YANGINDA EN SON KÜLLER ÖLÜR
Parmaklarım küllerinde dolaştı. Sonra birden yağmur bastırdı. Gülümsedim ve beni izledi. Sustu ve onu dinledim. Sessizliği bile güzeldi. "Çünkü Leyla, çünkü iki gözüm, yangında en son küller ölür."
Parmaklarım küllerinde dolaştı. Sonra birden yağmur bastırdı. Gülümsedim ve beni izledi. Sustu ve onu dinledim. Sessizliği bile güzeldi. "Çünkü Leyla, çünkü iki gözüm, yangında en son küller ölür."
O gece yağan yağmur, yer ve göğün yerini değiştirmişti. O geceden sonra bir daha şafak sökmemeli, güneş doğmamalı, sabah olmamalıydı. O gece şafak söktü, güneş doğdu, sabah oldu. Olmamalıydı.
"Kaburgam acıyor," diye fısıldadı, gül kuyusu. "Kaburgamı çaldın benden." Adam kızın yüzünü tam kaburgalarının üstüne bastı. "Burada, gül kuyusu," dedi ifadesiz bir sesle. "Burası senin sürgünün. Buradayken ne ölüme kavuşabilirsin, ne de kendini geri alabilirsin artık." Kız, adamın kazağını kavradı, yüzünü kaburgaları...
Sen hiç bir kitap karakterine âşık oldun mu? O, oldu. Asıl tuhaf olan ise... Kitap karakteri de ona âşık olmuştu. "O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla." (DÜZENLENİYOR.) © Tüm Hakları Saklıdır! ©
"Allah der ki, kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler, onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur. Aklın şaşar dostun düşmana dönüşür. Düşman kalkar dost olur. Öyle garip bir dünya. Olmaz de...
Bir kadının, yirmi altıncı yaş gününde alabileceği en güzel hediyeydi, Ateş. Ve İdil hayatında aldığı her bir pırlanta ve elmastan, pahalı araba ve kıyafetlerden, vücuduna pelesenk olan küçük, altın pırıltılarından daha güzel olan bu hediye için, şükredecekti günün birinde...
"Canın ne kadar yandıysa, benim de o kadar yandı. Şimdi doğruyu söylüyorum korkak tavuk, ben sana aşığım. Anladın mı?" "Korkak falan değilim ben." Benim ona aşık olduğumu söyleyeceğimi düşünmüyordu muhtemelen. Şaşkınlıkla afalladı. "Korkak olmasaydın Yağmur'a aşık olduğunu söyleyip bana bunu yapmazdın. Direkt söylerdi...
İmkansızlıkların içinde boğulmuş bir aşk hikayesi... Bu bir vicdan özrü... Kendini affettirebilmek için verilen bir savaş! *Bazen gördüklerimiz bizi yanıltır.* Özür Dilerim!
Hayata, dertlere, sıkıntılara kısa bir mola! Azıcık gülmek isteyenler buraya :)
Kamuflajlı kollarının kızın sarı bukleleriyle oluşturduğu tezata gülümsedi. Sonra gözlerini aşağıya indirdi. Bedeniyle duvar arasında küçücük kalan bir kız. Beyaz dantelin örtemediği göğüslerin arasındaki muhteşem vadi. Kızın kokusuyla sarhoş olmuş burnunu o çukura gömmemek için kıvranırken mırıldandı. "Ben askerim...
"Ve ateş kül oluncaya dek yanmaya devam etti. Su ise buhar olacağını bilmesine rağmen savaşından vazgeçmedi.'' Masal on sekiz yaşını doldurduğunda kaldığı yetimhaneden ayrılmak zorunda kalmıştı. Bu arada eski yurt müdürü tarafından ona İstanbul'da bir kolejde burs ayarlanmıştı. Kendine kalacak bir yer bulması gerekiyo...
**Bazen birşeye sahip olduğumuzu sanırız. Ama yalnızca 'sanırız'** "Herşey yoluna girecek!" "..." "Herşeyi unutturacağım sana. Bütün yaşadığın o kötü zamanları" "..." "İnsanlar neleri unutuyor.. Sende bu yaşadıklarını unutacaksın!" "Unutmayacağımı ikimizde biliyoruz" "Unutmak zorundasın lanet olası! Unutacaksın!!!" ~B...
Umut etmek; hepimizin yaptığı bu değil miydi? Önümüzdeki engelleri aşmak için destek aldığımız, düştüğümüzde tekrar kalkmamızı ve yürümeye devam etmemizi sağlayan o kutsal histi umut. Karanlıkta yolumuzu aydınlatan bir araç, pes etmek üzereyken yavaşça kulağımıza bir daha denememizi fısıldayan inanç dolu bir ses. Bir...