Günler geçiyor, Ceren Güneş'e, Güneş Ceren'e bağlanıyordu. Beraber sık sık vakit geçiren ikili bu durumdan gayet memnundu. Ceren işe başlayalı 2 buçuk hafta oluyordu. Rüya Hanım sürekli gelip gidiyor Güneş'le ilgileniyordu. Bu durum Ceren'in canını aşırı sıksa da sadece 2 haftalık bir bakıcıydı o ise kızın teyzesiydi mecburen bir şey diyemiyordu.
"Ceren!"
Ceren gülümseyerek ona döndü.
"Efendim Güneş"
"Amcamı arar mısın?"
Ceren donakaldı.
"Bunu neden babaannenden istemiyorsun?"
"İşteyken onu rahatsız etmemi istemiyor. Bu gece de Rüya Teyzem özel bir davet veriyor orada olacak hiç göremeyeceğim onu"
Güneş başını eğip somurtunca Ceren dayanamadı.
"İyi tamam ben arayacağım sen konuşacaksın tamam mı?"
Güneş kocaman gülümsedi.
"Tamam!"
Ceren İskender'in numarasını tuşladı ve telefonu Güneş'e uzattı.
"Amca!"
Ceren karşıdan gelen sesi duymak için nelerini vermezdi.
"Ceren'e arattım gizli gizli!"
"Yakalanmam ben! Ne zaman eve geleceksin?"
"Ama daha erken olmaz mı?"
"Peki amca görüşürüz."
Telefonu kapatıp Ceren'e uzattığında somurtuyordu.
"Ne oldu?"
Güneş kollarını birleştirdi.
"Geç gelecekmiş annem de gidecek yalnız kalacağım"
Ceren ona eğildi.
"Ben her zaman yanındayım"
Kıza sıkıca sarıldı.
"Biliyorum"
Saatler geçmişti ve herkes davete çıkmıştı. Ceren ise uyuması için Güneş'i yatağına yatırmıştı.
"Ceren"
"Efendim?"
"Yanıma uzanıp bana masal anlatır mısın?"
Ceren gülümsedi.
"Tabi"
"Dillere destan güzelliği ile bilinen prenses büyük bir hayalperestti. Sürekli tek başına kalır ve birçok şey hayal ederdi. Hayallerinde beyaz atlı prens vardı. Bir gün gelip onu çok güzel bir diyara götüreceğini düşünürdü. Krallıkta kendisinden daha güzeli olmayan prenses beyaz atlı prensin hayalini kurarken ve ormanda gezinirken prenses saraydan çok uzakta bir kasabaya ulaşmış. Orada ihtişamlı bir evden çıktığını gördüğü kişiye hemen aşık oldu. Hayallerindeki prens oydu. Mutlu bir hayat süreceğine inandı. Delikanlının yanına gitti. Fakat delikanlı kendisinin prenses olduğunu bilmiyordu ve bir nişanlısı vardı. Prenses bu durumu fark ettirmemeye çalıştı. Kısa süre sonra arkadaş oldular. Biri beyaz, biri siyah. Biri hırçın diğeri uysaldı ama her şeyde beraberdiler yan yanayken çok eğleniyorlardı. Delikanlı yavaş yavaş nişanlısından uzaklaşmıştı. Bir süre sonra da ayrılmışlardı ve prenses ile arkadaşlıkları aşka dönüştü. Prenses yakışıklı delikanlıyla birlikte geçirdiği günlerin sayısını unutmuştu. Kısa süre içerisinde 40 gün 40 gece süren düğün yaptı. Bu düğün dillere destan güzelliği bulunan prenses için unutulmazdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Alevi | İsCer
Fanfiction"Ceren Yılmaz" Elini sıkmıştı, aylarca bir fotoğraftan görüp aşık olduğu adamın elini sıkmıştı.