nazikçe dudak mememi ısırdı. Yaptığı şey beni sessiz bırakmıştı.

"Ben seni baştan çıkarmıyorum." dedi kulağımın yanında." Ben ciddiyim."

Mark bu gece geç uyuyacak demiştim ama görünen o ki Mark bu gece hiç uyuyamayacak.

Love Mechanics Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin