ÖZÜR-Bölüm 4

1.3K 35 7
                                    

''Beni kıskanıyorsun yani?'' dedim, alaycı bir gülümsemeyle. Sonra yerinde durdu ve konuşmaya başladı,'' Seni kıskandığımdan değil, sonra üzülme diye. Sen benim için sadece değersiz, satılmış bir kızsın.'' Sıkıca tuttuğu elimi serbest bırakmasını ima ederek elini tutmayı bıraktım. Bazen gerçekten çok ama çok kırıcı oluyordu... Hala elimi bırakmamış, aksine daha fazla sıkmıştı. Elim kırılma derecesine geldiğinde çevredekiler belki yardım eder diye bağırdım. ''İMDAT!'' Çevredekiler etrafımıza toplanmaya başlayınca aralarında biri öne çıkıp bana seslendi, ''KUMSAL! Bu sen misin?'' Elimde ki acıya dayanamayıp bağırdım, bu çocukluk arkadaşım Rüzgardı...'' Evet Rüzgar benim... Lütfen yardım et!''

~

Onur yüzüme acımasızca bakarken her bir kelimem de daha da çok sıkıyordu elimi... Rüzgar korkusuzca yanımıza geldiğinde Onur'u tehdit etmeye başladı, ''Bırak lan kızı, yoksa fena olur.'' Artık acıdan ağlıyordum, neden bunu yapıyordu? Neden her seferinde canımı yakıyordu? Onur'un sinirden kudurduğu gözlerinden belliydi ve acısını benden çıkartıyordu. Şimdi anlamıştım... Öfkelendiğin de kendini kaybediyor ve çevresindekilerin canını yakıyordu. Onlar tartışırlarken en sonunda elimden gelen kırılma sesiyle daha fazla dayanamayıp acıdan Onur'un kollarının arasına serildim. Sonrasında ne oldu, ne bitti bilmiyorum ama uyandığımda hastanedeydim. Elimin ağrısıyla bir anda inledim, başım da bana bakan Onur'u görmezden gelip doğruldum. Sol elim dirseğime kadar alçıdaydı.

~

Ayakkabılarımı zar zor giyip gitmek için hazırlandım. Onur tek kelime bile etmiyordu, biliyordu ki sonuna kadar suçluydu. Zaten bir elimi kırmadığı kalmıştı onu da yaptı... Artık ondan korkuyor muydum? HAYIR. Hastanenin boş koridorların da yürürken peşimden geliyordu. Bu sefer nazikçe kolumu tutup beni kendine çevirdi, konuşmasına izin vermeden sağ elimle yanağına bir tokat patlattım. Tokadın sesi boş koridorda yankılanırken kanayan alt dudağında ki kanı elinin tersiyle sildi. ''Bir daha sakın bana dokunma.'' Dedim ve hızlı adımlarla hastanenin çıkışına yöneldim. Orada ki güvenlikten bir taksi çağırmasını rica ettikten 5 dakika sonra taksi hastanenin önüne geldi. Eve vardığımda kolumu soran herkese düştüm dedim ve misafir odalarından birine gittim. Tabii ki onunla aynı odada kalmayacaktım.

~
Saatler ilerlerken Onur'dan hala hiçbir haber yoktu. Lanet olsun! Onu merak ediyordum. Çünkü hastaydı... Farkında mıydı bilmiyorum ama hastaydı... Belki gelmiştir de ben duymamışımdır düşüncesiyle odasına doğru yavaş adımlarla ilerledim. Ya geldiyse ve beni görürse? Bir bahane uydururdum. Kapının kulpunu kavrayıp yavaşça aşağı indirdim. Ama oda boştu, hiç kimse yoktu. Hayal kırıklığı ile misafir odasına geri döndüm. Çok yorgun olduğum için hemen uyumuştum.
~
Sabah uyandığım da ensemde hissettiğim sıcak nefesle yerimden doğruldum. Onur pisliği gelip yanıma yatmıştı. Hemen komidinin üzerinde duran bir bardak suyu yüzüne döktüm. Bir anda yataktan fırladı. Benim ona bağırdım sırada dudaklarının arasından dökülen 2 kelime ile olduğum yerde dona kaldım...."Özür dilerim" Anlık şoku atlattıktan hemen sonra "Sorun değil, altı üstü elimi kırdın." Yanıma yaklaşıp beni kendine çekti ve sıkı sıkı sarıldı. Bunu beklemiyordum, kafasını falan bir yere mi çarpmıştı acaba?
~
"Onur... Sen hastasın..." deyiverdim bir anda. Çünkü daha fazla içimde tutamayacaktım. Acı bir şekilde sırıtıp "biliyorum... Hatta hastalığımdan dolayı dün sana zarar verdim...Elimde olan bir şey değildi, ben her ne kadar istemesem de vücudum buna izin vermiyordu..."

•ZORAKİ EVLİLİK• (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin