CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞ
"Hoşuma gidiyorsun ama seni öldürürüm."
Pars, Atlas'ın önce ilk aşkı, sonra oyun arkadaşı oldu. Oynadıkları oyunun ipleri ayaklarına dolandı. Biri kaldı diğeri kaçtı. Çok zaman sonra kapı yeniden çaldı, postacı kapıya bir kaset bıraktı. Kasette Atlas'ın abisinin, Aras'ın katilinin sesi vardı. Atlas duyduğu sesin, Pars'ın peşine düştü. 🩸 "Pars..." dedim. "S...
Geri döndüm. Tek tek söküp attığım ne varsa, üstüme bir bir diktim de döndüm. Kalbime geri döndüm.
'Mara' ismi annesinin ona tek hediyesiydi. İsminin anlamı acı olsa da, annesi ona bambaşka bir amaçla vermişti bu ismi. Her seferinde bir şeytan olduğunu vurgulamak için... Babası ise ona Angelina derdi çünkü o babasının meleğiydi. Ama Mara ne annesinin söylediği gibi bir şeytan, ne de babasının söylediği gibi bir mel...
Yalanlarım bilendikçe kanatır dudaklarımı. Tenimden bir yama gibi sökülür dokunuşun. Söyle, bu yazgının hangi sahnesi ait gerçeğe? Bu kanlı tuzağı doğuran o mizansen sona erdiğinde, Dibi kör bir kadehten ölümü yudumladığım o gece, Uğuruna savaş başlattığım bir yemin verdim. Parmaklarımdaki alevler, kuklalarımın ipi...
"Uyan, dalgın ulusum! Gör önündeki laneti. Senin için geliyorlar dalga kıranım, Senin için geliyorlar nazlı denizim... Ve seni bulduklarında bizi de bulacaklar. O zaman seni terk edeceğiz."
Gözlerimi sımsıkı kapatarak derin bir nefes aldım. Yapmak üzere olduğum şey benim için bile deliceydi. Sadece birkaç dakika sonra yüzyıllar öncesine gidebilecektim. Ve bu çok tehlikeliydi. Ama buna mecburdum. Başarmam gereken bir görevim vardı. Yanımdaki adam son kontrollerini yaparken aklımdan geçenleri okumuş gibi...
Eczane gibi çalışan yayınevleri. Tefeciye bir ton borç. Tuhaf bir yazı atölyesi. Kitaplar aracılığıyla yayılmaya çalışan tehlikeli bir virüs. Teksas'ta belalı bir kumarhane. Ve bir de biz, ben ve o. Başkalarının deyişiyle: Morfin ve Vitamin.
Sesil, yirmi yaşına henüz basmış bir psikoloji bölümü öğrencisidir ve okuduğu bölümü seçmesinin en önemli nedeni, sekiz yaşındayken öğrendiği, modern tıbbın hala gizemini tam olarak aydınlatamadığı bir algı komplikasyonuyla dünyaya gelmesidir: Sinestezi. Bunun üzerine sekiz yaşındaki pek çok kişinin alamayacağı kad...
"Dahası sen bir rüyasın," dedi çocuk, "neden kendine yardım etmeyi denemiyorsun?" Emily herkes kadar sıradan biri olduğunu düşünüyordu. Herkes kadar sıkıcı ve alışılagelmiş bir adı, sürekli rastlayabileceğiniz türden bir görünüşü ve bisiklet sürmek gibi yavan hobileri vardı. Ne var ki bu genç kız bir gece yarısı yatağ...
Bilinmeyen bir şehre ait yıkık dökük evlerden birinde, eskimiş bir karyolanın altında, siyah kaplı bir defter yaşar...Üzerine yazılan bütün dilekleri gerçekleştirdiği halde, her defasında uğursuz bir nesne gibi fırlatılıp yalnızlığa mahkum edilen bir defterdir bu. Bir gün öylesine biri çıkar gelir uzaklardaki bir şehi...
Harika bir dostluk, Araya giren farklı duygular. Nereden geldiği belli olmayan bir serseri... Gördüğünde içinin ürperdiği o soğukluk; AYAZ... Bir kaybedişin hikayesi... Buz tutmuş kalplerin dahi titremesine sebep olacak.
Üç kızın okul başlamadan kalan bir ayında yaptığı çılgınlıklar. Üç kızın asla bozulmayacak arkadaşlıkları. Üç kızın hikayesi. Küçük bir uyarı: Küfür içeriyor, bana göre aşırı değil, size göre aşırı olabilir. Ona göre okuyun derim. Hadi size iyi okumalarrr :d
"Ben öbürleri gibi değilim," dedi Joce ona doğru tehditkar adamlarla yaklaşırken, Jane titriyordu ama bu soğuktan değildi, çocuk ürkütücü görünüyordu sadece. "Sorgusuz sualsiz hiç tanımadığım birine yardım etmem." "O zaman etme," dedi Jane ifadesiz bir sesle. Çocuk, kızın sesini ikinci defa duyduğunda tepkisiz kalmışt...