Psikopat2, Psikopat3, Psikopat4, Psikopat5
Ben geceysem sen günüme doğan güneşsin... Simsiyah gökyüzümde parlayan yıldız, dondurucu kışımda içimi ısıtan yaz, karanlığımı aydınlatan saf ışıksın... Sen beni iyi yapan her şeyin ta kendisisin!
Ben geceysem sen günüme doğan güneşsin... Simsiyah gökyüzümde parlayan yıldız, dondurucu kışımda içimi ısıtan yaz, karanlığımı aydınlatan saf ışıksın... Sen beni iyi yapan her şeyin ta kendisisin!
Ölümden kaçarken bir yandan uçurumun ucuna geldiğini fark edemeyen kadının öyküsü bu kitap. Aşık olduğu adamdan kaçmak için başkasına tutunmak zorunda olan bir kadın. Katilinin sevdiği adam olduğunu bilen ama ona tercih ettiği kişinin uçurum olduğunu bilmeyen bir kadın. Yalnız biri. Yalnız bir Deniz.. Deniz Akman'ın ö...
Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman. Her sabah işkence gibi gelen okul sabahlarımın bir gün çekilebilir hatta halatla çekilir hale gelebileceği uçsuz bucaksız hayalimin uçurumundan bile geçmezdi. Allah'ın sevdiği kuluymuşum ki hem çok sevmiştim...
Sonra, "Bu dağ..." dedim, daha çok kendi kendime konuşurken. Geçmiş bir sis gibi üzerime çöküp, bana korkaklıkla dolu olan kaçma isteklerinden birini yaşatmıştı. Üsteğmenin üzerimde dolanan şüpheli gözlerini de hissedebiliyordum. Bu yüzden cümleme özgüvenle devam ettim. "Ben bu dağa bayrak kadar yakışanı görmedim."
Yok olmak nasıl bir duygu? Peki ya yalnızlık ile ölüme terk edilmek? Veyahut koca şehirden kaçma isteği? Kendi idam sehpanda senden önce tüm hayallerini astın mı? Bileklerini kesmenin aslında bir boka yaramadığı zamanlar sabahlara kadar ağladın mı? O kadar gürültü arasında susarak anlaşılmaya çalışırken fark edilmemek...
Serinin ilk kitabıdır. Tüm bölümler düzenlenmiştir. Siyahın içindeki beyaz yok bu hikayede. Beyaz kız, siyah oğlanın aydınlığı olur diye bir şey yok. Benim hikayemde; çevresindeki tüm siyaha rağmen, -siyaha itilmesine rağmen- kendi renklerine tutunmaya çalışan, kendi renkleri için siyahın içinde savaş veren ve o siyah...
Siyahın içindeki beyaz yok bu hikayede. Beyaz kız, siyah oğlanın aydınlığı olur diye bir şey yok. Benim hikayemde; çevresindeki tüm siyaha rağmen, -siyaha itilmesine rağmen- kendi renklerine tutunmaya çalışan, kendi renkleri için siyahın içinde savaş veren ve o siyahı kendi renklerine boyamayı başarabilen bir kız var...
"Ben uzun zamandır hiçbir şeyden emin olamıyorum. Bir sabah kalkıyorum, yaşamak istemediğimi düşünüyorum. Hayatta kaybettiklerin kazandıklarından fazlaysa yaşamanın ne anlamı var ki? En son ne zaman bir şeyi kazandığımı, en son ne zaman mutlu olduğumu hatırlamaya çalıştığım anda da..." derken gözlerim yine dolmuştu. "...
Ruhumda dolaşan, bir günlük kelebeğin cesedini ellerimle taşıdım kalbime. Parmak uçlarımla son kez okşayıp koydum tabuta. O kelebek kalbimle ruhumun arasında bir araf olarak tekrar kanat çırpacak. Bir gülüş gözümden kalbime düşene dek orada hapsolacak, kelebeğim. Ya hayat bulacak, ya da sonsuzlukta kaybolacak. Şimdi o...
Lisedeki ilk yılımdan sonra her zamanki Bodrum tatilinin düşüncesi, benim için fazlasıyla sıradandı. Ama sıradan olmayan bir şey vardı ki o da yan evdeki çocuktu. (Tüm hakları yastığımın altında saklıdır)
Arkadaşlıklar, aşk, aile, okul... Hayatınızda her şey mükemmelken, elinizdekilerin farkına tam olarak varamazsınız... On yedi yaşındaki Güneş, anne babasını ve küçük kardeşini kaybettikten sonra, yaşadığı acıların ardından hayatına devam etmek istiyordu. Güçlü olmak zorundaydı. Eski okulundan işlemediği bir suç yü...
Aşk hiç bu kadar karanlık olmamıştı... Bir tarafta zenginlik ve lüks içinde yaşayan Buket, bir tarafta herkesin korktuğu, tehlikeli ve insafsız Kağan! Buket'in hayatı babasının iflasıyla değişir ve eski kusursuz günlerini İzmir'de bırakarak zorlu bir yaşam süreceği Ankara'ya taşınmak zorunda kalır. ...