kazandığımız savaş yok fakat o gece, en azından birbirimizi kaybetmiyoruz. [twenty-five twenty-one x reply 1988 x lemonade mouth x öyle bir geçer zaman ki] [1990s, school band, found family, friends to enemies to lovers]
Jisung'un kalacak bir yere ve göstermelik bir alfaya ihtiyacı vardı. Minho ise onu evine alıp aşıkların en büyüğünü oynamaya dünden razıydı. [omegaverse]
minho'nun, ailesinin katili han jisung'dan intikam almak için hapishaneye girmesi gerekiyordu. [aynı isimli filmin uyarlaması değildir] [enemies to friends to lovers, unhealthy relationship, alternative universe - prison, mommy/daddy issues, slowburn]
Jisung evi bellediği küçük moteli ve motelinden de küçük dünyasında, bilinmezliklerle dolu bir adamla tanıştı. Karşılaşmaları sıradan bir sonbahar akşamında kalmıştı ve bu öyle sıradan bir akşamdı ki, ufacık ve tek sefere mahsus bir tesadüften ibaret olduğuna inandırdı kendini. Sonra başka bir tanesini, bir başkasını...
büyük bir kitaplık hayal ediyordum. o kadar çok kitap okuyacaktım ki kendime ait bir kütüphanem bile olacaktı. ben kitapları raflara dizerken annemin gelip beni gülümseyerek izlemesi için koyacağım bir sandalyem vardı hatta. ahşaptan, sallanan bir sandalye. annem rahat etsin diye üstüne sünger koymayı bile düşündüm. f...
onu olduğu gibi tüm benliğimle kabul ettim. |as you are. fr'lemeowho