⁰⁴

218 31 10
                                    

Medyayla birlikte okumanızı öneririm :)
Keyifli okumalar <3

-

Bugün buluştuğumuzda yanında siyah gitarında vardı. O kadar heyecanlıydım ki kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyordum.

Sevdiğimi gitar çalarken görecek olmam şimdiden bedenimi yakıp kavırıyordu.

"Çok heyecanlı görünüyorsun."

"Gitar çalmak benim hayallerimden biri. Bu yüzden çok heyecanlıyım."

Utanarak ellerimi enseme attığımda o güzel sesinle kıkırdadın. Sonsuza dek dinleyebilirdim bu tınıyı.

Yanıma oturup gitarını kılıfından çıkardığında başımı uzatarak gitarına daha yakından bakmaya çalışmıştım. Kesinlikle senin kadar kusursuzdu.

Gitarını bacaklarının üstüne yerleştiğinde ellerinle bir kaç kez telleriyle oynadın. Sonrasında ince parmakların yukarıya doğru giderek gitarın akorunu yapmaya başlamıştı.

Ciddi bir şekilde akoru yapmaya çalışırken gözlerim yüzünde takılı kalmıştı. Bu kadar dikkatini vermiş olman seni çok hoş gösteriyordu.

Yanaklarımın kızardığını hissettiğimde hızlıca bakışlarımı senden çekerek yere sabitlemiştim. Beni böyle görmeni istemezdim.

Gitardan çıkan bir kaç tınıyla hemen parmaklarına bakmıştım. Parmaklarının bir çoğunu kullanarak aynı anda bir çok notaya basıyordun.

Hangi parçayı çaldığını fark ettiğim anda, kalbim benden izinsiz bir şekilde hızlıca atmaya başlamıştı bile.

Bakışların bana döndüğünde çalmaya devam ederken gülümsedin.

"Ne çaldığımı biliyor musun?"

"Mystery of Love."

dedim sesimin çatlamamasına özen göstermeye çalışarak.

Bana gülümsedin ve başını salladın. Bu yaşananların hepsi çok garip geliyordu. Heyecandan tir tir titreyecek durumdaydım.

Parçayı çalmayı bitirene kadar sadece yüzünü seyrettim. Çalarken ki o ciddi yüz ifaden, yüzüne doğru düşen minik turuncu saçların, parlayan kahverengi gözlerin, hepsi o kadar çekiciydi ki, konuşma yetimi kaybetmiş gibi hissediyordum.

"Hey, Kageyama. Beni duyuyor musun? Yüzümde bir şey mi var?"

Sesin beni kendime getirdiğinde hızlıca bakışlarımı senden çektim.

Yine aynı hatayı yapmıştım. Yüzüne aptal gibi bakakalmıştım.

"Yok hayır. Gözüm dalmış sadece."

"O zaman şimdi gitar çalmak ister misin?"

Heyecanla başımı sallayıp, nadiren ortaya çıkan gülümsemelerimden birini sana sunmuştum. Konuşmama gerek kalmadan ne demek istediğimi anlamıştın zaten.

Gitarını bana doğru uzatıp bacaklarımın üstüne yerleştirmiştin. Parmaklarım telleri bulup rastgele bir noktayı çaldığında yine gülümsemiştim.

Bugün gerçekten çok gülüyordum.

Ellerin tellerin üstündeki ellerimi tuttuğunda derin bir nefes almıştım. Bu ani hareketin beni delirtecek gibi hissettirmişti.

İşaret parmağımı ikinci tel, birinci boşluğa, aşağıdaki elimi ise ikinci tele koymuştun. Ellerin ellerimden geri çekildiğinde üşüdüğümü hissetsem bile belli etmemeye çalışmıştım.

"İşte bu 'Do' notası. Çok basit değil mi? Çal hadi."

Dediğini yaparak ikinci teldeki parmağımı hareket ettirmiştim ve gitardan güzel bir ses çıkmasını sağlamıştım.

Kendimi çok garip hissediyordum. Ellerimi tutarak bana gitar öğretmen beni o kadar etkilemişti ki sanki konuşamayacak gibi hissediyordum.

Yanımdayken yaptığın her bir hareket beni kendine daha çok çekiyordu.

-

Biraz yarıda kesmiş gibi oldum ama böyle yazmak biraz zor gerçekten lütfen kusura bakmayın🥺 ayrıca kitabın amacıda bir günlük gibi olduğu için pek uzun yazamazdım ama umarım bu sizi mutlu etmiştir<3
Sizi seviyorum :*

love in the secret garden ' kagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin