Cennet Rüzgarı ريح الجنة
Seni unutursam ey Kudüs! Sağ elim hünerini yitirsin. Seni anmaz, Kudüs'ü en büyük sevincimden üstün tutmazsam, dilim damağıma yapışsın! | Tevrat - Mezmurlar 137.
Seni unutursam ey Kudüs! Sağ elim hünerini yitirsin. Seni anmaz, Kudüs'ü en büyük sevincimden üstün tutmazsam, dilim damağıma yapışsın! | Tevrat - Mezmurlar 137.
Ayağa kalktım. "Kinci bir insan değilim ama senin söylediklerini unutamıyorum Enes." Sesim bir fısıltıdan farksızdı. Boğazım ağlamamı durdurma çabalarımın sonucu olarak düğüm düğümdü. Ruhumun neresine dokunursam dokunayım bir yaraya denk geliyordum ve tüm bunların müsebbibi olan adam tüm bu yıkımdan habersiz bir şekil...
Burası kanın kızıllığının her karışına bulaştığı, gökyüzünün kana bulandığı yerdi . Burası ölümün insana nefesinden daha yakın olduğu yerdi . Gazze'de doğmak; doğuştan direnişçi olmaktı . Küfre, açlığa, susuzluğa, ölüme ve en çok da suskunluğa direnmek bir tür alın yazısıydı.. Burası Gazze; toprağın kanla buluştuğu ye...
Kendinizi, Filistin'in çöllerinde, Akdeniz'in kıyılarında ve Gazze'nin yıkık sokaklarında, hüzünlü bir kızın dünyasında, gazeteci bir gencin mücadelesinde bulacaksınız..
Bir şehir. Adı; Gazze. Kızıl bir çöl, çamurlara bulanmış bir akdeniz, ambargo ile kuşatılmış büyük bir hapishane. Bir doktor: Farah. Türkiye'de okuyup şehrine geri dönerek, ömrünü halkının yaralarını sarmaya adayan bir kız.. Bir direnişçi: Muhammed Mirza. Güçlü, öfkeli, sert ve aşılmaz. Elinde silahı ve kalbinde islam...
Lina arkasına dönüp baktığında onu bıraktığı yerde dizlerinin üzerine çökmüş, kendisine baktığını gördü. Aralarında bir hayli açılmış mesafeden dolayı yüzünü net göremese de toprağa bulandığını ve bakışlarındaki hayal kırıklığını seçebiliyordu. Kalbinde hissettiği acıyla tüm gücünü bacaklarına yükleyerek koşmaya başla...